METİNER’İN YAZISI
Mehmet Metiner yazısında ise şu ifadeleri kullanmıştı:
“Çok yazık, çok üzülüyorum.
Kürtlere yönelik etnik inkarı ve asimilasyonu sonlandıran ve Kürt halkı üzerindeki cebri devlet politikalarını tarihe uğurlayan AK Parti’nin kazanımcı siyasetinin bir parçası olarak geliştirdiği Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’yle ilişkilerin darbelenmek istendiğini görmek ziyadesiyle üzüyor beni.
Irak Kürtleriyle tarihsel-dinsel kardeşliğe dayalı ittifakın günümüze taşınmasıyla elde edilen kazanımın bir kaç sözle berhava edilmek istenmesi beni derinden düşündürüyor.
Kimin aklına hizmettir bu?
Suriye’nin kuzeyindeki PKK hakimiyetindeki alanlara askeri operasyonun yapılmak istendiği bir dönemde PKK ile mücadelede nasıl Türkiye’nin yanında yer aldığını bildiğimiz Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin ırkçı bir nefret diliyle düşmanlaştırılması kime hizmet anlamına gelir, takdirini size bırakıyorum.
Irak’taki Federe Kürt yapısını “gayrı meşru” ve “işgalci” ilan etmek nasıl bir bilincin veya aklın ürünü olabilir?
Irak Anayasası’na göre kurulmuş, BM nezdinde varlığı tanınmış ve ülkemizin de çok yakın ve derinden ilişkili olduğu Kürt Bölgesel Yönetimi’ni düşmanlaştırıcı bu nefret dili, terörle mücadelemize vereceği zararın yanı sıra Türk-Kürt kardeşliğini de derinden darbeleyen bir aklın ürünüdür.
Bu ırkçı nefret dilinin PKK’nın tam da arayıp da bulamadığı bir şey olduğunu bilmeyenler bize milliyetçilik taslamasınlar.
Çok yazık, çok!
Osman Sınav’ın “Yalnız Kurt” dizisinin geçen haftaki bölümünde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ve o yönetimin şahsında Irak Kürt’lerine yönelik düşmanlık sınırlarını bile aşan nefret diline yaslanan diyalogların gösterime sokulması, eminim ki en fazla PKK’yı ve PKK’nın iplerini elinde tutan o malum güçleri sevindirmiştir.
FETÖ ile mücadeleyi çok iyi anlatan bir dizi olarak önemseyerek izlediğim o dizinin içine o sahneleri ve diyalogları niye yerleştirme gereği duyduklarını elbette bilemem.
Ama bildiğim o ki misyonumuza ve duruşumuza zarar verdiler.
Ayda bir neredeyse o yönetimin seçilmiş başkanı Neçirvan Barzani’yi ağırlayan Cumhurbaşkanı’mız Erdoğan’ın Türk-Kürt kardeşliğine yaslanan ve herkese kazandıran köklü dış politikasına darbe vurdular."