elele.com.tr/ “İlerici, değişime açık, vahşi, doğal, personası olandır benim için güzel olan, güzelliği barındıran” diye tanımlıyor güzel kadını Ceren Moray. Ona göre işin püf noktası nasıl göründüğünü düşünmeden bakmak biraz da. O ezber bozan bir kadın, bildiklerinizden farklı yani. Kendisini yakından tanırken, sezonun trendlerini uyguladığımız makyajıyla bir kez daha ezberleri bozmayı başarıyor. Tıpkı ekranda gördüğünüz gibi; dürüst, dobra, enerjik, neşeli, capcanlı bir kadın Ceren Moray, hani bulunduğu yerde hemen fark edilen kadınlardan. Pera Güzel Sanatlar’ın ardından Haliç Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nden mezun olmuş. Bir dönemin sevilen gençlik dizilerinden Kavak Yelleri ile tanıyıp sevdiğimiz Moray, şu sıralar iki yeni projeyle adından söz ettiriyor. İlki dinamikleri değişken, hayran olunacak biri dediği Azra karakterini canlandırdığı televizyon dizisi Avlu, diğeri de ilk kez !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nde sunulan ve ‘derin bir nefes gibi’ diye tanımladığı Arada. Bu canlı, kıpır kıpır kadını çok sevdik, siz de seveceksiniz. Güzelliği nasıl tanımlarsınız? Güzelliği tanımlamak insanı çelişik yapan önemli ara başlıklardan biri. Üç sene önce tanımladığınız güzellik, 30 yıl sonra karşısında durduğunuz bir tavra dönüşüyor ama neyi güzel bulduğunuz meselesi değişimi destekleyen bir perspektife sahip olmanız konusunda sizi tetikte tutuyor. Dolayısıyla ilerici, değişime açık, vahşi, doğal, personası olandır benim için güzel olan, güzelliği barındıran.
Ceren Moray'ın asla yapmayacağı şey
Ünlü oyuncu Ceren Moray özel hayatına dair açıklamalarda bulundu.
1
5
Bir kadının güzelliğine en çok zarar veren şeyler neler olabilir? Kendinden çok başkalarını dinlemek veya taklit etmek, bir kadının güzelliğinden ziyade insanın güzelliğine zarar veriyor. Tek tiplik, tam bu noktada ortaya çıkan, insanı vasata sürükleyen bir duruş/duruşsuzluk oluyor. Stil ve güzellik söz konusu olduğunda asla yapmayacağınız şeyler var mı yoksa yeniliklere açık biri misiniz? Sırf moda ya da trend diye hiç yapmayacağım, giymeyeceğim, kullanmayacağım bir şeye bulaşmam. Şu aralar hangi güzellik ve bakım ürünleri favorileriniz arasında? Yaşım ilerledikçe daha az karmaşık ürünler kullanmaya başladım. Bir temizleyici, bir nemlendiriciyle geçinip gidiyorum. Yves Saint Laurent Top Secrets Temizleyici Tonik ile Dior Hydra Life Fresh Hydration Sorbet Krem favorilerim. Bir kadında en sevdiğiniz görüntü ne? Nasıl göründüğünü düşünmeden bakan kadına bayılıyorum. Bir de uzun çizmeleri çekip, dudak altından gülümseyen Kate Moss görüntüsü sonsuza kadar biriciğim. Asla vazgeçemeyeceğiniz makyaj malzemesi ne? Maskara.
2
5
Makyajla aranız nasıl? Ruj, far, allık seçerken hangi renkleri tercih edersiniz? Makyajla da tıpkı cilt bakımı gibi yaşım ilerledikçe daha az komplike bir ilişki içerisindeyim. Deneyip yanılıp geldiğim nokta; şeftali, kiremit ve kahverengi tonlarından ötesi değil. Yeni diziniz Avlu, konusu itibarıyla mevcut dizilerden farklı bir yerde duruyor. Canlandırdığınız karakterin en çok hangi özelliğini sevdiniz? Avlu’nun diğer dizilerden farklı duran tarafı gerçekten konuşulmaya değer. Birincisi kadın hikayeleri anlatıyoruz, bir kadın hikayesi değil. İkincisi durumları aktarmaktan, hikayeleri çizmekten ziyade ameliyat ediyoruz. Suç nedir, suçlu kimdir, kişi tek başına suçlu mudur, suç nasıl ürer, suçluluk psikolojisi suçu yeniden mi üretir ve en önemlisi suçlu çoğunlukla toplumun kendisi midir gibi sorularla ilerliyoruz. Bu anlamda, her rol oyuncusuna iyi bir etüt yaşatıyor, bu da bir diğer kıymetli tarafı. Benim oynadığım karakter yani Azra, hiç bilmediğim bir yerde; pervasız, hesapsız, korkusuz, dinamikleri çok değişken, hayran olunan, kuvvetli, gardlı, beton gibi. Dolayısıyla karakterimin en sevdiğim özellikleri nihayetinde bir bütün. Sevmemek gibi bir şansım yok Azra’yı, yoksa beni oyabilir.
3
5
!f İstanbul’da açılışı yapılan Arada filminde de farklı bir karakterle karşımızdasınız. Nasıl bir film Arada? Filmin yönetmeni Mu Tunç, büyüdüğümüz sokakları, o sokaklardan çıkan müzikleri, o sokakların kaygılarına değen bir dönemi anlatmakla girişti bu işe. Aynı sokaklardan geçmiş çocuklarız ve benim için heyecan verici kısmı bu. Bu filme sadece Türkiye’nin ilk punk filmi demek, onu yüzeyde bir yerde bırakıyor, oysa bu dönemi azıcık solumuş olan herkes, kayıp bad religion kasetinden tutun da Cevdet Abi’nin dükkanını dünya sanmamız gibi onlarca ortak anı kucaklıyor. Bahsederken bile tüylerim diken diken oluyor. Özlediğimiz her şey ve dönüşmekten kaçındığımız herkes, her durum var filmde, herkesin bildiği bir sır gibi oldu film, her şeyin hızla tek tipleştiği bir dönemde, derin bir nefes gibi olan bu filmin içinden ben de şarkı söyleyerek geçtim.
4
5