3 yaşımdayken. Çok genç yaşta babam akciğer kanserinden vefat etti. Ben annemle kaldım, erkek kardeşim baba tarafında kaldı. Benim biraz erkek ruhum var. Karşında yapma bebek gibi durabilirim ama aileyi geçindiren bendim. Üniversite okuyamadım, birçok arkadaşımıza her fırsatım olduğunda burs verdim, onlar benim en büyük gururlarım oldular.
Oysa biz seni hep dans eden, eğlenen kız sanırdık.
Yok, ben sabır çekmeyi çok erken yaşta öğrendim. Baba olmayınca. Mekânı cennet olsun, şimdi konuşmak da olmaz. İşleri yoğundu, görüşemiyorduk diyelim. Ben kız erkek evlat gibi kendimi büyüttüm.
Zoru başardım, kendimle gurur duyuyorum. Anka kuşu gibiyim, küllerimden doğdum. Şimdi oğlum Aslan uyurken onu izliyorum ve 'Senin çok güçlü bir annen var, arkandayım dağ gibi' diyorum. Bu şarkılarım arasında 'Büyük Ustam' diye bir parçam var. Dinlediğimde ağladım ve ağlayarak oğluma okudum o şarkıyı da.
2000'lerden şimdiye Türkiye magazinine damga vurdun. Hayatı bu kadar izlenerek yaşamak nasıldı?
Zordu. Aslında kendimi çok uzak tutmaya çalıştım. Özelim özelde kalsın dedim ama başaramadım. İyi ki de başaramamışım. Yeri geldi üzüldüm, ağladım, yeri geldi sevindim, hiçbir zaman Pollyanna olmadım.
Ben maskesiz bir bayanım, ne hissediyorsam suratıma yansıyor. Ben de her şeyi paylaşmayı seçtim. Beni sevmeyen önyargılı insanlar oldu. Neler yaşadıklarımızı bilmiyorlar. Ben de artık oluruna bıraktım. Mutluysam mutluluğumu paylaşıyorum, saklamıyorum.
En büyük pişmanlığın ne?
Çok var ama söyleyemem. Şanslıyım, oğlum var, Nida ile evliyim ve sekiz sene sonra yeni şarkılarımla karşınızdayım.