Çok iddialı bir başlık değil mi? Hayır gerçeğin ta kendisi. Denemesi bedava. Elinize bir radyo alıp istasyonları dolaşmaya başlayın. ‘RADYO 1’den çıkın yola. Haber-yorum gibi ciddi konular sizi sarmıyor ise, o zaman ‘TRT FM’e geçin. FM'de zevkiniz uygun onlarca program bulacağınıza eminim. Haftanın her günü bir başka güzellik ile radyo dinlemenin zevkini yaşarsınız.
Halk müziğimize mi gönül verdiniz, o zaman ‘TRT TÜRKÜ’ye geçin. İsmini ilk kez duyacağınız ne genç sesler dinleyeceksiniz. Onları bazen TRT Müzik koro veya solo programlarında izlerken ‘Ya kıza helal olsun. Manken veya dizi oyuncusu olacak kadar güzel iken, Anadolu türküsüne gönül vermiş, yıllarca müziğimizin eğitimini almış, şimdi de gençlere türkü sevdirmeye çalışıyor’ diye düşünüyorum. Yani çok takdir ediyorum bu güzel ve idealist kızlarımızı. Tabii hemen bir gerçeği de hatırlatmam gerekiyor. Türk müziği için de geçerli.
TRT de o kadar yetenekli genç Türk müziği yorumcuları var ki, TV'de izleyince veya radyoda dinleyince hayret ediyorum. Hatta bazen o çok popüler ‘Akşam Sefası’ müzik programının yapımcısına içimden serzenişte bulunuyorum. Yıllardır aynı solistleri karşımız getiriyor. Dışarıdan da adam alıyorlar.
‘TRT NAĞME’ radyosunda işte bu genç kahramanları dinleme imkanınız var. Türk müziği öldü diyenler TRT Nağme'yi takip ederse çok utanırlar. ‘TRT Bölge Radyoları’ yani ‘Çukurova, Trabzon’, ‘GAP-Diyarbakır’, ‘Antalya’ ve ‘Erzurum Radyoları’ inanılmaz güzel programlar hazırlayıp sunuyorlar.
Geçen sabah hangi programda olduğunu tespit edemediğim otomobil kullanıyordum) klasik müziğimizin efsane sanatçısı Suna Kan ile yapılan bir röportajı dinledim. Kan’a hayran kalmamak imkansız. Dünyanın hayran olduğu bir sanatçının bu kadar mütevazı oluşu, samimi yanıtları beni çok duygulandırdı. Ama bu ortamı, programı hazırlayıp-sunan ve soruları soran iki radyocu arkadaş sağladı. Suna Kan ‘Sizi dinliyorum. Çok güzel program yapıyorsunuz. Beni bakalım ne zaman arayacaklar diye bekliyordum’ derken kendimi zor tuttum.
Velhasıl tarihe mal olmuş büyük müzisyenlerimizi de TRT radyoları bizimle buluşturuyor. ‘En çok biz dinleniyoruz’ demek için şarkıcı mı yoksa başka şey mi olduğu pek ayırt edilemeyen kişilerin eller-havaya şarkılarını dinleten özel radyolar ile TRT'nin farkı işte bunlar. Özel radyolarda ilk program yapan üç-beş kişiden biriyim. ‘Best FM’ de radyo mikrofonu önüne oturduğum zaman yıl 1991 idi.
Halen de ‘Mega Radyo’ da program hazırlayıp-sunuyorum. Ama yiğidi öldür hakkını yeme ilkesine de çok inanırım. Özel radyo yöneticisi kardeşlerim beni affetsinler. Onların ince hesabı başka. Onlar yayıncı değil, tüccar gibi düşünüyorlar.
Peki TRT FM radyoları iki yıl içinde neden olağanüstü değişti? Neden her zevke ve kültüre seslenen hale geldi? Radyolara sihirli değnek mi değdi?
Evet iki sihirli değnek değdi. Birincisi radyo kökenli bir kişi TRT Genel Müdürü oldu. Yani yönetim başına geçti. TRT Genel Müdürü Şenol Göka 1962 Denizli Çal İlçesinin Denizciler Köyünde dünyaya gelmiş bir köy çocuğu.
Kendini yetiştirmiş, aşmış ve en tepeye gelmesine rağmen hiç değişmemiş muhteşem bir kişilik.
1985 yılında Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nun Radyo-TV Bölümünü bitiriyor. O yıl TRT nin açtığı sınavı kazanıp stajyer oluyor. İlk TRT görevi, Antalya Radyosunda oluyor. Merdivenleri yavaş yavaş çıkarak hepinizin bildiği gibi 2014 yılında TRT Genel Müdürü oldu. Ve ilk günü radyolarda müthiş bir hamle yaptı.
Bu arada tüm yayıncıları ilgilendiren 9 kitap yazıyor Şenol Göka…
TRT nin babası radyolarıdır. Yıllarca ihmal edilmişti. Hiç dinlenilmiyordu. Şimdi gündüz saatlerinde TV'nin o anlı- şanlı haber kanallarını açtırmaz oldu. Haberse haber, müzik ise müzik… Her şey var. Sadece çöpçatan programları yok. Aman olmaz olsunlar.
TRT'nin büyük şansı yani ikinci sihirli değneği ise TRT Radyolar Müdürü olan ‘AMBER TÜRKMEN’ adındaki muhteşem yayıncı… 1973 doğumlu yani çok genç bir kadın. Ama sanki allah onu bu iş için dünyaya göndermiş. Bilkent Üniversitesi Müzik- Sahne Sanatları Bölümü mezunu.
Ama çok ilginç TRT'ye ‘Çok sesli Müzikler Bölümünde stajyer ses sanatçısı olarak giriyor. Ama o kadar başarılı işlere imza atıyor ki, devamlı terfi alıyor. 2014 yılında TRT Radyo Dairesi Başkanı oldu. Bu göreve devam ediyor. Son 10 yıldır TRT'yi pek çok uluslararası seminerde temsil eden, sunumlar yapan, anlaşmalar imzalayan, her yenilikçi programın arkasında olan Amber Türkmen, Allahın TRT ye gönderdiği ‘Büyük ikramiye’dir.
Aynen Genel Müdür ‘Şenol Göka gibi… Eee işini bu kadar iyi bilen ve seven yöneticiler olursa radyocular da onlara layık olmaya çalışıyorlar. Yolları açık olsun. İnşallah 2017 yılında da aynı çizgide kalırlar.