Son dönemde gelişen güzellik algısının kadınlar üzerinde yarattığı baskı oldukça had safhada. Sosyal medya yüzünden vücutlarımızı uzaylı gibi görmeye başladık. Çünkü zayıf ama devasa memeli, karnı dümdüz ama arkasında koskocaman bir popo olan, photoshopla bambaşka birine dönüşen kadınların sayısı gittikçe artmaya başladı. Öyle olmayanlar ise siber zorbalığa maruz kalıyor. Birçok fenomen de bundan yakınmaya başladı şu sıralar.
Duygu Özaslan İsyan Bayrağını Çekti: İdeali Kim Belirliyor?
Vücudu hakkında sık sık eleştirilere maruz kalan fenomen Duygu Özaslan, sosyal medya hesabından isyan etti.
1
8
'Linç kültürü' öylesine aldı başını gitti ki... Normal, dümdüz selülitli kadın görmeye bile tahammül edemez olduk!
2
8
Ama bir o kadar da 'beden olumlama' hareketine katılan kişiler var. Mesela geçtiğimiz günlerde Cansu Dengey'in yaptığı bu paylaşım birçok kişinin hayatına dokundu. 'Size bir hikaye anlatmaya geldim. Beni bugün buraya getirenleri konuşmaya başlamaya, içimi açmaya; sakladıklarımı, kaçtıklarımı, yüzleşmekten korktuklarımı konuşmaya geldim. Çocukluktan başlayalım mı? Bedeninizin farkına vardığınız ilk zamanları hatırlıyor musunuz? Neye benzediğini, neye benzememesi gerektiğinin önümüze dayatıldığı o ilk zamanları? Ben hatırlıyorum. Bana söylenenleri de, parmakla gösterilenleri de, içime işleyenleri de, vücudumdan ve kadınlığımdan utanmamı sağlayan tüm cümleleri de, medyayı da, magazini de, akrabalarımı da, arkadaşlarımı da. İlk hatırladığım anı şöyle: 11-12 yaşlarındayım. Kilomun görece arttığı ve boyumun sınıftaki ortalamaya göre kısa olduğu dönemler. Sınıfta cüce diye dalga geçilen çocuk benim. Anneme şu soruyu sorduğumu hatırlıyorum; “Anne bir boy uzatma ameliyatı varmış, bacaklarına çiviler takıyorlarmış, ondan olabilir miyim sence?” Öyle bir his ki o, 11 yaşındaki bir kız çocuğuna anormal olduğunu ve ameliyat olma fikrini düşündürebiliyor. Yana kaydırdığınızda göreceğiniz üç fotoğraf farklı çocukluk yıllarımdan. Hepsinde göbeğim var. Ve bilin bakalım bu fotoğrafların ortak noktası ne? Elimin pozisyonu. Kapatmak istiyorum, hep kıyafetlerle kamufle etmek istiyorum, utanıyorum. Bunun anormal ve istenmeyen bir şey olduğunu düşünüyorum. O yaşımda televizyonda gördüğüm incecik bikinili kadınlar, gazete ve dergilerdeki sayfalarca şok diyet tarifleri, selüliti var diye linç yiyen ünlüler, insanların bedenlerine zoomlanmış taciz fotoğrafları bana hep yanlış olduğumu söylüyor. Etrafımda biraz kilo ver bak erkekler beğenmez diyenler, hamur işi yeme kilo alırsın diyenler, yürürken iyice karnını içine çek diyenler ve en tehlikelisi ben senin sağlığın için söylüyorum çocuğum diyenler bu düşünceyi daha da pekiştiriyor. Sonra ben de dönüp kendime bakıyorum ve çocuk aklımla diyorum ki; e ben böyle olmaya devam edersem eksik ve değersizim. Eksik ve değersiz olursam ne olur, tabii ki kimse beni sevmez! Bu düşünce tohumlarını zihnime nasıl ektiğimi fark edip sizlerle hikayemi paylaşmaya karar vermemse neredeyse 20 senemi alıyor.'
3
8
Bu yazının dokunduğu hayatlardan biri de Duygu Özaslan. Biliyorsunuz, sosyal medyada kendisini bambaşka biri olarak gösterdiği için epey tepki çekmişti. Vücuduyla ilgili de pek çok olumsuz yorum almıştı hatta geçtiğimiz yaz.
4
8