Eyy Daron Acemoğlu haddini bil, sakın AKP'li Ahmet Hamdi Çamlı'ya bulaşma

Zamanında Erbakan ve Erdoğan'ın gönüllü şoförlüğünü yapmış İstanbul Recep Tayyip Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi mezunu Çamlı'nın eşi benzeri zor bulunur.

Cem Ceminay Yazar cemceminay@cemceminay.com

AH DARON VAH DARON

57 yaşındaki Ermeni asıllı Türk-Amerikalı ekonomist Kamer Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James Robinson ile birlikte Kurumların nasıl oluştuğu ve refahı nasıl etkilediği konusundaki çalışmalarından dolayı 2024 Nobel Ekonomi Ödülüne layık görüldü.

Galatasaray Lisesi ve York Üniversitesi mezunu Acemoğlu, London School of Economics’ten doktorasını almış ve şu anda dünyanın en prestijli üniversitesi M.İ.T’de (Massachusetts Institute of Technology) iktisat profesörü.

Acemoğlu aynı zamanda 2005 yılında ekonomik düşünce ve bilgi dünyasına yaptığı önemli katkılardan dolayı 40 yaşın altındaki iktisatçılara verilen John Bates Clark Ödülü’nün de sahibi.

Acemoğlu’nun bir dolu önemli eseri var.

İktidar ve Teknoloji, Yapay Zekayı Yeniden Tasarlamak, Ekonomide Yeni Arayışlar, Devletler, Toplumlar ve Özgürlüğün Geleceği, Ulusların Düşüşü Güç, Zenginlik, Yoksulluğun Kökenleri, Makroekonomi ve Mikroekonomi adını verdiği değerli kitaplar.

Adam sadece lafta kalmamış gerçekten ekonominin kitabını yazmış

Bu arada ünlü ve ödüllü ekonomist ‘Ulusların Çöküşü’ adlı kitabında yoksul bir toplumun zengin bir toplum haline gelmesi için, bir siyasal dönüşüm yaşanması gerektiği görüşünü savunmuş.

Yani siyasetin yol açtığı ekonomik sorunların çözümü için yol göstermiş.

İyi de bu teorisi bizim için geçerli mi?

Acemoğlu bizdeki siyaseti biliyor mu? 

Ülkemizdeki koşullardan haberi var mı?

Acemoğlu, kısa bir süre önce Almanların Der Spiegel dergisine verdiği röportajda  AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı  Erdoğan’ın iktidarının ilk yıllarında bir yandan “toplumun fakir kesimlerinin sesi olduğunu, istihdam yarattığını ve evler inşa ettiğini” bir yandan da ülkede eşitsizliğin arttığını ve iktidarla bağlantılı iş adamlarının servet sahibi olduğunu vurgulamıştı.

“Yine de Türk halkının bazı kesimleri hâlâ Erdoğan’ı destekliyor” demişti.

Türkiye’de ekonomiyi düzeltecek sonuç getirecek politikalar geliştirecek bir kadronun olmadığını iddia etmişti.

Hepsi iyi güzel de…

Çok doğru söylemiş de…

Bunu anlamak için ekonomi profesörü olmaya ödül falan kazanmaya gerek yok.

Görünen köy kılavuz istemez.

Sokaktaki vatandaşa sorsalar ne halde olduğumuzu bilir.

Başına geleceklerden çekinmese içinde bulunduğumuz ekonomik durumun içler acısı özetini de en ince ayrıntısına kadar yaşadığı örneklerle verir.

Ayrıca ekonomide yeterli bir kadromuz olmayışı son derece doğal.

Hangi dalda liyakatli kadro ve elemanlar var ki ekonomide olsun?

Acemoğlu’nun bu durumdan belki haberi olmayabilir.

Ne de olsa Türkiye’de yaşamıyor.

Bizde göreve atadıklarının liyakatine değil verilen talimatları uygulamasına    ve sorgusuz, sualsiz, kayıtsız, şartsız 7/24/365 biat etmesine bakıyorlar.

Liyakat ile biat da kesinlikle birlikte olmuyor.

Biri varsa öteki yok demektir.

Olay bu kadar basit.

Atanan bakanların, bürokratların, yurt içindeki ve yurt dışındaki görevlilerin tümü liyakatsizlik konusunda birbirleriyle kıyasıya yarış halinde.

Çalışma Bakanı Işıkhan, daha yeni bir arkadaşının damadını Almanca bilmediği halde Düsseldorf’taki Türk Başkonsolosluğu’na ‘Çalışma Ataşesi’ olarak atadı.

Memur bile olmayan damat 4 yıl boyunca bu görevde kalacak ve aylık 7 bin 200 Euro (Yaklaşık 270 bin lira) maaş alacakmış.

Acemoğlu bunu duysa inanmaz hatta ona fıkra gibi gelebilir.

ABD’nin gelir ve eğitim seviyesi yüksek olan bölgelerinden Massachusets eyaletinin Cambridge kentindeki Charles Nehrinin kıyısında yer alan, tam karşısında Harvard Üniversitesi olan MİT kampüsünde yaşayan ekonomi dalında profesör olmuş biri bizim halimizden anlamaz.

