Onu tanıdığımda 12 Eylül'cüler tarafından seçilmiş Danışma Meclisi
üyesiydi . Yeni Anayasa yapma çalışmalarına katılmış , son dakikada da
Darbe Anayasasına " Hayır" diyerek o zamanki yönetimin şimşeklerini
üzerine çekmişti.
Darbe döneminde böyle rest çekebilmek cesaret işiydi doğrusu.
Partiler dönemine geçildikten sonra uzun soluklu bir siyaset yaşamı oldu.
Çok tepki çektiği olaylara da imza attı. Mecliste pek çok kavga da
onun iddialı açıklamalarıyla çıktı.
Çok fakir bir ailenin çocuğu olarak doğmuş, büyümüş, ama çok hırslı
okumuş hatta bursla Fransa'ya bile gitmiş.
Yaşadığı yoksulluk nedeniyle elinin de çok sıkı olduğu biliniyordu.
Hatta parasını kooperatiflere yatırıp 40 adet evi olduğu söylenirdi.
Onunla ilgili bilinmeyen ise Tunceli'de yüze yakın çocuğu okuttuğuydu.
Kazancının bir bölümü de tazminat davalarına gidiyordu. Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan'a; Melih Gökçek'e yüksek miktarlarda ceza ödedi. Ama bu
onun dilini tutmasına yetmiyordu.
****Tunceli'ye o kadar bağlıydı ki, bir gün Tunceli balını tanıtmak
istediğini, bunun için ne gerekiyorsa yapacağını söyledi. Ben de o
zamanki amirlerimden onay aldım ve parmaklarını kavanoza daldırarak ,
bu bal güç katar diye konuşmasını haber yaptım. Komikti ve Show
Haber'de izlendi. Bundan onun tek çıkarı memleketinin can çekişmekte
olan üreticilerine destek olmaktı.
Gezmeyi ve içkiyi severdi de hiç de gizli saklı yapmazdı. Elçilik
davetlerinin hep baş konuğu oldu.
Son kez milletvekili olduğu geçen dönem ise 17/25 Aralık olaylarından
sonra mecliste elinde hep feneriyle dolaştı.
CHP'li milletvekili arkadaşlarından bazıları bile Kamer işte diye
ciddiye almamak lazım derlerdi. Oysa Meclis içtüzüğünü en iyi bilen ve
iktidarı da bu bilgisiyle deli eden çoğu zaman da Meclis çalışmalarını
kilitleyen bir milletvekiliydi.
Hastalandıktan sonra sosyal medyada haftada en az bire kere öldü diye
yazı çıkardı. Hatta bir keresinde elim titreyerek aradım onu, çok
üzgündü. Bunu kimler çıkarıyor biliyorum ben. Ailem çok üzülüyor.
Yaşıyorum dedi.
Ama son haber gerçek çıktı.