İlişkileri bir türlü yürümeyen, uzun vadeli olamayan insanlar, özellikle bu konuda şakacı olurlar. İlişkilerinin süresi hakkında, kendilerine katlanılamaması hakkında, ne kadar zor bir insan oldukları hakkında türlü şakalar yaparlar ve hatta bu konuda ün salmalarını eğlenceli bulur ve bundan zevk alırlar.
Elbette ilişki her şeyden önce bir ‘doğru zaman, doğru insan’ meselesidir. Doğru insanla karşılaşmış olmak da yetmez, doğru zamanda bir ilişkiye başlamak da. İkisinin aynı anda olması, iyi ve uzun soluklu bir ilişkiyi temellendirir.
Bir insanın uzun ilişki yaşayamıyor olması, ilişkilerinin sürekli sorunlu bitiyor olması, sıklıkla terk edilmesi ya da terk etmesi, henüz doğru zamanda doğru insanla karşılaşmamış olduğunu gösterir evet. Ancak sorun bazen daha derin de olabilir. Bir uzmanla görüşülmesi şart.
Hangi ‘olmazsa olmaz’ şey atlanıyor, ne konusunda başarısız olunuyor, yoksa yalnızca şans mı, bakılması şart. Her neyse ne diyordum; ilişkileri yürümeyen şakacılardan söz ediyordum değil mi? onların rahatlıklarına aldanmayın. Bu başlı başına bir travmadır, bazen fark edilen ama gizlenmeye çalışılan, bazen de hiç fark edilmeyen.
Magazin dünyasına baktığımızda, iki sevgilisi arasında çok kısa zaman olduğunu gördüğüm, eski sevgilinin adını dövme yaptırıp türlü zahmetle sildiren ama yeniyi de çarçabuk yaptırıveren, sürekli yeni bir maceraya atıldığı söylenen çok sayıda insanla karşılaşıyoruz. Bu insanlar kusurlu değiller. Ayrılıkların daimi suçlusu da değiller. Bu hızlı geçiş süreçlerinin önemli nedenlerinden birincisi;
Kişinin ikili ilişkilere yatkın olmaması. Öyle ya, müthiş bir arkadaş, dost olabilen pek çok insan ikili ilişkilerde başarılı olamıyor. İlişki sınırları içine sığmakta, uyum sağlamakta zorlanıyor. Yapısal bir sorun olmakla birlikte çözümlenebilir de.
İkinci önemli nedeni, iletişim sorunlarının olması. Bu tür kişiler doğru zamanda doğru kişiyle karşılaşmış dahi olsalar iletişim kurmada, anlamada ve anlatmakta güçlük çektikleri için anlaşmazlık yaşar ve aşamazlar.
Üçüncü önemli neden ise çeşitli nedenlerle karşı cinsin etki alanı dışında kalması. Bazı kadınlar ve erkekler, dışarıdan ne kadar ‘hayallerdeki insan’ gibi görünseler de onlarda kadını ya da erkeği iten, çekim alanına girse de tanındıkça kalmasına engel olan şeyler vardır.
Artırılabilecek onlarca spesifik nedenle ilişkilerini yürütemeyen insanların, o bitmek bilmeyen mutluluklarına, kendileriyle alay eder hallerine ya da bu durumu bir ayrıcalık olarak görüşlerine aldanmayın. Bilseler de bilmeseler de bu durum travmatik. Yakınlarınızda varsa bahsettiğim gibi birileri, yardım almalarına aracı olabilirsiniz.
Şşşş çok da yüklenmeyin, sinsice ve dostça yönlendirin.