Mr. Hyde Jack The Ripper’a karşı

19.yy sonlarına gelindiğinde İngiltere ve İskoçya’nın bir çok şehrinden “Jack the Ripper” vakaları işitiliyordu. Greenwich’te, Neath’ta, Penarth’ta, Swansea’da, Guernsey’de vs. yerlerde “Ben Jack The Ripper’ım!” diyerek gezen, tehditler savuran insanlar türemişti.

Tarih Dedektifi Yazar tarihdedektifiniz@gmail.com

 …Senin kullarından bana ait bir pay edineceğim… (Nisa Suresi 118. ayet).             

İskoç yazar Robert L. Stevenson: “Strange Case of Dr. Jekyll and Mr. Hyde” isimli romanını edebiyat dünyasıyla buluşturalı tam 138 yıl oldu. (Morning Post, 06 Ocak 1886:3.

Dilimize “İki Yüzlü Adam” olarak çevrilen eser, 1942 yılında “Ahmet Halit Kitabevi” aracılığıyla okuyucuyla buluştu. Türkçe’deki adıyla kitap; bir davranış biçimi olan ikiyüzlülüğü mü yoksa tıpta “Sonic Hedgehog Homologu”* anomalisi olarak bilinen “diprosopus” hastalığını mı konu edinmişti? 

Bu eserle birlikte şöhreti daha da artan Stevenson, romanı kaleme aldığında henüz otuzlu yaşlarının başında idi. (Western Times, 27 Mart 1886:2). Edgar A. Poe’nun mirasını devraldığı düşünülen yazarın; “Jekyll ve Hyde”ı kurgularken, Poe’nun “William Wilson” adlı  öyküsünden esinlendiği düşünülüyordu. (Graphic, 16 Ocak 1886:9). 


Kitap; bir beden içinde farklı iki zıt karaktere bürünen Dr. Jekyll ve Bay Hyde’ı konu edinmişti. Londra’nın Soho şehrinde yaşayan kibar ve centilmen Dr. Henry Jekyll ile kabalığın ve şiddetin dışavurumu olan Edward Hyde aynı bedende buluşmuştu. (Jeff Rovin, The Encyclopedia of Supervillains, 1987:225-226). İçindeki kötücül dürtüden bir türlü kaçamayan Dr. Jekyll, her seferinde kötü ve şehvetli bir doğaya sahip olan Bay Hyde’a dönüşmekteydi. İçindeki karanlık yönü bastırmak için bir serum geliştirmiş; ancak başarılı olamamıştı. Başlangıçta kendisini kontrol edebiliyorken; zamanla istemsizce Hyde’a dönüşmeye başladı. Dr. Jekyll’ın bu dönüşümü, tıp dergisi Lancet’te görülen bir deney gibi tehlikeliydi. (Liverpool Daily Post, 07 Ocak 1889:5). 

Jekyll, içinde yükselen Hyde’ın karşısında giderek güçsüzleşiyordu. Çoklu kişilik bozukluğu mu yoksa gerçeklik algısının tamamen kaybolduğu bir psikoz mu yaşıyordu? Bilinen şu ki; yaratılan bu fenomen, eser yazıldıktan iki yıl sonra ortaya çıkan “Jack the Ripper” cinayetlerine makul bir açıklama getirecekti. 

1888 yılının ikinci yarısında, Londra’nın “Whitechapel” semtinde vahşice işlenen kadın cinayetlerinin meşhur katiliydi “Jack the Ripper - Karındeşen Jack”. 

