Sezon finallerinde hayal kırıklığı

Ekranda sezon finali yapmamış dizi kalmadığına göre… Aralarından seçtiklerimize kısaca bakalım dedik biz de. Öncelik, hayal kırıklığına uğratanların.

Anibal Güleroğlu Yazar guleranibal@yahoo.com

Bu sezon finalleri hayal kırıklığı!

Sürprizleri kim sevmez? Sürpriz yumurtalar, sürpriz partiler, sürpriz fikirler… Hayatın kendisi her anıyla bir sürprize gebeyken sevmemek mümkün mü sürprizleri? Lakin her sürprizin güzel olmayacağını, evdeki hesaba uymayacağını da unutmamak lazım. Arada ters köşe yaşatanların çıkacaktır illa. Yine de monotonluğu kıran, ortama heyecan katan sürprizler olmadan hayat pek renksiz kalır. Üstelik hesapsız kitapsız U dönüşleri, geçmiş süreci unutarak sergilenen gelişmeler bir yana… Beklenilmeyen durumların şok edici etkisi, insanın ruhunu diri tutarak yaşananları daha iyi değerlendirip geleceğe kapı açmak için birebirdir her daim.

Dahası; kişilere göre farklı etki-tepki durumu yaratsalar dahi sürprizler, kurguların da vazgeçilmezleridir. Hemen her dizi, sezon finallerini sürprizlerle tamamlarlar ki iyi veya kötü türden yeniliklere zemin hazırlasınlar. Özellikle de intiharlar veya saldırılarla gerçekleşen yaralanmalar, ani ölümler tercih edilir bu aşamada. Nitekim bu yıl da kural değişmedi. Yalanlar ortalığa saçıldı… Silahlar, bombalar patladı ve ‘Ölen ölür kalan sağlar bizimdir’ dedirten… Sürpriz yaratanlara karşı hayal kırıklıklarına da sebep olan sezon finalleri yaşandı.

Peki… ‘Hayat Şarkısı’, ‘Kiralık Aşk’ gibi diziler gerçekleri deşifre ederek gelecek sezona yol açarken… ‘Kurtlar Vadisi Pusu’, ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ gibi yapımlar içeriklerindeki dünyaya has sahneler dışında ekstra bir özellik göstermeyerek hayal kırıklığı-sürpriz analizinde nötr kalırken hangi dizilerin sezon finalleri hayal kırıklığı yaşattı, hangileri etkili oldu? Ekranda sezon finali yapmamış dizi kalmadığına göre… Aralarından seçtiklerimize kısaca bakalım dedik biz de. Öncelik, hayal kırıklığına uğratanların.

‘KIRGIN ÇİÇEKLER’İN KANLI FİNALİ İNANDIRMADI

Sezon boyu yetimhane kızlarının mücadelesini ve duygusal hallerini işleyip, kızına inanmak yerine tacizci kocasını tercih eden Mesude’nin tavırları ve her durumdan yırtan Kemal’in pervasızlığıyla kızdıran ‘Kırgın Çiçekler’, onca bölümün ajitasyon mantığına uygun düşen bir sezon finaliyle çıktı karşımıza.

Feride’yi Toprak’la nişanlayarak bir bukle sevinç sunan dizi, Toprak’ın altını bağladığı günleri hatırlayan annesi ve ‘Mutlu evliliğin sırrı, karının her dediğine hııı demektir’ diyen babasıyla sözüm ona esprisini patlatırken kötülüğün yüzünü gösterme görevini de yine Kemal’e verdi. Yaptığı tacizler yanına kalan ve kendine körü körüne inanan karısı tarafından hep korunan Kemal mahkemeden kaçıp gündüz vakti parkta kızlara saldıracak kadar işi ileri götürdü. Gençlerden meydan dayağı yedi ama sıyrık ve edepsiz hallerle götürüldüğü karakolda yaptığıyla da ‘İnsaf’ dedirtti. Hakkında tutuklama kararı olduğu ve mahkemeden kaçtığı halde nezarete atılmayıp başıboş biçimde odada oturtulan ve karısını aramak bahanesiyle telefon hakkını kullanan Kemal, sanığı kollamak yerine cep telefonuyla muhabbeti seçen polisin yanı başında mafyayı arayıp kızların hangi yetimhanede kaldığını söyledi. Bu sahne, ‘güvenlik zafiyeti’ konusundaki eksiklikleri akla düşürürken final saçmalığı için de zemin hazırladı.