Bu işler oturduğun yerden kitap yazmaya pratikte uygulanmayacak fikirler üretmeye ve bir kulaktan girip ötekisinden çıkacak önerilerde bulunmaya benzemez.

Enflasyonun ne amansız bir canavar olduğunu ancak yaşayan anlayabilir.

Türkiye’deki ekonomik sorunu da Türkiye’de yaşam savaşı verenler bilir.

O kadar deneyim sahibi olduk ki dünyada başka hiçbir ülkenin vatandaşı enflasyon cehenneminde Survivor olmak konusunda elimize su dökemez.

Ayrıca herkesin derdi kendine.

Acemoğlu boyundan büyük işlere karışmasın ödülüne sıkı sıkı tutunsun.

Baksanıza dakika bir gol bir misali AKP'nin eski milletvekillerinden Ahmet Hamdi Çamlı, Alfred Nobel’in bombacı olduğunu vurguladı ve bombalarla Gazze’de katliam yapıldığını söyleyerek Acemoğlu'nun Nobel ödülü iade etmesini istedi.

Çamlı yabana atılacak bir siyasetçi değil.

Aktif olarak milletvekilliği yapmasa da partisiyle özdeşleşen tipik bir AKP’li. 

Onu bir kere gören siyasetten anlamasa bile bu kesin AKP’lidir der.

Çamlı TBMM bir oturumu sırasında 'Yeliz' isimli sahte hesabından sosyal medyada yayın yaparken yakalanmış, zamların sorumlusu olarak CHP'yi göstermişti. 

Benzin ve doğal gaz pahalılığını kabul ederek CHP'ye "Siz yaptınız oğlum bunları" diye seslenmişti.

Yani ne yaptığını ve ne dediğini bilen bir adam.

Ağzından çıkanı kulağı duymasa bile hiç çekinmeden söylüyor.

Çünkü arkasındaki güce güveniyor.

Zamanında Erbakan ve Erdoğan'ın gönüllü şoförlüğünü yapmış İstanbul Recep Tayyip Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi mezunu Çamlı'nın eşi benzeri zor bulunur.

Kafası farklı işliyor.

Gündemi yakalamasını halkın nabzına göre şerbet vermesini biliyor.

Onun için Acemoğlu Türkiye ekonomisi hakkında yorum yaparken Çamlı gibi düşünenleri ciddiye almak zorunda.

Memleketin gerçeklerini onlar yansıtıyor.

Uzaktan ahkam kesmekle bir yere varamaz.

Bizde sadece tek adamın dediği olur. 

O da Acemoğlu’nu ödülünden dolayı zaten tebrik etmiş.

Ekonomiden madem bu kadar çok anlıyorsan gel bizi kurtar dememiş.

Ey Acemoğlu!

Burası Türkiye. 

Başka yere benzemez.

ABD’ye hiç benzemez.

Amerika’da hala Burger King’de hamburgerini yiyip Starbucks’da kahveni içiyor olabilirsin.

Ama biz burada onları her fırsatta protesto ediyor eylem yapıyoruz ayrıca domuz eti karışmış olsa bile kendi yerli ve milli köftemizi yiyoruz. 

Amerika’da canın çekince rahat rahat kola içiyor olabilirsin.

Ama biz o kolaları paramızla satın alıp artık yerlere döküyoruz.

138 yıllık devasa Coca Cola firması bu yüzden reklamlarını yeniledi.

55. yılını kutlama bahanesiyle Rize’de Esma, Mersin’de Kadir, Çorlu’da Yunus, İsparta’da Hale, Tülay, Arif’iz biz, bakkal Yaşar amcanın dolabında, Mesut Abi’nin tepsisindeyiz demeye başladı.

Zehra ninenin Elazığ’a gelin geldiği yıldan beri buralıyız, memleketin her köşesindeyiz diye hafızası zayıf olanlara hatırlatmak zorunda kaldı.

Ey Acemoğlu!

Sana verdikleri Nobel ödülünün değerini bil.

Hayatın boyunca gecesini gündüzüne katıp çalışmış uğraşmış çabalamış, araştırmalar yapmış, tezler yazmış, o tezleri başarıyla savunmuş koskoca M.İT’de profesör olmuşsun.

Dünyada ekonomi konusunda Nobelli bir saygınlığın var.

Akademik bir itibarın var.

Aklını kullan bize hiç bulaşma.

Önerilerini kendine sakla.

Çamlı’nın çağrısı kulağına küpe olsun.

Ödülü iade etmeye niyetin yoksa bizden uzak dur.

Yoksa İstanbul Recep Tayyip Erdoğan İmam Hatip Lisesi mezunu biri M.İ.T Üniversitesi’ndeki bir profesörün aklını çelebilir.

Kolay kolay herkese layık görmedikleri Nobel Ödülü’nü geri verdirtebilir.

Ey Acemoğlu!

Başarılarını kutluyor seninle gurur duyuyouz.

Ama yine de kendine dikkat et ve tedbirli davran.

1998 yılında ‘Ah Mary Vah Mary’ adında efsane bir komedi filmi vardı.

2024 yılında gerçek hayatta ‘Ah Daron Vah Daron’ vakası yaşamayalım.

Tüm yazılarını göster