Yeni doktorumuz sınavı geçti ama..

İlk bölümüyle Total’de yedinci, AB’de ikinci, ABC’de üçüncü sırada yer alarak sınavı geçtiğini gösteren ‘Kasaba Doktoru’ nasıl bir yapım? Artıları, eksileri neler? Kısaca değerlendirelim istedik.

Anibal Güleroğlu Yazar guleranibal@yahoo.com

‘İyi bir hekimde dört nitelik vardır. Nezaketle dinlemek, akıllıca konuşmak, dikkatlice düşünmek ve tarafsızca karar vermek’ demiş Sokrates. Tabii günümüzün yoğun temposunda ve zorlu yaşam ortamında doktorlar bu niteliklere ne denli uyabilir? O da ayrı bir konu. Zira doktorlar da insan.

Öte yandan artısıyla eksisiyle bolca gündemde yer alıp her şeye rağmen popülerliğini korumayı başaran hekimliğin kurgularda da sıkça ele alınan bir meslek olduğu da aşikâr.

Nitekim ekranlarımız, ‘Hekimoğlu’ndan ‘Mucize Doktor’a farklı doktor tiplerini ve hastane ortamlarını bolca yansıtarak reyting yarışında avantaj sağladı. Hele de başarılı orijinallerden kayda değer biçimde uyarlanan ve sıradanlığı aşmayı başaran doktorların ekran yolculuğundaki işi daha kolaydı. Kuşkusuz aralarında ilgi göremeyip reyting sınavını geçemeyenler de oldu. Lakin bu başarısızlıklar doktorlarla türetilen kurguların önünü kesemedi asla. Nasıl ki, şimdilerde yeni bir sıra dışı doktor profili mevcut… TRT 1’in ‘Kasaba Doktoru’!

Peki… İlk bölümüyle Total’de yedinci, AB’de ikinci, ABC’de üçüncü sırada yer alarak sınavı geçtiğini gösteren ‘Kasaba Doktoru’ nasıl bir yapım? Artıları, eksileri neler? Kısaca değerlendirelim istedik.

‘KASABA DOKTORU’NUN TABLOSU…

Daha ekrana çıkmadan ilgi uyandıran yapımlardan olan ‘Kasaba Doktoru’, bilindiği üzere 2016 yılında yayınlanmaya başlayan ‘Romantic Doctor, Teacher Kim’ isimli Kore dizisinden uyarlanan bir yapım. Hastane öykülerine ve doktorlara merak duyanları yeterince tatmin edecek güçte olan orijinalinin hakkını vermeye çalıştığı da muhakkak. Gel gör ki, sıkça yaşanan ‘şiddet’ olayını yansıtıp bu vandallığın boşluğuna vurguyla açılışını yapan dizide kimi noktalarda ufak tefek aksaklıklar olduğu da bir gerçek.

Hal böyleyken öncelikle akla takılan mantık yönlerinden söze başlarsak…

Babasını hastanedeki öncelik daha doğrusu torpil mantığından dolayı kaybeden ve bu travmatik olayın etkisiyle ileride doktor olmaya karar veren Dr. King karakteri yerli versiyonda Deniz Can Aktaş’ın canlandırdığı Dr. Ömer olarak çıktı karşımıza. Çocukluktaki acının izlerini İntern Doktor olarak varlık gösterdiği süreçte hasta müdahaleleriyle yansıtan Ömer, hayattaki seçimini cesurlardan yana koymayı seçmişti. Bu tercihini de üstlerine karşı çıkışları ve pervasızlığıyla sergiledi. Dahası bunu yaparken ‘intern doktor-asistan doktor’ ilişkisindeki kıdem üstünlüğüyle gelişen asli görev dışı angaryalardan doğan olumsuzlukları işaret etmekten de geri durmadı. Ancak Ömer, uykusuzluk ve zorlu çalışmayla doktorluk yolunda adım adım yürüyen bir ‘İntern’den ziyade ‘Havalı jön’ edasıyla ortalıkta dolaştığı bu süreçte, zaman zaman ‘Bir intern bu denli müdahaleci olabilir mi gerçek hastane ortamında’ sorusunu da sordurtmadı değil açıkçası.

Yanı sıra Hazal Subaşı’nın canlandırdığı Dr. Leyla ile aralarındaki duygusallık detayı da kendini hissettiremedi. İkilinin hangi ara aşk olayını geliştirdiği meçhul. Zira göğsüne demir saplanan hastayı kurtarmaya soyunan Asistan Leyla’nın sedyeye çıkması için el verip sonra onu ispiyonlayan İntern Doktor Ömer ile Acil Tıp Asistanı Leyla’nın birlikteliği hastane koşuşturmacasında hızlandırılmış sahnelerden ve baba dramının dillendirildiği masa sohbetinden öteye geçemedi. Aynı şekilde hastanedeki vakaların yansıtılması da hayli kestirmeden verildi diyebiliriz… Ki, bu durum dizinin hedefinin aksine, hastane ortamının ve doktorların zorlu şartlarını algılama yönünü güçsüzleştirdi.