Şöyle ki; Ellerini kollarını sallayarak nişanın yapıldığı yere gelen mafya elemanları gençleri yolda kıstırmak yerine Feride’nin evine kadar takip edip ışığın sönmesini beklediler. Sonra da aralarından biri kolayca girdiği odada beş kızı birden vurdu. Ama bu öyle bir katliam sahnesi oldu ki, şok etmek ve heyecanlandırmak şöyle dursun güldürdü insanı. Sese kalkan Kader’in bağırarak diğer kızları uyarmamasını geçtik profesyonel mafya elemanının bütün kızları karın bölgesinden vurmasına takıldı aklımız mesela. Niye kafalarına sıkmamıştı? Karanlıkta gece görüşü varmışçasına hedef şaşmayan adam pek profesyonel nişancı değildi zahir. Hem şayet işlerini bitirmek amacıyla gelmişse niye tek el ateş etmişti? Kurşun tasarrufu mu yapıyordu?

Diyeceğim o ki; bembeyaz çarşaflarda delik izi olmadan vurulan ve vurulmanın ardından uyuşturulmuşçasına halen gözlerini kapalı tutup hiç tepki vermeyerek vücutlarının şeklini bozmayan kızların, yavaş yavaş yayılan kan lekelerini bize izleten ‘Kırgın Çiçekler’, uyku üstüne boş konuşmalarla zorlama bir sahne sergileyen karakterlerini yaşamla ölüm arasında bırakırken inandırıcılıktan çok uzaktı. Dolayısıyla merak ve etki açısından da sınıfta kaldı.

Bu sezon finalinden nasıl bir gelişim çıkar derseniz… Yetimhane ajitasyonuna çok güzel destek veren ‘Kırgın Çiçekler’in, kazık kadar oldukları halde halen yetimhanede tutulan kızları arasından diziden ayrılmak isteyen varsa bu infazda ölmüş olur. Diğerleri Feride tarafından hastaneye yetiştirilip iyileşir. Yetimhanede işler aynı şekilde yürür. Feride ile Toprak aranağme vazifesi görür. Eylül’ün annesi, beyinsizliğe devam der. Diziye heyecan katmak için mafya olayı geliştirilir. Kemal de yine hep cezasız kalan rezilliğini sürdürür. Olacağına bak.

‘KARA SEVDA’ YEŞİLÇAMVARİ FİNALLE İÇ KARARTTI

Baştan beri ismine kafayı taktığım ve diziye adını veren ‘Kara Sevda’ duygusunu hissetmek için üstün çaba harcadığım yapımın içeriği, nedense bir türlü saramadı beni. Oysa Burak Özçivit, Kaan Urgancıoğlu ve Neslihan Atagül’den dolayı umutluydum. Galiba anlamsız takıntının sevda diye sunulması, Ozan’ı kurtarmak için Emir’le evlenen Nihan’ın pek de inandırıcı olmayan biçimde hayatını feda etmesi ve yan karakterler de dâhil olmak üzere öykülerdeki Yeşilçam esintili mantığın doğallıktan uzaklığı diziye ısınmamı engelledi.

