Burada konuşan HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım'ın "Aslında 4 Kasım öncesi ve sonrasında iktidar sahiplerinin demeçlerinde çok net ortaya çıktığı üzere siyasi operasyonlarla tutsak edilmemiş olsalardı, Eş başkanlarımız Sayın Yüksekdağ ve Sayın Demirtaş bu kürsüden selamlanacak değil, hitap edecek liderlerdir" ifadesine TBMM Başkanı İsmail Kahraman tepki gösterdi.
“Sayın Yıldırım, Türkiye’de tutsak yok. Bu noktada buna benzer sözler milli birlik ve bütünlüğü zedeleyen sözlerdir" diyen Kahraman, sözlerine "Türkiye anarşizme müsaade etmeyecek bir ülkedir. Türkiye’de tutsak yoktur. Hukuki terimlerle konuşun. Yargılama ve mahkum vardır” diye devam etti.
Kendisine sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan Yıldırım ise şunları söyledi:
“Aylardır mahkemeye çıkarılmayan bir parti genel başkanına değinseniz daha saygın bir iş yapardınız. Sizin, benim darbe ihtimaline dair söylediklerime cevaben söylediklerinizi anlamakta güçlük çekiyorum. Biz bir darbe ihtimaline dikkat çekerken siz yine şimdi düşündüğünüz gibi düşünüyordunuz."
Ahmet Yıldırım'ın partisinin adına yaptığı konuşmanın tam metni şöyle:
15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünde, Meclis Genel Kurulu’ndan Eş Genel Başkanlarımız Sayın Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere tutsak durumda olan milletvekillerimizi, Belediye Eş Başkanlarımızı, parti yöneticilerimizi, tutuklu gazetecileri, açlık grevine devam eden Nuriye ve Semih’i, OHAL kapsamında mağdur edilen masum yurttaşlarımızı; HDP Grubu, Genel Merkezi ve tüm teşkilatları ile çalışanları adına selamlıyorum.
Aslında 4 Kasım öncesi ve sonrasında iktidar sahiplerinin demeçlerinde çok net ortaya çıktığı üzere siyasi operasyonlarla tutsak edilmemiş olsalardı, Eşbaşkanlarımız Sayın Yüksekdağ ve Sayın Demirtaş bu kürsüden selamlanacak değil, hitap edecek liderlerdir.
Yine konuşmamın başında, 1 yıl önce bu halkı ve demokratik siyaseti hedefleyen 15 Temmuz darbe girişimini kınıyor, darbeye karşı koyarken hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Darbecilerin ve katillerin en kısa zamanda adil bir yargılama ile hak ettikleri cezaya çarptırılmalarını tüm halkımız gibi beklediğimizi ifade etmek istiyorum.