Bana göre yaşamın kıymetini bilmek, sahip olunan kişisel yetenekleri en verimli biçimde değerlendirmek ve yapabildiklerimizi başkalarıyla paylaşabilmekle eşdeğer. Tabii günümüz şartlarında bunu becermek de o kadar kolay değil. Çünkü dizi dünyasındaki rekabet gibi yaşamın içinde de kendini kabul ettirme yarışı alabildiğine zorlu!
Bu zorlu yarıştan galip çıkanlardan biri bugünkü köşemizin konuğu… Yaşı küçük ama popülerliği bir hayli büyük… Ekranda Harem’in Balkız’ı olarak adından söz ettiren, kendine duyduğu güvenle oyunculuk yolunda emin adımlarla yürüyüp Baba Can’dır dizisinin Ceylan’ı olan… Ve tiyatronun Sıcak Çikolata’sını da bize tattıran Melis Tüzüngüç!
Hisleri… İçindeki Melisler ordusu… Yaşama bakışı vee… Neyse sözü çok uzatmayalım. ‘Geç olsun da güç olmasın’ diyerek gerçekleştirdiğimiz röportajdan Melis Tüzüngüç’ün dünyasına uzanıp sorularımıza verdiği cevaplarla ‘Matruşka Melis’in dünyasına dalalım.
BU DÜNYAYI KENDİM YARATTIM…
1-Melis Hanım merhabalar… Size baktığımda yaşı küçük ama ünü büyük birini görüyorum. Maşallah kısa sürede başarılı işlere imza atıp bir hayli popüler oldunuz. Bunun bilincinde olmak nasıl bir his? Hiç bu yönünüze güvenip şımarıklık yapma isteğine kapıldınız mı?
Beş senedir oyunculuk dünyasının içindeyim. Bu dünya benim dünyam. Bu dünyayı, kendime ben yarattım. İstedim ve çok inandım. Şu an ise başarı ivmesi hızla yükselen gözümün bebeği işim Baba Can’dır var.
Her iş, ister istemez ün-başarı-beğeni algısını etkiliyor. Bunun bilincindeyim. İstediğim ve taptığım alanın içindeyim. Bunun için şükrediyorum. Şımarmak bence dallı budaklı bir durum… Bir, itici ve kötü ruhla şımarmak var. Bir de, bazen küçük bir köpek yavrusu edasında, tatlı tatlı hislere girmek var. Ben sanırım o küçük köpek yavrusu olabiliyorum bazen(Gülüşmeler)…
Ne mutlu şu yaşımda sevenim varsa, beğeni alıyorsam, karşılığını görüyorsam. Bunun yaşı başı da yok ya; hadi neyse. İşim konusunda kendimi çok iyi hissediyorum.
MELİS TÜZÜNGÜÇ KENDİNİ ‘MATRUŞKA’YA BENZETİYOR
2-Kesinlikle… Yaş çok önemsiz bir ayrıntı. Peki… Gelelim size kendini iyi hissettrien Melis’in dünyasına. Bir röportajınızda ‘Hayalleriyle uyuyup planlarıyla uyanan biriyim’ demişsiniz. Hayallerinizi ve planlarınızı öğrenebilir miyiz? Hayallerin ve planların ötesindeki Melis Tüzüngüç yani Melis’in içindeki Melis nasıl biri? Onu kızdıran, duygulandıran, hoşuna giden şeyler neler?
Melis'in içindeki Melis… (Bu tanımım hoşuna gittiğinden gülüyor) O kadar doğru ki benim için. Kendimi hep ‘matruşka’ya benzetirim. Bir şey... Bir ben… Ve benden içeri bir sürü benler. Her hale giren ve her haline sahip çıkan Melis'ler ordusu.
Güzel hayallerim var. Tatlı planlarım var. Çok geniş benim için bu konu. Kendimi bulmak, daha da içimi keşfetmek ve her daim bu işin içinde başarılı olmak… İz bırakmak, ilham olmak istiyorum. Gözümü kapadığımda ne istediğimi ve kendimi konumlandırdığım yeri çok iyi görüyorum. Bunun reelde bir karşılığı var ve hiç bitmesin istediğim bir serüvenin içinde huzurla yol almak istiyorum.
Duygu geçişlerim çok serttir benim. Bir anım bir anıma tutarsız olabilir. ‘Ay deli bu kız’ dedikten iki dakika sonra ‘Ne oldu neden ağlıyorsun’ dedirten garip gurup hallerim var. Ama kendi dengesizliğim içinde öyle bir denge kurmuşum ki; bu beni bocalatmıyor, kötü etmiyor.
Kendimi tanıyorum ve girdiğim her ruh halime sahip çıkıyorum. ‘An’lar bana duygu verir, beni yaşatır. Örnek vermemekle birlikte, beni duygulandıran, kızdıran, benim hoşuma giden her ‘An’ın gözlerinden öperim.
YÖNETMENİM, PARTNERİM… SAĞ OLSUNLAR BE!
