Fikret Kızılok, henüz genç. Bir plak çıkarmak istiyor. Plağa iki şarkı seçmiş, büyük usta Aşık Veysel'den; Söyle Sazım ve Yumma Gözün Kör Gibi... Gazeteci arkadaşı Arda Uskan'la Aşık Veysel'in Sivas- Sivrialan'daki köyüne gittiler. Arda Uskan röportaj yapacak, Kızılok da şarkıları için izin isteyecek. İki gün kalıyorlar o evde.
Aşık Veysel ile Fikret Kızılok'un hikayesi...
Bir modern zaman filozofu, sazını derdine ortak eden büyük ozan; Veysel Şatıroğlu... Sesiyle, sazıyla, sözüyle içimizde dokunan büyük ozanın gerçekten hayatına dokundukları oldu. Onlardan biri de Fikret Kızılok'tu...
1
6
Aşık Veysel, bir gece gözlerinin nasıl kör olduğunu anlatıyor onlara; ''"Tek gözüm zaten görmüyordu. 'Kırlangıç Uşağı' diye seyyar doktorlar vardı. Onlar göz açarlardı, göz doktoruydular. Babam rahmetli, gösterdi, baktılar. 'Sağ gözü ışık görüyor, üzerindeki perdeyi alırsak açılır. Akdağmadeni'ne getir, orada tedavi edelim' dediler. Onlar gittiler, bizde bir sevinç fakat fakirlik var. Babam para bulacak da götürecek, açtıracak! O arada öküzün önünden saman irisini, tozunu, toprağını temizlemek için ahıra girdik. Öküz bağlıydı. Hayvan kafasını böylesine sallayınca boynuzunu tam gözümün üstüne vurdu. Sağ gözüm de aktı gitti. O ışık da kayboldu."
2
6
Aşık Veysel susuyor, Kızılok eline gitarını alıyor, çalıyor... Sonra bir cesaret büyük ozandan şarkılarını istiyor, cebinde 250 kuruş telif parası... Aşık Veysel gülümsüyor; O parayı al şirketine götür, gazoz parası yapsınlar. Ama sen güzel söylüyorsun oğlum. İstediğin şarkımı kullanabilirsin'' diyor.
3
6
Bu sözlü anlaşmadan birkaç ay sonra Fikret Kızılok'un ilk plağı çıkıyor. Plak satış rekorları kırıyor ve Kızılok Altın Plak kazanıyor. Kazandığı Altın Plak'ı götürüp ustasına, Aşık Veysel'e hediye ediyor.
4
6