‘BaşarıIı oImak için çaba gösterirsen şans seninIedir. TembeIIer için şans diye bir şey yoktur’ demiş, siyaset ve hukuk felsefesinin ünlü ismi Montesquieu…
Gerçi günümüz dünyasında başarıya giden yol, emekten ziyade daha çok doğru ata oynama becerisinden ve destekten geçse de tembelliğin her halükarda kazanç getiren bir durum olmadığı muhakkak. Dolayısıyla öne geçebilmek için ne şekilde olursa olsun bir şeyler yapmak şart.
Nitekim kendi şansını kendi yaratma hususunda sıkı bir rekabetçilik sergileyen diziler âleminde de şans ve çaba bir arada ilerlemekte. Doğru hamleleri yapıp izleyicinin anladığı dilden konuşma formülünü uygulayan, başarı şansını yakalıyor.
İçinde bulunduğumuz süreç de bu açıdan önemli. Zira mevcut işlerin sezon finallerini gerçekleştirme ya da ekrana veda etme vakti geldi çattı. Bu da yeni yapımlar için yeni şanslar demek! Özellikle yazdan yeni sezona sarkma olasılığının mevcudiyetinde şansı değerlendirmeyi bilmek daha önem kazanmakta.
Bundan dolayı ‘yaz dizisi’ deyip geçmemek ve sezon işiymiş gibi özen gösterme çabası sergilemek lazım. Ancak yabancıların aksine, bizde ekrana çıkartılan her yapımın bu gerçeği önemsemediği de malum. Hal böyleyken ATV’nin ‘Kocaman Ailem’iyle başlayan yaz sürecinde duyurusu yapılan işlere kısaca göz atmakta fayda var.
‘KALBİMİN SULTANI’ YAZIN STARI OLUR MU?
Dönem dizilerinin yaz aylarında da iş yapabileceğini ispatlamak istercesine Star ekranında izleyiciyle buluşacak olan ‘Kalbimin Sultanı’, bir Osmanlı hükümdarı ile bir Rus güzelinin masalsı aşkını anlatacak bize.
Türk ve Rus oyuncuların yer aldığı renkli kadrosunun yanı sıra, diğer tarihi dizilerin kasvetli havasının aksine, yaza uygun canlılıkta bir atmosferle öyküsünü işleyecek olan senaryo, Mahmud ile Anna’nın cihanı saran aşkını dış güçlerin casusluk faaliyetiyle harmanlayacak. İlk tanıtımdan göründüğü kadarıyla da bu harman gayet eğlenceli bir dile sahip olacak. Bu noktada izleyicideki ‘bozuk şiveli yabancı oyuncu’ merakını da hesaba katmak lazım! Ayrıca Ali Ersan Duru ile başrolü paylaşan Aleksandra Nikiforova’nın cıvıl cıvıl duruşu, bu merakı perçinleyecek nitelikte. Anna da Hürrem gibi iş yapabilir rahatlıkla.
Dolayısıyla küçümsediği saray ortamına ‘Maşallahınız var’ diyerek girip Harem’de kalırken öğretmenlikle casusluğu bir arada götürmek zorunda bırakılan Anna’nın aşk macerasının ilgi çekeceğini düşünüyorum. Yeter ki olaya mizah katmak adına işin suyu çıkartılmasın.
‘NEFES NEFESE’ BEKLEMEKTEN YORULDUK
Uzun zamandır Star’ın duyurusunu yaptığı ama bir türlü ortaya çıkartmadığı bir iş, ‘Nefes Nefese’ dizisi. Hani ‘Nefes nefese beklemekten yorulduk’ desek yeridir. Diziyle ilgili daha önce yaptığım yorumlarda bu işte umut olduğunu vurgulamıştım. Halen de aynı görüşteyim.