3-Hayatı ‘an’ların duygusuyla güzelleştirebilen bir insansınız. Oyunculuğunuz da bundan güç alıyor demek ki! Dizilerdeki oyunculuk yönünüze bakacak olursak… İpek, Balkız, Yağmur, Ceylan… Hepsi de cıvıl cıvıl karakterler. Aralarında bir seçim yapmanızı istesem, etkileyicilik ve eğlendiricilik açısından hangisini daha çok sevdiniz?
Hepsi gerçekten çok neşeli, genç ve enerjisi yüksek karakterlerdi. Ayrım yapmak bence her zaman güzeldir. Bazı şeyler diğerlerinden ayrılmalıdır.
Bana en özel gelen Ceylan oldu. Öyle hissettim ki bu kızı… Ta en başından… Evet dedim yani; ‘bu benim’!
Ama bu tamamen benlik bir durum değil.
Ceylan için o kadar alanım var ki. O kadar ufkumu genişletebilecek, deneyimleyebileceğim, tadını damağımda bırakabilecek şeyler yaşıyorum ki sette. İç ritmini hissediyorum resmen Ceylan’ın... Ve doğrusu, Ceylan’dan bu kadar haz almadaki başlıca sebebim, Yusuf Pirhasan.
Yönetmenin seni rahat bıraktığında, sınırlarını genişletip o alan hakkını sana tanıdığında ve en önemlisi olayı sana bıraktığında -çünkü sana güvendiğinde- alıp başını güzel yerlere götürebiliyorsun karakteri.
Dediğim gibi her şey zincirleme. Sağ olsun çok sağlam bir yönetmenim ve partnerim var. Onların bu karaktere katkısı, Ceylan’ı bu kadar hissetmemdeki payları şiddetle büyük.
Sağ olsunlar be!
4- Size özel gelen Ceylan karakterine baktığımızda… 12 yaşındayken tanıştığı Emrecan’ın evlilik sözüne inanıp 11 yıl bekleyen ve o umutla hiç bilmediği İstanbul’a koşan bir kız olarak çıktı karşımıza. Karakterin bu yönü günümüz şartlarında size mantıklı geldi mi? Gerçek hayatta aşkların, bağlılıkların, aile ilişkilerinin böylesine saf ve inançlı olduğunu düşünüyor musunuz?
Hayallerinin peşinden git!
Hayallerin nereye, sen oraya!
Aşksa aşk.
İşse iş.
Güçse güç.
Sadece git. Neyi istiyorsan, nerede olmak, kiminle olmak istiyorsan oraya git ve tam orada, o an'da kal.
Kal ki yaşadığını hisset.
Her duygunun safı, her ilişkinin inançlısı, esaslısı var elbet. Kimi zaman köreliyoruz bu duygularda, kimisi de şiddetimizi arttırıyor.
Zamana bağlı, kişiye bağlı, bize bağlı olaylar bunlar. Saflık da inanç da çok gerçek hisler. Varsa korunmalı, yoksa oradan hemen uzaklaşmalı; ne yaşıyorsan yaşa.
YERE DEVRİLEREK GÜLDÜĞÜM İNSANLARLA ÇALIŞMAK ŞA-HA-NE…
5-Bu etkileyici şiir gibi, felsefi cevabın ardından gelelim Baba Can’dır dizisine… İçerikten ve ekipten memnun musunuz? Rol arkadaşlarınızla sette yaşadığınız ilginçlikler oldu mu?
10 numara memnunum hem de. Her şey öyle güzel, öyle sihrini koruyarak gidiyor ki benim nazarımda.
Rol arkadaşlarımla o kadar çok şey yaşıyor ve paylaşıyoruz ki. Hem set içi, hem set dışı çok kuvvetli ilişkilerimiz var. Yaşadıklarımızı, komik anlarımızı ve eğlenceli vakitlerimizi yazsam olmaz. Gerçekten şahit olmak lazım. Yere devrilene kadar güldüğün insanlarla aynı ortamda çalışmak var ya… Şa-ha-ne!
6-Diziniz de şah-ha-ne zaten… Sevmemek, izlerken eğlenmemek mümkün değil. Ancak olayın bir de reyting yönü var. Sizce reyting kaygısı dizilerin kalitesini ve oyuncuların performansını kötü etkiliyor mu? Rekabetin hayli kızıştığı ekranlarda TRT dizisinde olmak sizce bu açıdan bir avantaj mı?
Nazar değmesin reytinglerimiz çok iyi durumda. Elbet etkisi oluyor bize ve sete. En nihayetinde bu bir karşılık, bu bir tablo. İyi geldiğinde sarmaş dolaş kutluyoruz birbirimizi. Ama düşecek olursa da daha iyisini yapmaya yürüyoruz. Kanalımızdan ve gidişattan son derece memnunuz.
