Sevdiceğinizle yaptığınız tartışmalarda karşılaştığınız bazı 'demirbaş' argümanların iletişim yolunu tamamen tıkadığını bilmek için de özel bir çabaya yer yok, peki nedir bu iletişim yollarını tıkayan argümanlar? Hepsini çözeceğiz, önce eğri oturacağız ardından da doğru konuşacağız. Pırıl pırıl bir ilişki sizi bekliyor. İnceleyeceğimiz belli başlı kalıplar tüm tartışmalarda kullanılsa da biz duygusal ilişkilerdeki kimi kalıpları inceleyelim, siz diğer tüm tartışmalara da bu kalıpları uygulayabilirsiniz. Tartışmalarda sevdiceğiniz ya da siz, hangi argümanları üreterek gerginliğin tırmanmasına yol açılıyor, örneklerle gidelim. Bu mevzu için de bir örnek çift ele alalım, tabii hayali karakterler olarak. Meriç ve Ahu'nun tartışmalarını bir cerrah titizliğinde masaya yatırmaya başlayalım. Birinci senaryoda, Ahu, Meriç'in yeni aldığı pahalı ceketi eleştirmek istiyor. Ceket de 400 lira, Ahu'nun haklılık payı var.
Girdiğiniz tüm tartışmaları kazanmanızı sağlayacak bir şifre: Maieutics
Tartışma adabını bilmiyoruz, bunu kabul ediyoruz. Bazı tartışmalarda muzaffer olmak iletişimde mağlubiyeti de beraberinde getirebilir, bu riskten de hepimiz haberdarız... (Onedio)
1
13
Ceket tartışmasında Ahu, Meriç'in müsrifliğinden dem vururken kritik bir cümle kurar. "Ceketi almışsın fakat bir tomar para vermişsin, sen zaten para yönetiminden ne anlarsın?" Meriç'in ceketi eleştiriyi hak ediyor olabilir fakat onun farklı bir özelliğinden, özellikle de kişisel bir özelliğinden bahsetmek 'argumentum ad hominem' adı verilen safsatayı ortaya çıkarır. Bu tip fikir çürütmeler tartışma konusundan tamamen uzaklaşmaktan başka işe yaramaz ve tüm diğer safsatalar gibi, bu da iletişim yolunu kökten tıkar zira eleştirinin çerçevesi olaydan ya da bağlamdan kopuktur.
2
13
Tartışma sonrası uzay boşluğunda yerini alan zihinler Ahu'nun yaptığı makyaj üzerine Meriç'in yorumuyla yeniden harlansın. Meriç, Ahu'nun makyajının abartılı olduğunu düşünerek bu kadar abartılı makyajı kimsenin yapmayacağını söyler. Hatta çıkıp dışarı bakması gerektiğini de Ahu'ya salık verir ki yapacağı gözlem sonucunda çoğunluğun yaptığının doğru olduğuna ikna olmalıdır.
3
13
Meriç, halkın güven oyunu arkasına alır gibi görünse de yaşanan bir 'argumentum ad populum' vakasıdır. Çoğunluğun fikrinin herhangi bir temeli olmadan doğru olduğunu düşünmek ve bunu empoze etmek hayli yaygın bir davranış olsa da ikili ilişkilerde referans verilen örneklemin genişliği karşı tarafı ikna etmekten uzaktır. Çoğunluk dünya düz dediğinde dünya düz mü olacak Meriç efendi?
4
13