‘En’ modasına katkımız olsun…
Herkes bir şeylerin ‘En’ini seçmeyi marifet sayar oldu. Falancanın en iyisi, filancanın en kötüsü… Neye göre en iyidir veya en kötüdür; sonuçlar hangi kriterlerin değerlendirmesidir? Bilinmez. Pek de önemsenmez doğrusu. Birileri seçer, söylenir geçer. Bir hastalık gibi bulaşıcı olan bu durumda pek çok soru da, alenen cevaplanamasa bile, akıllara takılır kalır ya...
Amannn canım takılırsa takılsın. Kimin umurunda. Moda, modadır nihayetinde. Modaya uymayıp demode duruma düşmemek gerek. Bunun için de ortamın dümen suyunda yüzmek şart. Haydin o zaman buyurun ‘En’ furyasına karınca kararınca katkımıza…
Gözünü aç kapa geçen koca bir yılın ‘En’leri saymakla bitmez. Biz de en kestirmesinden televizyon dünyasından seçelim dedik. Tabii kendi kafamıza göre kategorize ederek.
‘En’ dizilerden seçmeler…
2013’ün ‘En hayal kırıklığı yaratan’ dizisi ‘Fatih’… Beklentileri çok yüksek tutarak tanıtılan ‘Fatih’e bu unvanı kazandıran etkense, dev maliyetine karşın cüce bir sunumla karşımıza çıkıp kısacık ömürlü ekran macerasını noktalarken ‘Dağ fare doğurdu’ dedirtmesi. Yazık oldu.
Ardımızda bıraktığımız yılın ‘En hüsran yaşatan oyuncusu’, Beren Saat… Uyarlama sinema filmi ‘Benim Dünyam’da da bana göre umulanı veremeyen Beren, ‘İntikam’daki oyunculuğuyla izleyiciyi kavrayamadı. Büyük oranda onun kimliğine bel bağlayan ‘İntikam’ın düştüğü durum meydanda. Demek ki neymiş, Fatmagül’ün gazı yetmemiş!
2013’ün ‘En dikkat çeken uyarlaması’, Çağatay Ulusoy ile Serenay Sarıkaya başta olmak üzere tüm kadronun iyi olduğu ‘MedCezir’… Tabii bu başarıda sadece oyuncuların değil, hikâye değişikliklerini ve mekânları denetleyerek işi sıkı tutan Warner Bros.’un da payı var.
Ekranların ‘En bıktıran’ dizisi, gereksiz uzatmasıyla sabır testine dönen ‘Lale Devri’! Ağır temposuyla ve ufak tefek atraksiyonlar dışında kendini tekrardan başka bir şey ortaya koyamayan senaryosuyla, yerinde sayan diziyi izlerken uymamak için olağanüstü çaba gerek.
Televizyonun ‘En çetin ceviz’ dizisi olarak da, rakiplerine her şartta meydan okumayı bilen ‘Arka Sokaklar’ı tek geçerim. Tüm saçmalıklarına rağmen öyle bir ekip yapısı var ki, bırakın yeni bölümlerin getirisini, aynı bölümler defalarca oynatılsa dahi izleyici toplamayı başarıyor.
***
Televizyondan magazine göz kırpmak için gerçekleştirilen ‘En büyük samimiyetsizlik’, fermuar kazası… Çat orada, çat burada, çat kapının arkasında misali her durumda karşımızda beliren eski ‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’cıların yapay esprilerle işin suyunu çıkarttıkları ‘Üç Adam’da üst üste sergilenen ‘fermuar açılımları’, canlı yayında rol kesme sahteliğiyle bu kategoride başı çekti. Dizi olmasa bile, değme senaryolara taş çıkartıldığından listemize girdi.
Yeniler arasında ‘En gözden kaçan’ dizi, bir türlü aradığını bulamayan Show TV’nin uyarlaması ‘Aşk Ekmek Hayaller’ oldu. Gerek uyarlama düzeni, gerekse oyunculuklarıyla pek çoklarından daha iyi olan ve göz dolduran dizi, ne yazık ki izleyici tarafından yeterince fark edilemedi.
‘En olağanüstü’ dizi, doğaüstü yetenekleri olan gençleri buluşturan ‘Sana Bir Sır Vereceğim’… Tıpkı karakterleri gibi beklenenin üstünde bir performans sergileyen dizi, yapımdan ümitsizce bahsedenleri utandırırcasına yerini kazanmayı bilerek yaz çerezi olmanın ötesine geçebildi.
***
2013’ün ‘En mirasyedi’ dizisi dediğimizde, ‘Ben de Özledim’den başkasını düşünmek mümkün değil. ‘Leyla ile Mecnun’u abartılı bir biçimde diline dolamaktan kendi yolunu çizemeyen yapım, keşke bu güzel ekip potansiyelini daha faklı bir işe yönlendirseydi dedirtti.
‘En başarılı yöresel dizi’ sıfatına layık yapım ise Halfeti’yi ve o topraklara has özel çiçeği bize tanıtan ‘Karagül’… Mesut Akusta’nın harika Kendal Ağa rolüyle çekiciliğini yaratan; jenerik müziğiyle de bana göre diziler arasında tartışmasız ilk sırada gelen yapımda her şey tam anlamıyla gerçekçi ve güzel.
‘En kötü şiveli dizi’ dalında yeni birincim ‘Sevdaluk’… ‘Benim İçin Üzülme’nin pabucunu dama attıran dizideki bozuk dil sorunu, başlangıçtaki izleyicisini yavaş yavaş kaybeden yapımın en büyük olumsuzluğu. Bu saatten sonra düzeltilmesi de çok zor.
