Ak Parti geçtiğimiz gün propaganda amaçlı bir animasyon videosu yayınladı.
‘Yalan Üretme Merkezi’ (Kısaca YÜM) adını verdikleri videoda ana muhalefet partisinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile partinin sözcüsü Faik Öztrak ile sözüm ona dalga geçiliyor.
İşin ilginç tarafı Ak Parti tarihinde ilk kez mizahi ve esprili bir tarz sergiliyor.
Ki bu sevindirici bir nokta.
Siyasette mizah dolu ve esprili yaklaşım çok iyidir.
Ortamı germez ve politik gündeme renk getirebilir.
Ak Parti’yi bu nedenden dolayı kutlamak gerekiyor.
Artık kendilerine de aynısı yapıldığında anlayışla ve olgunlukla karşılayacaklar demektir.
Ancak YÜM videosu maalesef mizah ve espri konusunda pek başarılı olamadı.
Parti yetkilileri de bekledikleri beğeniyi göremeyince videoyu sosyal medyadan kaldırdı.
Başarısızlığın en büyük nedeni bence videonun özentisiz hazırlanmış olması.
Sanki aceleye gelmiş zayıf bir çalışmanın ürünü olduğu her halinden belli oluyor.
Verdikleri paranın karşılığını alamadıkları kesin.
Aslında fikir gayet iyi.
Ancak uygulama o kadar iyi değil.
Vdeodaki Kılıçdaroğlu ve Öztrak karakterlerini gerçeklerine çok benzetmişler.
Hatta muhtemelen farkında olmadan gerçeklerinden daha hoş bile yapmışlar.
Oysa bunları kolayca karikatürize edebilirler daha komik hale getirebilirlerdi.
Ayrıca videonun seslendirmesi de son derece amatörce yapılmış.
Kılıçdaroğlu ve Öztrak gibi her an mikrofon uzatılan her gün sesleri duyulan iki siyasetçinin seslerini birebir taklit edecek birilerini bulmak o kadar zor olmasa gerek.
Neden akıllarına gelmemiş anlamadım.
Çok daha inandırıcı bir video olurdu.
Araya koydukları Tazmanya Canavarı’nın çizgi filmindeki haline benzeyen cırtlak sesli antipatik karakter ise tam bir fiyasko.
Nedir neyin nesidir belli değil.
Videonun içeriği de oldukça zayıf.
Külliyedeki altın klozetler ve musluklardan akanlar konusu fazlasıyla bayatladı.
Ambülans uçakla kurtarılan bebek ya da Sağlık Bakanı’nın yakınları konusu da.
Çoktan unutuldu GİTTİ onlar.
Asıl gündemdeki konu 128 milyar nerde sorusu.
Videoda zaten bol miktarda bunun üstüne gitmişler.
Kendi deyimleriyle defalarca papağan gibi tekrarlamışlar.
Ancak hedefledikleri sonucu elde edememişler.
Soru havada kalmış.
Cevabını bulamamış.
Gerçek hayattaki gibi.
Sorun da burada zaten.
Sorunun yalanı olmaz!
Cevabın yalanı olabilir.
Yani 128 milyarı aldılar şöyle yaptılar böyle yaptılar dense işte o yalan olabilir.
Tıpkı Damat Berat nerde sorusu gibi.
O sorunun da yalanı olmaz.
Çünkü bu sadece bir soru.
Damat Berat Katar’a veya Londra’ya kaçtı dense ancak o zaman yalan denebilir.
Sorunun yersizi, zamansızı veya anlamsızı olabilir ancak kesinlikle yalanı olmaz.
Dolayısıyla ‘Yalan Üretme Merkezi’nin de sorulan bir soruyu yalanlaması da söz konusu olamaz.
Sonunda devamı gelecek dedikleri videonun ömrü çok kısa oldu.
Ancak parti yetkilerinin yerinde olsam bütün bunlara rağmen videoyu yayından asla kaldırmazdım.
Çünkü bu video partinin yalanla işi gücü olmadığını resmen kanıtlıyor.
Yalanın ne olduğunu bilmiyorlar.
Bu da siyasette büyük bir nimet.
Az bulunan bir özellik.
Yalanın ne olduğunu bilmeyenler yalan söyleyemez.
Ancak gerçek olduğuna inandıkları şeyleri söylerler.
Doğru veya yanlış.
Ama yalan yoktur.
Bunlar da sorulan bir sorudan büyük bir çabayla yalan çıkartmaya çalıştıklarına göre yalanın ne demek olduğunu bilmiyorlar demektir.
Yazık oldu.
İlk başta çok ses getirdi.
Vay be neler yapmışlar dedirtti.
Ama sonra…
Püf diye söndü.
YÜM oldu GÜM!