Kültürlerarası trafikte yol alarak yöresellik havası estirmeye müsait ‘Nefes Nefese’ Uğur Yücel, Şükrü Özyıldız, Melisa Şenolsun’un dışında kadrodaki isimleriyle ilgi çekecek türden bir iş görünümünde ilk etapta. Ayrıca bu oyuncuların karakterlerini başarılı performanslarla sunacaklarını umduğum yapımın fragmanlarına göre senaryosu da sürükleyici gibi duruyor. Muhakkak ki pek çok klişeyi içinde barındıracak ancak ‘kayıp anne’ olgusuyla Suriye’yi de devreye sokması fark yaratmasına fırsat olabilir. Anlayacağınız şayet ‘Nefes Nefese’ kendisini bekleyenleri iyice bezdirmeden ekranda yerini alırsa, mevcutların ötesinde aksiyonlar ve ilginç gelişimler sergileme potansiyelinden nasiplenir. Kısmet artık.
SHOW’DA YAZIN ADI, ‘MELEKLERİN AŞKI’ MI?
Sezonu, dizi sayısını minimumda tutarak idare etmeyi başaran Show TV’nin yaz dizilerinden biri, ‘Meleklerin Aşkı’… Zekeriyaköy’de çekimleri başlayan dizinin oyuncu kadrosunda; Oya Başar, Gülper Özdemir, Berkay Hardal, Didem Balçın ve daha birçok başarılı isim yer alıyor. Senaryo açısından baktığımızdaysa… İlk bakışta, sıkça işlenen zıt karakterlerin çekişmeli aşkı üstüne bir yapım görüntüsü vermekte.
Şöyle ki; Berkay Hardal’ın canlandırdığı Yağmur daha bebekken annesi tarafından bırakılmış. Yine de zeki, merhametli, sevgi dolu bir genç adam olmayı başarmış. Gülperi Özdemir’in oyunculuğundaki Melek ise inatçı, adaletli ve hayatını doğaya adamış bir genç kız. Bu iki kalbi birleştirecek olan kişi ise Melek’in annesi Rukiye yani Oya Başar.
Alışıldığı üzere büyük kızıyla damadına kızıp huzurevine yerleşen ve Yağmur’u da öz oğlu gibi seven Rukiye, Melek ve Yağmur’u evlendirebilmek için türlü planlar yapacak. Fakat araya nifak tohumları ekmek isteyenler hemen devreye girecek. Buna karşılık nifak tohumları da ortaya çıkacak. Melek’e daha ilk görüşte âşık olan Yağmur, Necmettin’in (Toygan Avanoğlu) Melek’i zengin iş ortağı ile evlendirme hayallerine karşı savaş vermek zorunda kalacak.
İçerik açısından hal böyleyken, ‘Meleklerin Aşkı’nın klişeleri görünmez kılma noktasında imdadına oyuncuların yetişeceğini söyleyebilirim. Akışın kendi tadını yaratmasına katkıda bulunacaklardır. Tabii bir de ‘Yağmur ve Melek çevresinde dönen onca entrikaya rağmen bir araya gelecek mi, mutlu olacaklar mı’ soruları çevresinde gelişecek senaryonun romantik komedi mantığını nasıl uygulayacağı önemli! Kısacası Show’da yazın adının ‘Meleklerin Aşkı’ olması için romantik komedinin inceliklerinin tadında ve mantıklı biçimde ele alınması gerek.
CURCUNA SEVENLERE ‘DARISI BAŞIMIZA’
Show’un yaz konseptinde bir diğer dizisi, ‘Darısı Başımıza’… Aile ortamında aşk meşk olaylarını işleyen yapım da meraktan ziyade alışkanlık avantajını kullanacak olanlardan. O da tıpkı diğer Show dizisi gibi bize hiç yabancı olmayan bir içerik yapısına sahip. Kadrosuyla ve yarattığı ikiliyle ilk etapta göz dolduran yapım, iki ailenin çatışmacılığını sergilerken kahkaha odaklı bir curcuna havası yaratmaya niyetli gibi görünmekte. Aile işlerini severiz ya!
Aksoy ve Arslansoy Aileleri arasında yaşanacaklar izleyicinin ilgisini ne kadar çeker derseniz… İşin o kısmı da curcuna sevenlerin keyfine kalmış. Şayet içerik ve sunumun mayası izleyici kafasını yakalayacak doğallıkla kabarırsa, ‘Darısı Başımıza’ dememek için bir sebep kalmaz.
