Bazı konular tartışılmıyor. Su 100 derecede kaynar, iki kere ikinin çarpımı dörttür, gelmiş geçmiş en fenomen sporcu Muhammed Ali’dir... Efsane boksörün İstanbul’a geldiği gün, halk da bu gerçeğin elbette farkındaydı... Onu görmek için alanlara akın ettiler. Sultanahmet’in görkeminden büyülenen Ali’nin gardıysa Boğaz’ın güzelliği karşısında fena halde düşmüştü.
Efsane İstanbul'dan böyle geçmişti
Bazı konular tartışılmıyor. Su 100 derecede kaynar, iki kere ikinin çarpımı dörttür, gelmiş geçmiş en fenomen sporcu Muhammed Ali’dir... Efsane boksörün İstanbul’a geldiği gün, halk da bu gerçeğin elbette farkındaydı...
1
15
28 Eylül 1976... New York, Bronx’ta Yankee Stadyumu... Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonluğu unvan maçı... Muhammed Ali ile belalı rakibi Ken Norton karşı karşıya... 35 yaşındaki Muhammed Ali için bu maç özel önem taşıyordu. Norton ile aralarındaki ilk maçı hakem kararıyla rakibi kazanmıştı; ikincisi yine hakemlerin takdiriyle Ali’nin oldu. Üçüncü maç, düğümü çözecekti artık. Ve Ali 709 yumruk atıp 199 yumruk yediği karşılaşmayı yine hakem kararıyla kazandı. Norton ile hesap kapanmıştı.
2
15
Dünyanın nefesini tutarak izlediği bu karşılaşmadan sadece iki gün sonra, tabiri caizse daha teri bile kurumadan, Muhammed Ali kendini İstanbul’a götürecek uçaktaydı. Bu biraz ani bir karar olmuştu. Maçtan hemen evvel, boksörün bağlı olduğu İslami hareketin lideri Wallace Muhammed, Ali’den Türkiye’ye gelmesini rica etmişti. O sıralar Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan tarafından Ankara’da ağırlanmakta olan Wallace Muhammed, Ali’den rotayı İstanbul’a çevirmesini isteyince efsane boksör de onu kırmamıştı.
3
15
1 Ekim 1976’da sabaha karşı Atatürk Havaalanı’na konan uçağı karşılayanlar arasında meslek hayatının henüz başlangıcında, Türk Haberler Ajansı’nın genç dış haberler muhabiri Sedat Ergin de vardı. Ergin, o gün o saatte sıradışı bir kalabalığın bulunduğunu anlatıyor: “Binlerce insan sabahın o saatinde havaalanına akın etmişti; uçak gecikti; bıkıp usanmadan sabırla beklediler.”
4
15