İddianamede, müşteki sıfatıyla Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı’nın ifadesine yer verildi. Aksakallı, 15 Temmuz günü ve gecesinde yaşanılanları saat saat anlattı ve özetle şunları söyledi:
GÜVENLİK TOPLANTISI
14.00: “Genelkurmay 2. Başkanı başkanlığında yapılacak yıllık ‘terörle mücadele’ toplantısına katılmak için ÖKK kışlasından öğlen sularında ayrıldım. Darbeci Semih Terzi’nin öğleden önce babasının rahatsızlığını ifade ederek izin talebinde bulunması üzerine o güne planlı Özel Kuvvetler kurye uçağından istifade ederek gelmesine müsaade ettim. Saat 14.00’te Genelkurmay Karargâhı’ndaki ‘terörle mücadele’ toplantısı başladı.
PARTİGÖÇ ÇOK TELAŞLIYDI
16.00-17.00: Tam saatini hatırlamamakla beraber saat 16.00-17.00 arasında Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in önüne bir not bırakıldı. Orgeneral Güler toplantıdan ayrıldı. Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar’a da bir not iletilmesi üzerine, o da ayrıldı. Neler olduğunu anlamak maksadıyla, geri dönmek üzere toplantıdan ayrıldım. Komuta katında kimseyi bulamadım. Koridorda bir personele Genelkurmay 2. Başkanı’nı sordum. Genelkurmay Başkanı’nın yanında olduğunu, ayrıca MİT Müsteşarı veya MİT Müsteşar Yardımcısı’nın içerde olduğunu söyledi. Normal bir şey olmadığını anladım. Aynı katta Mehmet Partigöç ile karşılaştım. Yüzü kıpkırmızı ve çok telaşlıydı. ‘Hasta mısın neyin var?’ şeklinde üstüne gittim. ‘İyiyim’ dedi. Tekrar toplantı salonuna gittim.
MASAM DEĞİŞTİRİLMİŞ
19.00 Toplantı sona erdi. Genelkurmay İkinci Başkanı ile görüşmek üzere komuta katına çıktım, kimse yoktu. Güler Paşa’nın Genelkurmay Başkanı’nın yanında olduğunu söylediler. Tümgeneral olan bir arkadaşımın kızının düğünü için Gazi Orduevi’ne gittim. Masaya vardığımda askeri protokol ve teamüllere uymayacak şekilde masamın en arkada, oturma planında sırtları salona dönük vaziyette olduğunu, masada tanımadığım 2 ailenin de oturduğunu gördüm. Karşımda MİT Sinyal İstihbarat Başkanlığı’nda çalışan K.K.’nın oturduğunu, beni tanımamazlıktan geldiğini gördüm. Bu gariplikler canımı sıktı. 16-17 Temmuz’da düğün sahibini aradığımda oturma planıyla ilgili ‘Sonradan değiştirilmiş bilmiyorum’ dedi.
KAