102 yıl önce İngilizlere karşı bağımsızlığı kazanan ve özellikle kadın hakları gibi meselelerde köklü reformlar yapmaya başlayan Afgan Kralı Amanullah Han, ülkedeki gericilerin isyanı sonrası 1929’da ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Yaklaşık 31 yıl boyunca, eşi Kraliçe Süreyya ve 8 çocuğuyla birlikte İtalya’da ailesiyle birlikte sürgün hayatı yaşayan Kral Amanullah, 1960 yılında Zürih’te vefat etti. Amanullah Han’ın hayattaki iki kızından biri olan, Roma’da yaşamını sürdüren Prenses India, 10 yıl tahtta kalan babasının neden Afganistan’ı modernleştirmeyi başaramadığını, Atatürk’le olan dostluklarını, tekrar bir asır geriye götürüldüğünü söylediği vatanı için duymakta olduğu acıyı anlattı.
Afgan Prenses India: Atatürk, Babama Çok İyi Bir Tavsiyede Bulunmuş...
Afgan Prenses India, "Atatürk, babama çok iyi bir tavsiyede bulunmuş. O da; Afganistan’ın güçlü bir orduya sahip olmasıydı. Ama babam belki de onu dinlemedi" diye konuştu.
1
7
"Türkiye benim için bir rüya ülkesi" Prenses India, DW Türkçe'den Esma Çakır'a şunları anlattı: "Ben Şah Amanullah Han Gazi ve Afganistan Kraliçesi Süreyya'nın kızıyım. Sekiz çocuğun en küçüğünden bir öncekiyim. Sadece iki kardeş kaldık. Biri İstanbul'da yaşayan Naciye ve Roma ile Kabil arasında yaşayan ben. Hindistan'da doğdum, bu nedenle adım India. Ebeveynlerim ne yazık ki erken yaşta öldüler. Burada, İtalya'da tüm bu yıllar boyunca sürgünde kaldık. Ben şu an Ayvalık'ta olan, İstanbul'da yaşayan kız kardeşim Naciye'ye çok bağlıyım. İki yıl önce birlikte Kabil'deydik. Afganistan'ın bağımsızlığının 100. yıldönümü için. Beraber Afgan bayrağını yükselttik. Şimdi onu indirdiler ve muhtemelen Taliban'ınkini koydular. Kuzenim Zeynep Osmanlı sultanlarının mirasçılarından biriyle evlendi. Üçüncü ablam Meliha Sultan, ki onun heykelini yapmalılar İstanbul'da. Çünkü doktordu ve hayat kurtardı. Türk bir beyefendi ile evlendi, Celal Bayar'ın yeğeniydi sanırım. Bana garip gelir dünyada Türkiye'yi sevmeyen birisi olduğunu bilmek. Benim için bir rüya ülkesi. Türkiye'yi çok seviyorum. Herkes öylesine bir eğitime ve nezakete sahip ki. Sokaklarda yürüdüğümde, o zamanlar çok da yaşlı değildim, hemen birileri gelip "Teyze sana yardım edebilir miyim?" diyordu. Böyle bir nezaket burada görülmüyor, dünyanın hiçbir yerinde."
2
7
"Babam Afganların birbirlerini öldürmesini istemedi, ülkeyi terk etti" "Babam sivil savaş olmasını, Afganların birbirlerini öldürmesini istemedi. Kanlı bir tahtın üzerinde oturmak istemedi ve Afganistan'ı terk etti. Biz sürgünde kaldık ve Afganistan'a gidemezdik. Ancak 2001'de ABD bombardımanlarıyla Taliban'ın kovulmasıyla ben ilk kez ülkeme girmeye başladım. Şah Amanullah Gazi, sadece bağımsızlığı elde etmedi. Kadınlar ve erkekler arasında eşitliği sağlayan yasayı yaptı. Anayasayı ilan etti ki, o dönemde hiçbir komşu ülkenin anayasası yoktu. Bir başka çok önemli yasayı da ilan etti. Tüm Afgan topraklarında olan kadın ve erkekler için fırsat eşitliği yasası. Bu yasa Avrupa'da 30 yıl sonra yapıldı. Bizimse zaten vardı, 100 yıl önce. Geleceği gören bir adamı düşünün. Modern bir adam. Kesinlikle bugün onun çok erken adımlar attığını, çok modern olduğunu söylüyorlar. Ben de onlarla aynı fikirde olmadığımı söylüyorum. Ama öyleyse bugün de hala erken mi? Tüm bu yasalar uygulanmıyor. Anayasayı 1923'te Türkiye'den aldı. Türkiye ise İsvçre'den almıştı. Biri diğerinden almış, siz daha iyi biliyorsunuz. Türk ve İsviçre anayasasıyla küçük bir İslami etkiyle anayasa ilan edildi. Yeni yasalarla kız okulları, kadın hastaneleriyle mümkün olanı yapmaya çalıştılar. Ama ülkeyi modernleştirmeyi başaramadılar. Çünkü gerici düşmanlar çoktu, komşu ülkelerin çıkarları açıktı. Bir ülkenin modernleşmesini ve bağımsızlığını istemiyorlardı. Britanya İmparatorluğu, Şah Amanullah Gazi'nin ilk ve tek düşmanıydı. Bu Kral'a karşı propagandayla halkın Kral yerine mollalara daha fazla inanması sağlandı. Anayasanın ne olduğunu bile bilmiyorlardı. "Bu Amanullah'ın kitabı, bu da Allah'ın Kuran'ı. Hangisini seçiyorsunuz?" Tabii ki Allah'ın Kuran'ını seçiyorlardı. Çok fazla okuma yazma bilmeyen vardı. Benim babam her şehirde her köyde bir okul açtı. Ancak okullar çoğunlukla eli kalem tutanlarca yönetiliyordu. Kimdi onlar? Mollalar. Bu Afgan halkının utanç verici hikayesidir."
3
7
"Annem ve babamın 10 milyonu modernliğe sürüklemesi çok zordu" "Annem çok fazla modernlikten yanaydı. Bu nedenle ilk kadın okulunu kurdu. Sadece iki kişinin, yani annem ve babamın 10 milyonu modernliğe sürüklemesi çok zordu. Babam Afganistan'ı düşündüğünde pişmanlık duyuyordu ve aynı zamanda ağlıyordu. Çünkü ondan sonra hiçbir ilerleme olmadı."
4
7