KORCAN KARAR KANGREN OLDU
Korcan Karar’ın Televizyonculuk geçmişinin büyük başarılarla dolu olmasına, tertemiz bir sicile sahip bulunmasına karşın, meslek ilkelerinden ödün vermediği için yıllardır işsiz olduğunu ifade eden Dündar, ünlü televizyoncunun yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
Bir yandan pandeminin yarattığı kapanma ve yalnızlık günleri, diğer yandan da işsiz geçen yılların stresiyle şekeri yükseliyor ve ayak parmağında kangren başlıyor.
Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran (önde) ve eşi, ameliyat sonrası Korcan Karar'a geçmiş olsun ziyaretinde.
Allah”tan atom karınca gibi çalışan Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran imdadına yetişip, hemen İzmir'in en iyi hastanelerinden birine götürüyor.
Eğer Başkan Oran biraz beklese ve her biri mesleğinin değerli temsilcileri olan Prof. Dr. Devrim Akseki (Ortopedi Uzmanı) Prof. Dr. Serhan Sakarya (Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı) Doç. Dr. Levent Küçük (Cerrah) ve Dr. Yılmaz Deniz”den (Kalp-Damar Cerrahisi Uzmanı) oluşan değerli ekibe teslim etmekte gecikse, büyük ihtimalle Korcan'ın ayağı, hatta bacağı bile kesilmiş ve halen hastanede yatıyor olacaktı.
Belediye başkanlığı insanların iyi ve kötü günlerinde yanlarında olmayı gerektiren yüce bir görevdir.
Korcan da “Yaşadığım sürece Ekrem Beye müteşekkir kalacağım. Hayatımı o kurtardı. Hatta teşekkürle yetinmeyip, duygularımı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yazacağım bir mektupla dile getireceğim” diyor.
Tanıyan herkes Korcan'ı çok sever. Çünkü kimse için kötü söz söylemeyen, dara düşen tüm arkadaşlarının yardımına koşan, kalbi iyilik için çarpan, ama ilkelerinden ve onurundan asla ödün vermeyen bir kardeşimizdir. Onurdan söz etmişken hemen belirteyim. Yıllardır işsiz olduğunu bildiğim için hastane masraflarını paylaşmayı önerdiğimde “Ağabey, çok teşekkür ederim. Kıyıda köşede böyle günler için ayırdığım üç beş kuruşum var” dedi ve SGK'nın karşıladığı bölümün dışında kalan tüm hastane borcunu cebinden ödedi.
Riskli günler geride kaldı. Şimdi ayağındaki dikişlerinin alınmasını bekliyor. Şekeri de kontrol altında olduğundan, bir Alaçatı kafesinde buluştuğumuzda garsonlara eskisi gibi “Bana Uğur ağabeyin ikramı olarak en pahalısından bir kazandibi” demiyor, şekersiz çayla yetiniyor!..