Nasıl ki; Yeşilçam filmlerini aşan dramatiklikte sunulmaya çalışılan sezon finalinde de tüm bu etkenler işlevseldi. Hamile hastalarına, bebek patiği dağıtarak test sonucunu bildiren doktordan hamileliğini öğrenen Nihan’a sevinçle hüznü aynı anda yaşatan ‘Kara Sevda’nın sezon finalindeki en önemli aksiyonlar bile sürpriz yaratmaktan uzak gelişmelerle yaratılmıştı.

Kız kardeşinin Emir’le ilişkisini öğrenen Kemal, Nihan’ı aklına bile getirmeden, yenmiş yemeğin davasını gütmenin derdine düştü ve Emir’in karşısına dikildi. Çocuk oyunundan hallice boğuşma sahnesinde, patlayacağı belli olan silah patladı ve Emir yere yığıldı. Hastane odasında zehirlenme şüphesiyle yatan Ozan deseniz, fazla cevval çıktı ve o ortamda intihar etmeyi başardı. Böylece Nihan da karnında bebeğinin umudu, yüreğinde ikizinin acısı, karşısında kendine düşmanca bakan eli kanlı Kemal’in görüntüsüyle yere yığıldı.

Anlayacağınız gelecek sezonu; sakat kalmış Emir’le, büyümüş bebeği ve bilenmiş öfkesiyle güçlenmiş Nihan’la ve hapisten çıkan Kemal’le sezon atlaması yaşatarak başlatması kuvvetle muhtemel olan ‘Kara Sevda’nın Yeşilçamvari sezon finali yeni sezon için kayda değer bir gelişime zemin hazırlamak yerine klişelerle iç kararttı. Banu ile Tarık’ı evlendiren sürprizsiz sezon finalinin tek esprisi Nihan’la Kemal’in arasında derin bir uçurum yaratmasıydı ki bunun da, yeni sezonu ayakta tutmak için şart olduğu kesin. Kısır öyküleri çiğneyip durmaya devam.

‘KERTENKELE’DE DİBE VURAN SEZON FİNALİ

Karnaval tiplerine dönüşen maskeli karakterleriyle özünden şaşan, acemi çırak iken birdenbire Akıncı’ya dönüşen Hicabi’nin vaazlarıyla din programı kıvamını bulan, başlangıç kadrosunu ve komedisini telef ederek yolculuğunu sürdürmeye çabalayan ‘Kertenkele’ de sezon finalini, bol can alıcı ama duygusal etki bırakmaktan uzak biçimde yaratanlardan.

Damdan düşer gibi Akıncı söylemi başlatıp Kertenkele’nin pabucunu dama atarken, küçük çocuklara ‘Akıncıyız hepimiz’ dedirterek bir tür mesajcılık görevi ifa eden… Hayalet’in ardından intikam için ortaya çıkarak çocuk filmlerine bile rahmet okutan mantıksızlıklar sergileyen Kızıl Ejder ile kendini iyice dağıtan… Zehra’nın abuk halleriyle aklımızı test eden ‘Kertenkele’, ölüp ölüp dirilenlerin dizisi olarak televizyon tarihine geçme derdinde gibi.

Kertenkele’nin ikiz kardeşinin çıkması, Kızıl Ejder’in sahtesi, yangınlardan-bombalardan kurtulma insanüstülüğü derken son bölümü, bu saçmalıklara bile rahmet okutur performansta çıktı izleyici karşısına. Dil özürlüsüymüşçesine bir türlü Akıncı diyemeyerek sözde komedi yaptığını sanan Levent’in çok merak ettiği Avuncu yani Akıncı’nın kimliğini açıklayamadan vurulan Ünsal Amir, karnından yediği tek kurşunla gitti. Elini kolunu sallayarak ameliyathaneye giren gardiyan eskisi komiser yenisi Levent’i birdenbire sağa sola emirler yağdıran mertebeye yükselten dizideki ölüm bununla da kalmadı. Melis ile Kara Kemal’in aracı patladı. Ardından namazı hızlı kıldırmanın caiz olmadığını söyleyen Hicabi ile yemek yapma ustasına dönüşen Gizem cilveleşip evlilik planları yaparken Kızıl Ejder’in dört adamı tarafından kurşun yağmuruna tutuldular. Gerçi tıpkı Melis-Kemal ikilisinde olduğu gibi onların ölümünü de göremedik ama adamların sapır sapır dökülen boş kovanları meydandaydı. Onca kurşun yakındaki çöp kutusuna atılmamıştı ya… Yoksa öyle mi olmuştu? Keklemeyin bizi!

