Post Meridiem Jules Verne

Balon havalandıktan sonraki ilk saatlerde her şey yolunda gitmişti. Ekibin motivasyonu yüksekti. Andree, her şeyin yolunda olduğunu posta güvercinleriyle bildirdi.

Tarih Dedektifi Yazar tarihdedektifiniz@gmail.com

Görsel medyanın hayatımıza dahil olmadığı zamanlarda, dış dünyayı tanımanın en kestirme yolu kitaplardan geçerdi. Macera ve keşfetme arzusunu kamçılayan kitaplar denince akla gelen ilk isim şüphesiz Jules Verne’di. 

Verne, 1863 yılında ilk romanı “Cinq Semaines en Ballon”*u yayınladı. Edgar A. Poe’nun öykülerinden esinlenildiği düşünülen kitap (Troy Brownfield, The Saturday Evening Post, 26 Ağustos 2020); Verne’in “Olağanüstü Yolculuklar” koleksiyonunun ilkiydi. 1873 yılında çıkan: “Le Tour du Monde en Quatre Vingts Jours”* adlı romanı ise onu dünya çapında tanınan bir isim yaptı. (London Evening Standard, 05 Ocak 1874:6). Romanları; macera tutkunları ve gezginlerin ilham kaynağıydı.

“Balonla Seyahat” denince İsveçli mühendis Solomon August Andree’yi (1854-1897) anmadan edemeyiz. En büyük tutkusu hidrojen balonları olan Andree; 1876’da ABD’ye gidip balonculuğun öncüsü John Wise ile tanıştı. Havacılık faaliyetleri ve balonla ilgili pek çok bilgi edindi. Stockholm’da havacılık eğitimi aldı. (Shields Daily News, 23 Ağustos 1930:3). Bir süre İsveç gözlem istasyonunda çalıştı; daha sonra uluslararası kutup araştırmaları programına katıldı. Andree’nin hayalinde kuzey kutbuna balonla ulaşma fikri vardı. Eğer bunu gerçekleştirebilirse hidrojen balonuyla kutba giden ilk kişi olacaktı. 1893’te Baltık Denizi üzerinden balonla deneme uçuşları gerçekleştirdi. İngiltere ve Rusya, İsveç hükümetine; Herr Andree’nin Kuzey kutbuna yapacağı balon seferi için yardım sözü vermişti. (Civil&Military Gazette, 03 Mart 1896:3). 

Solomon A. Andree, gerekli finansal desteği sağladıktan sonra Paris’in tanınmış balon üreticisi Mösyö Lachambre ile görüştü. Önce “Le Pole Nord” olan balonun adı İsveççe “Kartal” anlamına gelen “Örnen” olarak değiştirildi. Kutup keşif gezisinde Andree’ye; genç hava fotoğrafçısı Nils Strindberg ile mühendis Knut Fraenkel eşlik edecekti. (Servet-i Fünun, 29 Ağustos 1312 [1896]:9).

Andree’nin balonu ulusal ve uluslararası basının ilgi odağı oldu. Haziran 1896’da ilk uçuş denemeleri başladı. (Hull Daily Mail, 25 Haziran 1896:3). Ancak balon rüzgar faktöründen ötürü ilk seferde başarısız oldu. Elverişsiz hava koşullardan dolayı ara verildikten sonra tekrar denemelere başlandı. (St. Andrews Citizen, 20 Şubat 1897:3). Mösyö Lachambre’nin yeğeni balonu bir kez daha incelemek için Spitsbergen’e gitti. (Stradfordupon - Avon Herald, 21 Mayıs 1897:6). 11 Temmuz 1897’de tüm hazırlıklar tamamlandı. Andree, Strindberg ve Fraenkel’i taşıyan “Örnen” adlı balon, basının ve halkın yoğun katılımıyla uğurlandı. 