Ünlü ve kötü şöhretli insanların bir çok başlatıcısı vardır. Bu sebeple Whitechapel katilinin bir tür “Dr. Jekyll ve Mr. Hyde” olduğu teorisi ortaya atılmıştır. (Weekly Dispatch, 14 Ekim 1888:9) 

Bazı eylemlerin halkın zihninde yarattığı dehşet zamanla cezbedici bir hale gelebilir. Jack the Ripper, işlediği ya da işleyeceği cinayetleri açıkça ilan ediyordu. Bir süre polis departmanına gizemli mektuplar gönderdi. Bu mektuplar halkla da paylaşıldı. Toplumda büyük bir panik havası vardı. Olay canlı tutulmak isteniyordu. (Dover Express, 09 Kasım 1888:2). Mektuplar yayınlandıktan sonra Central News, “Jack the Ripper” imzalı günlük otuz ila kırk civarında asılsız mektup aldı. (Brecknock Beacon, 12 Ekim 1888:6). Bazı devlet adamlarının evlerine dahi “The Ripper” imzalı mektuplar gidiyordu. (Hartlepool Northern Daily Mail, 12 Kasım 1888:3). 

Bu tehditlerin ne kadar büyük bir hızla yayıldığını görmek ürkütücüydü. Metropolitan polisine “The Ripper” imzalı boş tehdit mektupları gelmeye başlamıştı. (Birmingham Mail, 03 Aralık 1888:3).  Avrupa şehirlerinden  “The Ripper” imzalı, asılsız mektup haberleri geliyordu. 

Birleşik Krallık’ta suçluların ve saldırganların şiarı artık Jack the Ripper’dı. Mahalle aralarında taşkınlık yapan gençler çoğalırken; Newbold’ta sopalı saldırganlar ortalığı ateşe veriyorlardı. Aralarından bazıları eşcinselleri yakmıştı. Bunlardan birinin Jack the Ripper’ı taklit ettiği düşünülüyordu. (Warwick and Warwickshire Advertiser, 10 Kasım 1888:5). Londra’nın Jack the Ripper’ı varsa; İrlanda’nın Boycotter’ı veya Jack the Moonlighter’ı vardı. (Greenock Herald, 10 Kasım 1888:3). Londra’nın arka sokaklarında Jack the Ripper’ın gölgesinde şehrin suçları ve yoksulluğu gizleniyordu.

Aylar geçmesine rağmen Whitechapel katili hala bulunamamıştı. Görgü tanıklarının ifadelerine göre katil; şapka takıyor ve uzun bir palto giyiyordu. Elinde cinayet aletleri ve maktullerin organlarını taşıdığı bir çantası vardı. Scotland Yard’taki uzmanlar, işlenen cinayetlerin sadece bir kısmının Jack’e ait olduğunu söylüyordu. Yüze yakın şüpheli listesi vardı; ancak hiç biri tam olarak profili karşılamıyordu. Katilin Polonya Yahudisi bir berber olduğunu iddia edenler vardı. (The People, 27 Şubat 1910:8). Başka bir açıklamaya göre ise katil bir kasaptı. (Hartlepool Northern Daily Mail, 20 Eylül 1889:4). Bıçağı incelikli kullanmasından yola çıkarak cerrah olabileceği de düşünülmüştü. 

19.yy sonlarına gelindiğinde İngiltere ve İskoçya’nın bir çok şehrinden “Jack the Ripper” vakaları işitiliyordu. Greenwich’te, Neath’ta, Penarth’ta, Swansea’da, Guernsey’de vs. yerlerde “Ben Jack The Ripper’ım!” diyerek gezen, tehditler savuran insanlar türemişti. (The Star, 15 Kasım 1888:4).

Bradford Belediye Sarayı’nda “Jack the Ripper” imzalı bir şeyler karalayan bir şömine ustası (Leicester Daily Post, 24 Ekim 1888:2) ile yerel basına ve polis merkezine “The Ripper” imzalı mektuplar gönderen genç bir kadın yakalanmıştı. Genç kadın alımlı, iyi giyimli ve meslek sahibiydi. (Knaresborough Post, 27 Ekim 1888:6). Aberdare’de işçi bir adamın karısı Miriam Howells, suç teşkil eden kötü niyetli mektuplar gönderdiği için tutuklanmıştı. (South Wales Daily News, 21 Kasım 1888:3). 

South Shields sahil kasabasında elinde bıçakla dolaşan sarhoş bir kasap yakalanmıştı ve herkes onun “The Ripper” olduğunu söylüyordu. (Sunderland Daily Echo and Shipping Gazette, 28 Kasım 1888:4).  

