Aslı BARIŞ - İpek İZCİ (Fotoğraflar: Murat ŞAKA/Levent KULU) Hürriyet / Bu topraklarda bazı alışkanlıklarımız var ki hiçbir şekilde değişmiyor. 1498’den beri aynı hamamda yıkanıyor, 1881’den beri aynı otelde konaklıyor, 1883’ten beri en lezzetli kebabı Isparta’da yiyoruz. Türkiye’nin altını üstüne getirdik, memleketin en köklü markalarını bulduk.
Oxford'u bıraktı hamam işletiyor
Türkiye’nin altını üstüne getirdik, memleketin en köklü markalarını bulduk.
1
7
Oxford’u bıraktım, hamam işletiyorum (Galatasaray Hamamı, 1484) Sultan II. Bayezid tarafından, ziyaret ettiği Gül Baba’nın isteği üzerine yapılmış olan Galatasaray Hamamı 1484’te yapıldı, birçok padişah tarafından kullanıldı. Can Cenik, ailesinin hamamı nasıl aldığını şöyle anlatıyor: “Dört kuşaktır İstanbulluyuz. Dedemlerin başka dört-beş hamamı varmış. Burayı geleneği sürdürmek için almışlar. Bana anneannemin tarafından miras kaldı. Ailemize ve geleneklerimize düşkün bir yapımız vardır. Oxford’da eğitim alıyordum, babam rahatsızlanınca geri döndüm. Hedefim, bayrağı diğer nesillere devretmek kısmet olursa...”
2
7
Dedem lokumdan kâr etme derdi (Ali Muhittin Hacı Bekir Lokumları, 1777) Kurumun beşinci kuşak temsilcisi Hande Celalyan: “Dedemiz ürünleri kendi pişirir, müşterisine kendi tattırıp fikirlerini alırmış. 19. yüzyıl başlarında bir İngiliz gezgin, Hacı Bekir’den lokum alıp ülkesine götürmüş ama lokumun adını telaffuz edemediği için ‘Turkish delight’ demiş. Bu isim literatüre böyle girmiş. Dedem, ‘Bir ürün her zaman ucuz kalsın. Lokum seven her zaman yesin, ondan kâr etme’ dedi, tavsiyesine uyduk. İsteseydik her ilçede bir Hacı Bekir dükkânı olurdu ama ‘Hacı Bekir aynı duruyor; sahibi başında, lokumların tadı eskisi gibi’ dedirtmek bizce daha önemli.”
3
7
Barista’nın atası (Kurukahveci Mehmet Efendi, 1871) Babasının baharat ve çiğ kahve satan dükkânında çalışmaya başlayan Mehmet Efendi, 1871’de işin başına geçti ve o zamana kadar çiğ çekirdek olarak sattıkları kahveyi, ‘kavrulmuş’, ‘öğütülmüş’ ve ‘paketlenmiş’ olarak tüketime hazır şekilde İstanbullulara sundu. Aile 1934’te ‘Kurukahveci’ soyadını aldı. Ahmet Rıza Kurukahveci döneminde kahve parşömenli kâğıt paketlere konularak bakkallara otomobille dağıtılmaya başlandı. Şirketin 1950’li yıllara ait ve halen kullanılan değirmenlerinden biri, eski bir savaş topunun gövdesinden imal edildi.
4
7