‘En kötü başlangıç yapan’ dizi de yine Show TV’nin yenilerinden olan ‘Saklı Kalan’… +13 uyarısıyla ve dikkat çekici oyuncularıyla ekrana gelmesine karşın ilk bölümüyle hayli aşağılarda yer alan dizi, adı gibi bilinmezlerde saklı kaldı. Bir yanlış hesap daha!
Dizi yarışındaki kanallar arasında beklenmedik bir çıkış yaparak ‘En sürpriz yaratan’ dizi sıfatını hak eden, Samanyolu’nun ‘Küçük Gelin’i… ‘Şefkat Tepe’ de birinciliğe yerleşerek sürpriz yükseliş konusunda onunla at başı gitmekte.
‘En kısa ömürlü’ dizi, üçüncü bölümü göremeden yayından kaldırılan ‘Altındağlı’… Kendi çapında izleyicisi olan Şafak Sezer’in tükenişi gibi algılanabilecek bir performansla ekrana gelen yapım, uyarlama fiyaskosunda da rekor kırdı.
Ekranlarda ‘En obez’ dizi olarak gördüğüm yapım ‘Aramızda Kalsın’… Sürekli tıkınmaktan tıknefes olan karakterleriyle aynı zamanda ‘En iştah açıcı’ yapım etiketini de hak ediyor.
‘En kolaycı’ dizi, Seksenler’in başarısından yola çıkılıp yaratılan ‘Doksanlar’… Tıpkı ‘Çocuklar Duymasın’daki gibi kolaycılıkla akılcılığı buluşturarak izleyiciyi yakaladığı için takdir edilmeli.
2013’ün ‘En harcanan’ dizi kategorisinde, sanki daha ekrana gelmeden gözden çıkartılmış gibi ileri saate atılan ve hızlandırılmış finalle postalanan ‘Görüş Günü Kadınları’ başı çekiyor.
Dizilerdeki ‘En’ tiplere gelince…
Çift bolluğundaki ekranlarda ‘En şirin çift’ dalında tartışmasız favorim, Fahriye Evcen-Burak Özçivit… ‘Çalıkuşu’ndaki çocuksu atışmaları, tatlı tatlı bakışmaları o kadar güzel ki, diğerlerine bu sıcacık şirinlikleriyle fark atıyorlar.
‘En iyi genç oyuncu’ dalında favorim, Kerem Bursin… Baklavalarıyla Beyaz’ın diline düştüğü için değil ama… Bana göre onun özelliği, rolünü icra ederken yüz ifadelerinden yansıyan duygusallığı! ‘Güneşi Beklerken’deki duruşuyla çok iyi olan Bursin, gelecek vaat ediyor.
2013’ün ‘En başarılı erkek oyuncusu’, kuşkusuz Kıvanç Tatlıtuğ… Modellikten oyunculuğa geçişinin ardından kendini adım adım geliştiren Tatlıtuğ, her role uygun bir oyuncu olmayı becerdi. ‘Kurt Seyit ve Şura’da bambaşka biri olarak karşımıza çıkacağını umduğum Tatlıtuğ, tıpkı ‘Kelebeğin Rüyası’nda olduğu gibi eminim burada da rolüyle bütünleşecektir.
‘En iyi kötü adam’ ise Turgut Savcı… Yurdaer Okur sayesinde mükemmel biçimde can bulan kötü karakter Turgut Savcı aynı zamanda ‘Karadayı’ dizisinin de kurtarıcısı. Onun fer fecir okuyan gözleriyle ortalıkta cirit atması olmasaydı Hâkime Hanım ile Mahir’in aşkı tek başına yetmezdi doğrusu.
‘En abartılı ezik’ tipe gelince, yeni ‘Kezban’ımız Ayşen… Kendi haline iyi olan ancak orijinaliyle uzak yakın ilgisi bulunmayan sözde uyarlama ‘Bugünün Saraylısı’nda, Cansu Tosun’un canlandırmasıyla karşımıza gelen Ayşen, öylesine abartılı bir saflık ve iyilikle donatılmış ki ‘Masumiyetin bu kadarı da sinir bozuyor’ dedirtiyor. Tüm tavırları ezikliğe tavan yaptırıyor.
‘En sahte kadın’ tipinde, ‘Fatih Harbiye’nin Pelin’i bir numara… Dilara Öztunç’un sunduğu karakter, çekicilikten ve doğallıktan bir gıdım nasiplenmemiş. Pilli bebek gibi!
‘En soğuk kadın’ tipi, ‘İnadına Yaşamak’tan Sanem Çelik’in canlandırdığı Zeynep… Rol gereği bile olsa, bu kadar donuk olunmaz ki canım.
Ve ekranların ‘En metanetli pis’ tipleri, tabii ki ‘Pis Yedili’… ‘Gençliği yozlaştırıyor’ diye ortaya çıkıp onca abuk sabuk ithamlarda bulunanlara karşı duran, arkadaşları tarafından yarı yolda bırakılan, gün-saat değişimleriyle oradan oraya savrulan ‘Pis Yedili’, bunlara rağmen izleyiciyi ellerinde tutmayı başararak dayanıklılık örneği sergiledi.
Başta da dediğimiz gibi, söz konusu ‘En’ler olunca sırala sırala bitmez. En dandiği, en gundiği, vesaire, vesaire… Onun için modaya uyup kaleme aldığımız bu konuyu tadında bırakıp burada noktalamak en doğrusu. 2014’te hayatınızdaki her şeyin ‘En iyi’ olması dileğiyle…
Anibal GÜLEROĞLU