Kara Yazı dizisiyle ekrana dönmeye hazırlanan Haluk Bilginer, Hürriyet'ten Hakan Gence'nin soruların yanıtladı. O röportajın bir kısmı şöyle:
Haluk Bilginer: Hepimiz katiliz
Haluk Bilginer'den olay açıklamalar...
1
7
Bir tarafta; her an çocuğuna şiddet uygulayan bir babayı canlandıran Haluk Bilginer... Diğer tarafta; tek önceliği namus olan bir babaya hayat veren Emre Kınay... ‘Kara Yazı’ dizisi vesilesiyle iki usta oyuncuyla buluştuk. Son zamanlarda şiddeti çok sevmeye başladık; asalım, keselim, kıralım, dökelim, bayılıyoruz... Bu çok tehlikeli... Uzun süre sonra ekrandasınız... Neydi ‘Kara Yazı’da sizi cezbeden? - Senaristler; Sema (Ergenekon) ve Eylem (Canpolat) Hanım’lar... Daha önce yaptıkları işleri biliyordum. Sıradan televizyon işlerinden farklı işlerdi. ‘Kara Yazı’nın birinci bölümünü okuduğumda da “Bravo” dedim. Hikâye; -kendi karakterim üzerinden gidersem- sevgisiz büyüyen bir insanın başkalarına karşı da sevgisiz davrandığını, eğer şanslıysa bir gün sevgiyi yakalayabileceğini anlatıyor. Her insan sevemez, her insan âşık olamaz. Çünkü herkes o kadar şanslı değildir. Oysa aşk kelimesini günümüzde çok kolay kullanıyoruz... - Zordur aşkı bulmak... Aşkın dilde değil, yürekte olması önemlidir. Egolarınızı evde bırakmanız gerekir. Bazı insanlar hiç âşık olmadan, sevmeden, sevmeyi beceremeden ölmüş olabilir. Bu büyük şanssızlık. Çünkü görmemişlerdir. Hayatta ne gördüysek onu yaşayıp yaşatıyoruz. Bilmediğiniz bir duyguyu da nasıl kendi hayatınızda kullanırsınız ki?
2
7
Peki siz gerçek aşkı yaşadınız mı? - Ben aşk için hayatımı 180 derece değiştirebildim. Bunu becerebilen bir insan olduğumu gördüm. Zaten sevmeyi, sevilmeyi, aşkı tecrübe etmemişsen oyunculuk da yapamazsın. Aşkı nasıl tanımlarsınız? - Kendinize olan sevginin karşınızdakine yansımasıdır aşk. Kendinizi sevmezseniz âşık da olamazsınız. Babalık diye bir şey yok Canlandırdığınız Oğuz karakteri sevgisiz bir ailede büyüyor. Sizin çocukluğunuz nasıldı? - Sevgi doluydu. Biz yakın ve birbirine sahici sevgi duyan bir aileyiz. Ama şunu da söyleyeyim; babanızı da sadece babanız olduğu için sevmek zorunda değilsiniz. O insanı severseniz, seversiniz. Önemli olan insanı sevmek. Mesela annelik duygusu için de bu böyle...
3
7
Biraz açar mısınız? - Kadınlara hamileyken “Doğurunca onu çok seveceksin” gibi laflar söylenir. Ama doğurunca her anne çocuğunu sevmez, sevemez... Kadınların kafasını böyle şeylerle doldurmamak lazım. Çünkü sonra kendilerini suçlu hissederler. Tamam, annelik duygusu vardır ama sonuçta içinden buruşuk suratlı bir şey çıkıyor. Sevgi; ilişki ve emektir. Bu konularda fetva vermemek önemli. Peki babalık? - Aslında babalık diye bir şey yok. Nasıl yani? - Çünkü babalık sonradan öğrenilen bir şey. Siz o insanın doğumu için -sevişmeden aldığınız zevk dışında- bir şey yapmış değilsiniz. Çaba sarf eden kadındır. Dokuz ay taşıyor, ağrılar çekiyor, süt veriyor... Baba-evlat ilişkisi emek isteyen, zamanla alışılan bir şey.
4
7