7-Dizi oyunculuğunuzun yanı sıra tiyatro yönünüz de mevcut… Ki buradaki başarınızı, Sıcak Çikolata ile ispatladınız. Çok keyifli bir oyundu, tebrikler. Tiyatro yolculuğunuzda başka projeler var mı gerçekleşmeyi bekleyen?
Çok teşekkürler öncelikle, beğenmenize çok sevindim. Tiyatro benim bu âleme atılmama sebep oldu. Lisedeyken yapmıştım ilk. Şimdi ‘Sıcak Çikolata’ oyunumuz devam ediyor. Gezmeye, oynamaya devam.
BAŞIMDA ‘BİK BİK’ ÖTECEK KİMSE YOK
8-Sıcak Çikolata demişken bu oyundaki cesur sahneleriniz tıpkı Harem’deki çıplaklığınız gibi dikkat çekti ve medyada ses getirdi. Rol gereği yaşanan böylesi durumlar oyuncuların özel ilişkilerine olumsuz yansıyabilir mi? Siz yaşadınız mı böyle bir olumsuzluk?
Benim için ‘cesur’ sıfatının hakkı o sahneler değil. Önemli olan, onları cesurmuş gibi göstermede sanırım. Ama olsun, bazen cesur gözükmek de bir şeydir(Gülüyor).
Yanlış bir durum olduğunu hissetsem, sakınca görsem, bunu bile bile onun içinde olmayacağım için, ben ‘tamam’ dedikten sonra bunu yargılayacak, negatif kirli enerjisini bana verip başımda bik bik ötecek kimse yok hayatımda. En azından şimdilik.
Benim öylelerine bırak duvarları, surlarım var. Keyifli -ama cesur ama risksiz-, içinde kendimi iyi hissettiğim her kılığa bürüneceğim. Güvenen buyursun yanımda dursun yolum boyunca.
İLİŞKİDE KALIPLARI SEVMİYORUM
9-Kendi birlikteliğinizden yola çıkarak, mutlu bir ilişki için çiftlerin özen göstermesi gereken ayrıntıları söyleyebilir misiniz? Sizce erkekle kadın arasında büyük yaş farkı olduğunda mutlu bir birliktelik yaşanır mı? Yoksa davul dengi dengine mi vurmalı?
Dengi dengine algısına katılmıyorum. Neyin dengi? Kime denk? Kalıpları sevmiyorum ilişkide. Üçüncü gözlere ve fikirlere saygım var ama önemli olan senin ne hissettiğin. Yaşın, huyun, suyun neyse ne. Ne istediğin, neyi hissetmekten memnun kaldığın önemli.
Çevremizi de bunlar belirliyor. Kurduğumuz ilişkilerin temelinde bir gönülden bağlandıklarımız, bir de bize doğuştan verilenler var. Sahip çıkmak istediğime sarılırım ben. İyi enerji varsa, sonuna kadar kalsın isterim benimle. Hangi ilişki bağı olursa olsun -aile, aşk, dostluk- kötü hissettiren gitmeli, iyi gelenle kucaklaşmalıyım.
Bırakalım davulu zurnayı; Kalp hissettiğince atmalı.
SONU HEP HAYALLER VARAN TAVSİYELERİM VAR
10-Davulu zurnayı bir yana bırakıp Melis Tüzüngüç’ü uğurlarken son sözü dizi karakteriniz Ceylan’a vermek istiyorum… Ceylan’ın, genç kızlara bilinmeyene doğru yelken açıp hayallerinin peşinden koşmakla ilgili tavsiyeleri neler olabilir?
Sonu hep hayallere varan tavsiyelerim var benim kendimce. Sonuna kadar hayaline sarıl, peşinden koş. Sahip çık ve benimse. Senin olanın güveni ve gücü yadsınamaz. Kim ne diyorsa desin ki, onlar hep der… Yol senin yolun ve her şey senin elinde.
Özünü yönetmeyi bil ve her zaman neyi isteyip istemediğinin bilincinde ol. En şuursuz anlarında bile kendinden kopma. Ve kendine inancın tam olduğu sürece her şey çok güzel olacak. Diyorum ki, insan inandığıdır!
Gerçekten de ne oyunculuk yeteneğinin ne de hayata bakış mantığının yaşla başla ilgisi olmadığını bir kez daha gösteren saptamalarda bulunan Melis Tüzüngüç tüm açık sözlülüğüyle böyle diyor bize…
Ceylan’ın ağzından ‘İnsan inandığıdır’ diyerek noktayı koyan Melis Hanım’a samimi ve açıklayıcı cevaplarından dolayı teşekkür ediyoruz. Bu inançla daha çok güzel işlere imza atacağına, gerek ekranda gerekse tiyatroda zoru başaracağına yönelik inancımız da tam. Çünkü kendisindeki enerji ve bakış açısı mükemmel.
Herkesin inançları doğrultusunda can bulması temennisiyle koyalım noktamızı.
Anibal GÜLEROĞLU
guleranibal@yahoo.com
www.twitter.com/guleranibal