Balon havalandıktan sonraki ilk saatlerde her şey yolunda gitmişti. Ekibin motivasyonu yüksekti. Andree, her şeyin yolunda olduğunu posta güvercinleriyle bildirdi. (Torbay Express and South Devon Echo, 26 Ağustos 1930:3). Havalandıktan iki gün sonra balon, Kuzey Buz Denizini geçmesinin ardından rüzgarın da etkisiyle irtifa kaybetmeye başladı ve sürüklenerek buz kütlesine düştü. İniş yaptıklarında kimse yara almamıştı. Günlerce buz üzerinde yürüdüler. Bir süre sonra gazeteler, kendilerinden haber alınamayan kaşifleri yazmaya başladı. (Daily Telegraph, 18 Eylül 1897:3). Dünya Savaşı ve Büyük Ekonomik Buhran derken aradan uzun yıllar geçti.

Balonun kaybolmasından tam 33 yıl sonra Gunnar Horn öncülüğündeki Norveç bilimsel araştırma ekibi; Svalbard ve Franz Josef Land Adası arasında bulunan Kivitoya Adasında kaşiflerin cesetlerine ulaştı. Kalıntılar ince bir cam buz tabakasının içindeydi. Mürettebata ait eşyalar ve Solomon A. Andree’nin ceplerinden çıkan bir günlük muhafaza edildi. (Hull Daily Mail, 23 Ağustos 1930:1). Andree’nin ikinci günlüğü, Strindberg’in notları ve bir takvim de envantere kaydedildi. (Western Mail, 24 Eylül 1930:7).

Andree, arktik yolculuğun başlamasından ölümüne kadar her şeyi not tutarak günlüğüne kaydetmişti. (Daily Herald, “The Andree Diaries”, 15 Ocak 1931). 

Günlükte yazılanlara göre; balon havalandıktan altmış beş saat sonra düşmüştü. Mürettebat zorlu hava koşullarında, vahşi hayvanlarla dolu yerde 11 hafta geçirmişti. Buzda 117 deniz mili (yaklaşık 216 km) boyunca yürümüşlerdi; ancak kırılan buzların oluşturduğu su kütleleri ilerlemelerini durdurmuştu. Yiyeceklerini kızakla çekmişler; barınacak yer bulmak için epeyce uğraşmışlardı. Ekim ayı geldiğinde çok zayıflamış ve bitkin düşmüşler; son haftalarda mide krampları ve bağırsak sorunları yaşamışlardı. Strindbergin notlarında yazdığına göre; en son 24 eylülde ayı avladıkları anlaşılıyordu. 07 Ekimde Andree’nin günlüğündeki yazılar sona eriyordu. (The New York Times, 25 Ağustos 1930:3). Üç baloncu da soğuk ve açlığa teslim olmuşlardı. Araştırmacılar; “hypothermia” dan ya da “trichinosis” adı verilen çiğ hayvan eti parazitinden zehirlenerek öldüklerini düşünüyordu.

Keşfe çıktıklarında Andree’nin elinde Alman kartograf August Petermann’ın hazırladığı bir harita vardı. 12 Ağustos’ta günlüğüne; haritaya göre “Giles Land”e çok yakın olduklarını ve oraya bakacaklarını yazmıştı. “Giles Land”, arktik kaşiflerin gizemli adasıydı. Petermann’ın hazırladığı haritaya göre orada bir kara parçası vardı. 1707’de burayı keşfeden balina avcısı C. Giles’in adını taşıyan ada, uzun zaman ulaşılamamış olması nedeniyle efsane haline gelmişti. (Hartlepool Northern Daily Mail, 23 Ağustos 1930:3). İlerleyen yıllarda bir Sovyet buz gemisi, hiç bir kara parçası bulunmayan Giles toprakları efsanesine son verdi.

Jules Verne kitaplarından ilham alan bir başka macera tutkunu ise; New York World gazetesi muhabiri Nellie Bly (1864-1922) idi. Dünya turunu seksen değil yetmiş beş günde tamamlayacağını iddia eden Bly, bu yolculukta Jules Verne ile buluşmayı da tasarlıyordu. 

Nellie Bly (Elizabeth Cochrane Seaman) araştırmacı gazetecilik alanında öncü bir isimdi. Tüm kötülüklerle savaşmayı ilke edinen Bly; haksızlığa uğramış kadınlar, çocuklar, hastalar ve işçiler için mücadele vermiş gözüpek bir haberciydi. 1887’de J. Pulitzer’in gazetesi; New York World’te işe girdi. İlk görevi bir akıl hastanesindeki şaibeli olayları araştırmaktı. 24 eylülde Blackwell’s Island’taki (Roosevelt Island) akıl hastanesinde (The Sun, 14 Ekim 1887:1) uydurma bir isimle on gün yattı;  hastanedeki kötü koşulları ifşa etti. (The Oskaloosa Herald, 10 Kasım 1887:1).

