1-Güne nasıl başlarsınız? Genellikle erken kalkarım. Kahvemi yudumlarken güneşin doğuşunu izlerim, devamında günlük antrenmanımı yapar güne başlarım. 2-Küçükken büyüyünce ne olmak isterdiniz? Tek hayalim avukat olmaktı çünkü hayatta en tahammül edemediğim şey adaletsizlik. Çocukluk yaşlarımdan itibaren en yoğun hissettiğim ve en çok da sınandığım bu duygu ile yönlendim ve birçok insanı yönlendirdim.
Eliz Sakuçoğlu:15 yaşında gizli gizli sigara içerken evi yaktım!
Eliz Sakuçoğlu, 25 eğlenceli soruda kendini anlattı…
1
5
3- Hangi süper güce sahip olmak isterdiniz? Sahip olduklarım bana yetiyor ki (gülüyor)… Telepati, empati ve şifacılık! Bana göre her birimiz birer süper kahramanız ve doğuştan süper güçlere sahibiz aslında sadece içimizdeki o sınırsız potansiyeli keşfetme cesaretini bulmalıyız. 4- Kendiniz hakkında gurur duyduğunuz üç özelliğinizi söyleyin… Gurur kelimesi lügatımda yoktur, kendimle övünmek kendimi, eşsiz bir konuma koymak da hiç benlik değil. Bu soruya anca şöyle bir cevap verebilirim; tek gayem iyi bir insan olmak ve olabileceğimin en iyisine ulaşmak. Özümü bulabilmek için kendimi sürekli yeniliyor, değiştiriyor ve dönüştürüyorum. 5- Batıl inançlarınız var mı?
2
5
6-En mutlu anınızda ne yaparsınız? Zamanı durdurup o mutluluk duygusu içinde kaybolurum. 7-En büyük zayıflığınız nedir ? İyi niyetimin sınırının olmaması. 8-En büyük pişmanlığınız nedir? Herhangi bir pişmanlığım yok, yaşadığım her türlü olumsuzluğa bir tecrübe olarak bakıyorum, dersimi çıkarıp tekrarlamamaya gayret ediyorum. 9-Milli Piyango’nun büyük ikramiyesi size çıksa ilk iş ne yaparsınız? Dünyayı gezmek, yeni kültürler tanımak, yeni insanlarla tanışıp yaşamın içinde yeni olasılıklar keşfetmek isterdim. 10-Onsuz yaşayamayacağınız üç şey nedir? Hiçbir şey ya da hiç kimse vazgeçilmez olmadı benim için.
3
5
11-Hayatınızda yaşadığınız en büyük macera neydi? O kadar çok var ki hangi birini anlatsam bilemedim (gülüyor)… Mesela 15 yaşımda İtalya’yı çok merak ediyordum ve orada yaşama hayalleri kuruyordum. Gecenin bir vakti sırt çantamı aldım ve İtalya’ya kaçtım, 3 gün sonra Alman polisi beni telefon ile arayınca mecburen babamı arayıp yerimi söylemek zorunda kaldım (gülüyor)! Peki babam ne yaptı dersiniz? Geldi beni Bibione’den aldı ve şöyle dedi “madem buraya kadar getirdin beni, hadi baba-kız Venedik’e gidelim”... Hep gülüyorum bu hikayeyi anlatırken çünkü gerçekten çok deli dolu bir çocuktum ve canım babam bu konuda benden çok çekti. Beni her zaman anlamaya çalıştı ve bana zincirler vurmak yerine kanatlar taktı. 12-Olimpiyatlara katılsaydınız hangi branşta yarışırdınız? Çocukluğum kış olimpiyatlarını izlemekle geçerdi. Buz pateni müsabakalarını dört gözle izlerdim. Alman buz patencisi Katarina Witt’in büyük hayranıydım o zamanlar. Fakat benim bu spor dalına olan ilgim sadece izlemekle kaldı. Hayatımda buz pateni bile kaymışlığım yok! Uzun lafı kısası, buz pateni… 13-Dünyadaki yeryüzü cennetiniz neresi? Bulunduğumuz yeri güzelleştirdiğimizde her yer yeryüzü cennetimizdir. 14-En büyük rol modeliniz kim ve size nasıl ilham verdi? Birçok rol modelim var, her birinin de bana kattığı şeyler farklı... Prenses Diana benim gençliğime damgasını vuran ve bana ilham veren isimlerden biridir mesela, onun duru güzelliğini, doğuştan gelen asilliği, yaşadığı tüm zorluklara ve haksızlıklara rağmen dimdik duruşu ile başardığı, yaptığı iyilikler... Ölüm haberi geldiğinde tatil için Türkiye’ye, yazlık evimize gelmiştik. Günlerce ağladığımı dün gibi hatırlıyorum o yaz günlerinde. Kaynak: Hürriyet
4
5