Sonra Zehra’yı kurtarmak için giden Kertenkele’nin zırvalığı çıktı karşımıza. Evin yandığını gördüğü halde arabasıyla kapıya çarpmak yerine tam hiza park etmeyi tercih eden ve sopayla kapıyı kırmaya çabalayan Kertenkele, kendisine birkaç beden küçük gelmiş gibi duran kırmızı takımın içinde iyice komikleşen Kızıl Ejder ile karşılaştı. Armut gibi Kızıl Ejder’in karşısına dikilen Kertenkele de dövüş sanatının katledildiği, yapmacıklıkta tavan yapan bir sahneyle uçurumdan aşağı postalandı. Hey gidinin ‘Kertenkele’si sen bu hale gelecek adam mıydın?

Ama sezon finalindeki saçmalıklar bunlarla kalmadı. O anda bir mucize daha yaşattı ‘Kertenkele’… Alev alev yanan kulübede dumandan etkilenmeden duran Zehra’yı nice badireden kurtulmuş süper kadına dönüştüren bu sahnede, motorunu Kertenkele gibi özenle park eden deri pardösülü Akıncı çıkageldi. O da Kızıl Ejder’le bir garip dövüş gerçekleştirip süper kahramanlığın iyiden iyiye içine etti… Ve uçurumdan aşağı kayarken bile yerçekimini hiçe sayarak zincir fırlatma becerisindeki Kızıl Ejder’le birlikte meçhule gitti. Alkışlarrr…

Şimdi Tülin ile Azmi’nin birlikteliğinden komedi yaratmaya çabalayan ‘Kertenkele’nin bu sezon finaline bakıp saçımızı başımızı yolsak yeridir. Arkadaş bu karakterleri nerden bulup yaratıyorsunuz böyle? Hani bir Karaoğlan, Tarkan başımız üstüne ama… Bizim kültürümüzde var mı böyle maskeli şaklabanlıklar? Üstelik Dünya dışı varlıklar mı bunlar da hiç ölmüyorlar? Misal Akıncı, Hicabi’yse onca mermiden nasıl kurtuldu ve Kertenkele’nin nerede olduğunu nasıl öğrendi? Sakın çöp konteynırına saklandı sonra da kurşunları biten adamları bir bir haklayıp Kertenkele’nin yerini öğrendi demesin kimse! Yoksa yapımcıyla anlaşma durumuna bağlı olarak karakterlerini öldürecek veya diriltecek olan dizinin yeni sezonunda aynen böyle mi denecek izleyiciye? Eyvah ki ne eyvah! Şayet böyle bir gelişim yaratılırsa ipe sapa gelmez bölümlerin ardından sezon finalinde dibe vuran… Başlangıcında, eleştirilere karşı övgülerle savunduğum ‘Kertenkele’ iyice akla zarar hale gelecek desenize. Ama ne demiş atalarımız… Bitli baklanın kör alıcısı bulunur.

Sonuçta; Kendi kısırdöngülerinden gelişim yaratmaya uğraşarak ve son bölümlerindeki mantıksızlıklarla hayal kırıklığına uğratarak tatile giren diziler cephesinde durum böyle. Etkili sezon finalleri de gelecek sefere. Hayırlı bayramlar…

Anibal GÜLEROĞLU

www.twitter.com/guleranibal

Tüm yazılarını göster