Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Türk Ordusu’nun 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos Zaferi ile sonuçlanan Büyük Taarruz ve Baş komutanlık Meydan Muharebesi, dünya tarihinin gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri olarak tarihe geçti. Bugün o büyük destanın 102’nci yıldönümünü büyük bir gururla kutluyoruz.
Başkomutan Mustafa Kemal, 26 Ağustos sabahı Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) ile muharebeyi yönetmek üzere Afyonkarahisar sınırlarında kalan Kocatepe’de yerini aldı. Zafere giden yol, 26 Ağustos günü saat 05.30’da, Kocatepe’de Türk topçusunun ateşiyle başladı. Topçu ateşleriyle şafak vakti başlayan harekatın devamında Türk askeri, sabahın ilk ışıklarıyla hücuma geçip Tınaztepe’yi ele geçirdi ve Belentepe ile Kalecik Sivrisi’nden düşmanı uzaklaştırdı. Taarruzun ilk gününde 1. Ordu birlikleri, Büyük Kalecik tepe ile Çiğiltepe arasında 15 kilometrelik alanda, düşmanın birinci hat mevzilerini ele geçirdi.
ADIM ADIM ÖZGÜRLÜĞE
5’inci Süvari Kolordusu, düşman gerilerindeki ulaştırma kollarına başarılı taarruzlarda bulundu, 2’nci Ordu ise cephede tespit görevini aksatmadan sürdürdü. Türk Ordusu, 27 Ağustos sabahı yine bütün cephelerde yeniden taarruza geçti ve aynı gün Afyonkarahisar, 8’inci Tümen tarafından düşman işgalinden kurtarıldı. 28 ve 29 Ağustos’ta başarıyla sürdürülen taarruz, düşmanın 5’inci tümeninin etkisiz kılınmasıyla neticelendi. 29 Ağustos gecesi durum değerlendirmesi yapan komutanlar, hemen harekete geçilip taarruzun kısa sürede sonuçlandırılmasında hemfikir oldu ve planın 30 Ağustos’ta aksamadan uygulanması için gerekli önlemler alındı. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Türk Ordusu’nun Kurtuluş Savaşı’nda kazandığı en önemli zaferin arifesinde, 30 Ağustos sabahında şimdi belde olan Kütahya’nın Altıntaş İlçesi’ne bağlı Zafertepe Çalköy’de birliklere taarruz emrini verdi.
Kahraman askerlerimiz canları pahasına, Başkomutan Mustafa Kemal’in hedef gösterdiği
Akdeniz’e ulaştı, bir millet küllerinden yeniden doğdu.
TARİHİ EMRİNİ VERDİ
Mustafa Kemal’in bizzat yönettiği Dumlupınar’daki meydan muharebesinde kahraman Mehmetçik, Yunan birliklerini Allıören, Keçiler, Kızıltaş deresi yolunun iki yanında tamamen sarıp imha etti. Kızıltaş deresi bölgesinde açık kalan alandan bazı Yunan birlikleri, General Trikopis, General Diyenis ve birçok Yunan komutanı kaçtı. Büyük Zafer’in ertesi günü, 31 Ağustos’ta Zafertepe Çalköy’de bir evin bahçesindeki kırık kağnının üzerine muharebe alanlarının haritasını koyan Başkomutan Mustafa Kemal, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa ile durum değerlendirmesi yaparak Yunanların yeniden savunma düzenine geçmesini önlemek ve onları mağlup etmek için İzmir’e girme görüşünde birleşti. Mustafa Kemal Paşa, Büyük Zafer sonrası 1 Eylül’de Dumlupınar’da, Batı Cephesi’ndeki tüm subay ve erlere okunmak üzere yayımladığı bildiride, tarihi emrini verdi: “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!’’
27 Ağustos’ta Afyonkarahisar, 30 Ağustos’ta Kütahya’nın kurtuluşunu 1 Eylül’de Gediz, 3 Eylül’de Emet ve Tavşanlı’nın kurtuluşları izledi, 9 Eylül’de İzmir’de Yunan Ordusu’nu denize döken Türk ordusu, Mustafa Kemal Paşa’nın emrini büyük bir başarıyla yerine getirdi.
ATATÜRK, 1 Eylül günü karargah subaylarından Şükrü Ali Bey’e “Garp Cephesi Kumandanlığı” antetli bir kağıda “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” sözleri ile biten tarihî emrini yazdırdı. Mustafa Kemal Paşa, emri Uşak’ın Eşme İlçesi’ne bağlı Takmak Köyü yakınların da Garp Cephesi Kumandanı İsmet (İnönü), Kurmay Başkanı Asım (General Asım Gündüz) ve karargah subaylarından Şükrü Ali Beyler ile gölgesinde oturduğu bir meşe ağacının altında verdi. Emir sahra telefonları ile birliklere iletildi, Yunan ordusu bozguna uğratıldı ve 9 Eylül’de zafere ulaşıldı.
TÜRK MİLLETİNİN MUAZZAM ESERİ
Büyük Önder Atatürk, Büyük Zafer’den iki yıl sonra, 30 Ağustos 1924’te, Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı’nın temel atma törenine katılmak üzere Zafertepe Çalköy’e gitti. Atatürk törene katılanlara, Büyük Zafer’i şu cümlelerle anlattı:
“Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Savaşı ve onun son parçası olan 30 Ağustos Zaferi, Türk tarihinin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük, çok parlak zaferlerle doludur ama Türk ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil dünya tarihine yeni bir adım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Besbellidir ki yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaş tırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Bu alanda akan Türk kanları, bu göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölüm süz koruyucularıdır. Türk ulusu burada kazandığı zaferle, açığa vurduğu gücü ve istemiyle, bu belli gerçeği bir kere daha tarihin bağrına çelik kalemle koymuş bulunuyor.”
BAHTİYARLIĞIM SONSUZDUR
Atatürk, Nutuk’ta ise Büyük Taarruz’u ‘muazzam bir eser’ diyerek şöyle anlattı: “Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklâl düşüncesinin ölümsüz bir âbidesidir. Bu eseri yaratan bir milletin evlâdı, bir ordunun başkomutanı olduğumdan, mutluluk ve bahtiyarlığım sonsuzdur.”