Tıbbi müdahalelerin yansıtılmasını orijinalin aksine daha kansız ve kestirmeden veren ‘Kasaba Doktoru’nda soru işareti yaratan bir diğer konu, Ömer’in cerrah olarak karşımıza çıkış sürecinde gelişti. Ömer, İntern Doktor olarak bulunduğu hastanenin kadrosuna seçilmiş cerrah kimliğiyle göründüğünde, Asistan Leyla’nın kaza geçirip ortadan kaybolmasının üstünden beş yıl geçmişti. İyi güzel de bu Dr. Ömer hiç ‘zorunlu hizmet’ görmeden şıp diye bir özel hastanenin kadrosuna mı seçilmişti? Yurt dışında zorunlu hizmet olmadığı için bu imrenilesi kariyer süreci orijinalinde gayet doğaldı. Ama yerli versiyonda abes kaçtı. Uyarlama yapılırken bu tür detaylara dikkat edilmemesi, doktor gerçeğini yansıtma hedefiyle çıkılan yolda mantığa takılan bir hata olarak sırıttı maalesef. Dolayısıyla keşke doktorluğun zorlu aşamalarından olan hizmet ve TUS detayları bir çırpıda atlanmasaydı diyorum.

İlaveten kaza sonrası zihinsel ve bedensel sağlığı bozuk bir cerraha dönüşen, ilaçlarla ayakta duran Dr. Leyla’nın bu şekilde hastalara müdahale etmesi de doktorlara yönelik soru işaretleri uyandırmaya müsait bir olumsuzluk olarak duruyor orta yerde. Her neyse diyelim şimdilik.

Seyircileri doktorluk mesleğinin zorluklarıyla baş başa bırakırken idealizm, fedakârlık, yaşam, ölüm gibi kavramlar üzerine düşündürmeye yöneltme hedefini ortaya koyan… Özel hastanelerde birtakım hesapların ve gücün nasıl üste çıkartıldığını Dr. Ömer’e paslanan ümitsiz vaka ile örnekleyen ‘Kasaba Doktoru’nda artılar cephesinde neler var derseniz…

Şöyle ki; Teknik olarak hayli başarılı bir performans sergileyen orijinalinde ‘Tanrının Eli’ lakabıyla anılan Dr. Kim karakterini aratmayacak bir tempoyla karşımıza çıkan ve maharetli cerrahlığını ilk bölümün sonuna doğru sergileyerek kendini gösteren Dr. Ali, bu kısacık sürede dahi ‘Kasaba Doktoru’nun lokomotifi olmanın hakkını vermiş durumda. Tabii yerli karakterin bu başarısında ona hayat veren Ozan Akbaba’nın rolü büyük. Mizahla karışık nasihat işini üstlenen ve doktorluğun kitaplarda yazılanlardan çok daha ileri bir şey olduğunu çok net vurgularken ‘Doktorum’ demekle gerçek doktor olunamayacağını hatırlatan Cerrah Ali, Ozan Akbaba’nın gerçekçi performansıyla, hayat kurtarmanın püf noktasına dönüşmüş adeta. Keza Vildan Atasever’in canlandırdığı Başhemşire Mine de bu püf noktasını layıkıyla destekleyen önemli bir karakter. Tebrikler.

KISACASI; ‘Romantic Doctor, Teacher Kim’ gibi ‘Kasaba Doktoru’ da ufak tefek aksaklıklarına rağmen sağlık sektöründe çalışanların, şiddet tehdidine ve içinde bulundukları zorlu şartlara aldırmadan hastaları yaşama bağlama çabalarını anlatan… Onların hayat kurtarma maratonundaki mucizevi emeklerini sergilerken özel yaşamlarındaki sorunları da araya katan bir hastane yapımı. İlk sınavını başarıyla geçen yapımın tablosu da parlak.

Bu yapımı sıradanlıktan kurtarıp izleme motivasyonunu yükselten baş unsur da mesleğinde cevval, yaşamında pejmürde cerrahımız Dr. Ali’nin ilham verici, idol olmaya müsait hayat ve hekimlik öğretisi! Böylesi cerrah herkesin başına.

Tüm sağlık çalışanlarına saygıyla… ‘Kasaba Doktoru’nun ekran ömrü uzun olsun diyerek noktalayalım sözü.

Anibal GÜLEROĞLU

www.twitter.com/guleranibal

Tüm yazılarını göster