HAYATİ VE DİĞERLERİ GERİ DÖNÜYOR
‘Arka Sokaklar’ hariç tüm dizilerini bitirme kararı aldığı söylenen Kanal D yaz ekranı için şimdilik eskilerden medet umacak gibi görünüyor. Gündüz kuşağına ‘Aşk-Memnu’yu koyup diziyi, tekrarlanmaktan bıkılmayan yapım haline getiren kanalda hâlihazırda yaz dizisi olarak ‘Hayati ve Diğerleri’nin adı geçmekte. Sezon dizisi olarak ekrana çıkıp jet hızla kalkan yapım bilindiği üzere polisiye komedi… Kadro da komediye müsait. Bundan ötürü yaz boşluğunda izleyicinin ilgisini çekmesi kuvvetle muhtemel gibi görünmekte. Üstelik bana göre hiç de fena bir iş değildi. Yeniden şans tanınması iyi olmuş. Tabii sonucu ekrana çıkınca göreceğiz.
Öte yandan idealist komiser Hayati’nin sürgün gittiği İkircikli Karakolu’nu adam etme sürecinde yaşanan gelişmeleri ve aile-aşk öykülerini mizahla sunmayı hedefleyen senaryo, ikinci vizyonunda dik durmak için neler yapacak bilemeyiz ama… Dizinin kadrosunda Levent Ülgen’in yer alması bir başka ilginçlik yaratacak ekranda. Zira ‘Kim Milyoner Olmak İster’deki kazancını bağışlayan oyuncu ‘Kocaman Ailem’de de başrolde. Şayet ‘Hayati ve Diğerleri’nde de rol alırsa o takdirde bir haftada iki farklı karakterle izleyeceğiz kendisini. Hadi hayırlısı.
GENÇLERE ‘4N1K’ HEYECANI İŞLER Mİ?
Büşra Yılmaz’ın orijinal eserinden Ferhat Ergün’ün kalemiyle senaryolaştırılan ‘4N1K’, ikinci filmle sinemada boy gösterdi Mayıs başında. Dört haftada toplam seyirci yanılmıyorsam 210 bini bulamadı. 375 salon fırsatı yakalayan bir film için bu sayının fazlaca düşük olduğunu söylesek haksızlık etmiş sayılmayız. Gençler baştaki heyecanı yitirdi mi acaba?
Şimdi sosyal medyadan hayli destek gören bir gençlik işi olarak ortaya çıkan ‘4N1K’nın ikinci sinema denemesinde hal böyleyken dizi yansıması nasıl olur diye düşünmek lazım. Sinema versiyonuyla kıyaslamadan dizi olarak baktığımızda… ‘Hepimiz kızımız, kızımız hepimiz için’ diyerek özlerindeki eğlenceyi belli eden işin yaz boşluğunda bir nebze avantaj yakalayacağı muhakkak. Kitaptan ve filmden habersizler de var. Dahası ekranda okullu-şamatalı başka gençlik işi de yok. Dolayısıyla FOX ekranında gençlere ‘4N1K’ heyecanı işler mi işler.
SONUÇTA; Ramazana denk düşüp seçim süreciyle denkleşen yaz sezonunun başlangıcında göze çarpan yapımlara yorumumuz şimdilik bu kadar. Başarı çabası ortak nokta olsa bile hepsinin aynı oranda şanslı olamayacağı net. İçlerinden hangilerinin şansı yakalayıp yeni sezona yürüyeceğini bekleyip göreceğiz. Bana göre ‘Nefes Nefese’ bunu başaracak kapasitede. Yaz dizisi olarak ‘Kalbimin Sultanı’nın ekranda eğlenceli bir fark yaratması da mümkün. Gerisinin işi, seçtikleri klişelerin doğru kullanımına bağlı diyerek sözü noktalayalım.
Anibal GÜLEROĞLU