Nellie Bly, dünya turunu tüm insanlık için gerçekleştirmek istiyordu. (Evening News, 03 Aralık 1889:2). Yolculuğa çıkacağı gün, The Cosmopolitan’ın yayıncısı J. Walker, aynı turu yapması için kendi muhabiri Elizabeth Bisland’ı görevlendirmişti. Bisland, bu işi bir yarıştan çok seyahat olarak tanımladı. Kendisi edebi yazılarıyla tanınan zarif ve çekingen yapıda biriydi. Bir treni yakalamaktan daha iyi şekilde bir kitabı inceleyebilirdi. (Sheffield Weekly Telegraph, 21 Aralık 1889:10). 

Bly 14 Kasım 1889 yılında, finansmanı tamamen gazeteye ait olan, yetmiş beş günlük dünya turu için batıdan doğuya doğru yola çıktı. (Anglo-American Times, 29 Kasım 1889:13). Atlantik’i geçti; Jules Verne ve eşinden gelen davet mektubu üzerine, seyahat planındaki aksamayı hesaba katarak, Amiens’e Verne ailesini ziyarete gitti. Tercüman yardımıyla, uzun ve keyifli bir sohbetten sonra J. Verne’e “Around The World in Eighty Days” romanını yazma fikrinin nasıl oluştuğunu sordu. Verne, ona: “Le Siecle” gazetesinde dünya turunu konu alan bir haberden esinlendiğini söyledi. Bu amaçla yatıyla dünyayı dolaşmış ve gözlemlerini yazmıştı. Vedalaşırken Bly’e bol şans diledi ve turu yetmiş dokuz günde bitirirse başarısını  tebrik edeceğini vurguladı.

Nellie Bly, dünyanın çevresini 72 gün 6 saat ve 11 dakikada, planladığından daha erken, dolaşmayı başardı. Aslında toplamda 56 gün 12 saat sürmüştü; ancak gecikmeler nedeniyle 15 gün 17 saat kaybetti. Turu sırasında: İngiltere, Fransa, İtalya, Mısır, Japonya, ABD ve İngiltere’ye bağlı: Aden, Arabistan, Colombo, Seylan, Penang, Galler Prens Adası, Singapur, Malay Yarımadası ve Hong Kong Adalarından geçti. Yolculuğunu 25 Ocak 1890’da New Jersey’de tamamladı. (Nellie Bly, Around The World in Seventy- Two Days, New York City, 1890). 

Gazeteci Elisabeth Bisland ise vapuru kaçırmış; yolculuğunu yetmiş altı günde tamamlayarak Nellie Bly’e yenilmişti. (Chicago Tribune, 31 Ocak 1890).

Son olarak; ülkemizden iki isimle bitirelim.   Tüccar katibi Süleyman Sadi ile arkadaşı berber Aziz İbrahim, yaya olarak dünya turu yapmak istediler ve 1933 yılı sonbaharında yola çıktılar. Çizdikleri rotaya göre: Yunanistan, Mısır, Filistin, Suriye, Irak, İran, Afganistan, Türkistan ve Rusya’yı gezeceklerdi. (Vakit, 25 Birinciteşrin 1933:8). Üç buçuk yıl sürecek seyahatlerinden planladıkları gibi dönebildiler mi bilinmez ama yola çıktıkları şüphesizdi! 

Bazen cesaretle atılan bir adım, ışıltılı bir sondan çok daha fazlasıdır. Belki hayallerin de mutlu sonla biten bir ülkesi vardır.

                                   

*Dilimize 1887 yılında Mehmet Emin tarafından: “Beş Hafta Balonla Seyahat” şeklinde çevrilmiştir.

*Dilimize 1895 yılında Ahmet İhsan tarafından: “Seksen Günde Devr-i âlem” olarak çevrilmiştir.

Tüm yazılarını göster