Narodnik Bir Kadın Devrimci: Vera Figner'in Öğrettikleri

Medyafaresi.com Yazarı Ayşe Sönmez'in Yazısı şöyle: Avare ve kendinden hoşnut aristokrasinin, yine kendi halinde ve kendinden memnun yapma bebeği Rus kızı Vera' nın hayatı, akrabalarının onun için "Güzel bir süs bebeği fakat içi boş!" dediğini duyması ile değişmeye başlayacaktır. Bildiği her şeyi ona öğreten ve öyle olması için hazırlayan sistem, bir gün yarattığından memnun olmadığını söylemektedir. Sadece ailesi ile tatile gitmesine izin verilen, kendi için uygun bulunan kitapları okuyan ve hatta istenmeyen bir davranış yaptığı zaman ağır cezalandırılan Vera'nın, kendini var edenin memnuniyetsizliği ile yüzleşmesi.

Sanki Tanrı'nın suretinden yaratıldığına inanan insanoğlunun, kendi kutsal kitabında onun kusurlarını açık eden Tanrısı ile yüzleşmesi gibi. Bu yüzden Vera Figner'ın kendini var eden sisteme inanmayı bırakması tanrısına inanmayı bırakan her insanın hikayesi gibi kendini dünyaya adamak ile sonuçlanacaktır. Vera okuduğu Tıp Fakültesini bırakarak Rusya'ya geri döner ve Narodnaya Volya (Halkın İradesi) örgütünün bir parçası olur, kendini halka hizmet etmeye adar.

Amacım asla Vera'dan kusursuz bir kahraman yaratmak değil. O'nun bundan sonraki dönüşüm süreci, Nietzche okuması ve kendisini başkasından üstün görme ihtiyacı ile gelen bir iyi yüreklilikle bile anlam bulabilir. Ya da Çernişevski’nin Rahmetov'u ilham olmuştur yoluna. Ancak sebebi her ne olursa olsun, alışagelmiş yaşamının konfor alanından vazgeçmek ve kendini başkalarına ve hem de hiç tanımadığı başkalarına adamakta ısrarcı olmak, başlı başına kahraman yapar, benim gözümde Vera Figner'ı.

Kaldı ki benim kahramanlarımın kusurlu olmalarında hiçbir sakınca görmüyorum. Mart 1881’de Çar'ın ölümü ile sonuçlanacak suikastten sonra "Halkın İradesi" örgütünün Vera dahil, suikastla ilişkisi olabilecek tüm üyeleri tek tek tutuklanacaktır. Tarihin bu kısmı yazan ve yazdıran her iki taraf içinde şaşkınlık vericidir.