Onur Baştürk, dün köşesinde İstanbul sosyetesinin konuştuğu ilginç bir hikayeyi anlattı. Başrolde iki tanınmış ailenin yeni evli oğlu ve kızı var.
Genç çift dillere destan bir düğünle evleniyor. Kız hamile kalıyor. Bebek doğana kadar her şey yolunda gidiyor. Ama ne olursa işte bebek doğduğunda oluyor... Yeni evli çiftin siyah bir bebeği oluyor. Ve işte ondan sonra fırtınalar kopuyor...
Şimdi herkesin aklındaki soru şu: Kim bu aileler?
İŞTE BAŞTÜRK’ÜN O YAZISI..
’’Tüm şehrin konuştuğu bir acayip hikaye
İlk duyduğumda o klişe tepkiyi ben de verdim, “Yok artık, bu kadarı filmlerde bile olmaz!”
Ama farklı kişilerden aynı hikayeyi duymaya başlayınca, “Şehir efsanesi değil, gerçekten gerçek” denilince bu romantik komedi tadındaki eğlenceli hikayeyi anlatmaya karar verdim.
Eğlenceli dediysem, bana eğlenceli geldi tabii.
Yaşayanlar için zaman zaman gerilim filmi tadında olması hayli doğal.
Hazırsanız, başlıyorum:
Bir kadın ve bir erkek. İkisi de tanınmış ailelerin çocukları.
Evlenmeye karar veriyorlar. Tüm hazırlıklarını tamamlıyorlar.
Düğün iddialı bir yerde: Çırağan’da...
Heyecanlılar, hem de çok.
Düğünden bir-iki gün önce hem kadın hem de erkek ayrı ayrı bekarlığa veda partisi düzenliyor.
Kendi arkadaşlarıyla, kendi gruplarıyla...
Zaten ne oluyorsa o bekarlığa veda partisinde oluyor!
Söylenene göre kadın, kendi bekarlığa veda partisinde alkol duvarını aşıyor, aşıyor, aşıyor ve o gece yaşadıklarını ertesi gün katiyen hatırlamıyor!
Sonraki gün her şey normal seyrinde: Düğün gerçekleşiyor. Balayına çıkılıyor. Çok geçmeden kadın hamile olduğunu öğreniyor. Herkes mutlu, herkes sevinçli...
Doğum için Amerika ayarlanıyor. Orada doğurmak moda ya!
Tüm aile doğuma beş kala Amerika’ya uçuyor.
Ve doğum gerçekleşiyor. Bebek sağlıklı, bebeğin gözleri gülüyor.
Ama kadın şokta, erkek şokta, dahası aileler şokta! Çünkü bebeğin rengi siyah.
Kadın şoku atlatır atlatmaz, ayrıntılarını hatırlayamadığı bekarlığa veda gecesinin kayıtlarına ulaşmaya çalışıyor belleğinde...
Partiye gelen dansçılar... O siyah dansçı... Onunla dans edişi... Onunla tekrar dans edişi... Peki ya sonra?
Anlıyor ki bebek o gecenin meyvesi!
Kocası apar topar Türkiye’ye geri dönüyor.
Ailesi kızlarının bir süre daha Amerika’da kalması için ona yeni bir yaşam/düzen ayarlıyor.
Ve işte bu acayip hikaye şimdi şehrin kafelerinde, pilates salonlarında, ofislerinde dilden dile dolaşıyor.
Filme çekseler ben en çok şunları merak ederdim:
- Siyahi dansçının durumdan haberi oldu mu?
- Kadın, Amerika’daki yaşamına nasıl devam etti?
- Ve koca... Acaba bu olayı nasıl atlattı?’’
Onur Baştürk / Hürriyet