Müjde Ar: Öpüşürken hiçbir şey hissetmezdim

Kendi kendime 'ben çimenleri yolmayacağım' derdim Ben ‘Deli Aysel’in kızıyım. Kulislerde sandıkların içinde büyüdüm. Çocukluğum Karagümrük’teki Aysu Sineması’nda geçti. Bilet kesen adamla aram iyiydi. Sabah-akşam film izlerdim. Filmlerde şu dikkatimi çekiyordu: Erkek, kadını çimenlerin üzerine yatırıyor. Öpüşme başlıyor. Sonra kadının eli çimenleri yoluyor. Kendi kendime ‘Ben çimenleri yolmayacağım’ derdim.

'Küs olarak oynardık' Hep ‘Sevişme sahnelerinde ne oluyor?’ diye sorulur. Hiçbir şey olmuyor. ‘Öpüşürken ne hissediyorsun?’ diyorlar. Allah’ın köftesi gibi geliyor, ne duygusu? Hiçbir şey hissetmezdim. Bırakın sette aşık olmayı, birçok ünlü aktör arkadaşımla bu tür sahneleri küs olarak çekiyorduk. Ama herkes aşk yaşıyoruz sanıyordu.

'Sinemadan hiç kazanmadım' 1975’te ‘Aşk-ı Memnu’da oynadıktan sonra travesti rolü geldi. Kabul ettim. Gerçekten travesti olduğumu sandılar. Nerede ameliyat olduğumu soruyorlardı. ‘Bir zamanlar erkekti’ diye haberler yapılıyordu. O zaman dedim ki, ‘Müjde sen çok zor bir işe girdin’. Sinemadan hiç para kazanmadım. Sesim iyi değildi, ama para için sahneye çıktım. Gazinoda kazandığım her şeyi sinemaya yatırdım. İş iyi çıksın diye oyunculara bile cebimden ödeme yapıyordum. 85 filmimden en az 35 tanesi iyi işlerdi.

Hapishaneden gelen mektup Türkan Şoray bana sürekli telefon açıp ‘Cesaret edip de yapamadığım her şeyi yaptın, bravo’ diyordu. Filiz Akın ile Hülya Koçyiğit de filmlerden sonra arayıp ‘Helal olsun’ diye kutlardı. Ah Güzel İstanbul’ filminde Kadir İnanır’la oynadım. Fahişeyi canlandırdım. Bir gün hapishaneden mektup geldi. Şöyle yazıyordu: ‘Ablacım, halini gördüm ve üzüldüm. Kadir’i adam zannederdim, ama değilmiş. Seni almadı. Uygun görürsen evlenelim.” Mektuba şöyle cevap verdim: “Teşekkür kardeşim, ama biz bu yolun yolcusuyuz.” Bu arada rol önce Türkan Şoray’a gitmiş. Ama Türkan, fahişe rolünü canlandırmak istememiş.