Belfast’ta “Jack The Ripper!” diye bağıran bir adam, yirmi şilin para cezasına çarptırıldı. Yine aynı yerde başka bir adam da tutuklandı. (South Wales Daily News, 28 Kasım 1888:3). 

Galler’de genç bir bir kadına, Jack the Ripper içerikli tehdit mektubu gönderen bir madenci yakalanarak hapse gönderildi. (Londonderry Sentinel, 29 Kasım 1888:3). 

Chesterfield’ta karısını; “The Ripper” gibi tehdit  eden bir madencinin ifadesi alındı.(Belper&Alfreton Chronicle, 01 Aralık 1888:3). Aberdeen’da genç bir kadına zorbalık girişiminde bulunuldu. (Dundee Courier, 20 Ekim 1888:3).

Ripper’ın şöhreti kıtaları aştı. ABD’nin Alabama eyaletine bağlı Birmingham şehrinde gerçekleşen seri cinayetler yüzünden halk tedirgindi. Kurbanların ölüm şekli Whitechapel  katilinin usulüne benziyordu. (St. James’s Gazette, 02 Kasım 1888:14). 

İtalya’da Roma’ya uzak olmayan bir mevkide parçalanmış cesetler bulan İtalyan polisi, bunu “The Ripper” cinayetleriyle özdeşleştirdi. (Aberdeen Evening Express, 04 Aralık 1888:2). 

Jack the Ripper Almanya’da da korku salmıştı. O, Almanya’da İngiltere’de olduğu kadar iyi bilinen bir isimdi. (Sheffield Evening Telegraph, 18 Aralık 1888:4). 

Tunus’ta Whitechapel cinayetlerinin katili olduğu düşünülen bir adam tutuklanmış; sonra serbest bırakılmıştı. (Bournemouth Guardian, 26 Ocak 1889:7). Madrid’te küçük bir kızla konuşan bir adam, Jack the Ripper olduğu düşünülerek tutuklanmıştı. (Chichester Observer, 04 Aralık 1889:6).   

The Ripper’ın St. Petersburgta ortaya çıktığına dair söylentiler dolaşıyordu. Bir çok kadın, katilden tehdit mektupları aldıklarını iddia ediyordu. (Evesham Standard&West Midland Observer, 23 Kasım 1889:7). 

1894 yılına girildiğinde Japonya’daki Jack the Ripper’ın yakalandığı haberi geldi. (Leicester Daily Post, 12 Ocak 1894:3). 

1897 yılı baharında ise New York’tan gelen gizemli bir cinayet haberi konuşulur oldu. New York polisi şaşkın durumdaydı çünkü cinayetler Whitechapel’deki cinayetlerin kopyasıydı. (Lloyd’s Weekly Newspaper, 16 Mayıs 1897:4).

İsveç-Upsala’dan da Jack the Ripper vakasını hatırlatan haberler geliyordu. 1900 yılı Aralık ayı sonunda gazeteler İsveçli Jack the Ripper’in yakalandığını yazdı. (Gloucestershire Echo, 26 Aralık 1900:4).

1888 yılı sonbaharında Londra’nın en gözde salonlarını “Strange of Case Dr. Jekyll and Mr. Hyde” oyunu doldurmaya başlarken; Londra sokaklarında “Jack the Ripper” efsanesi doğmaktaydı. 

İnsanın iyilik ve kötülük temayülü eşit ölçüde  değildir. En fazla alkışı sahne önündeki Hyde mı perde arkasındaki Jack mi almıştır bunu hiç bir zaman bilemeyeceğiz? 

“Bana hiç nefs-i emmârem gibi su’-î karîn olmaz, bu düzd-î hanegînin kimse şerrinden emîn olmaz…” Hâmî-i Âmidî 

*SHH proteinin fazla üretilmesi “diprosopus”; az üretilmesi ise “cyclopia” hastalığına işaret eder. Farklı ülkelerin mitlerinde “Cylop” (Tepegöz) adlı yaratığı konu alan çok sayıda eser mevcuttur.

Tüm yazılarını göster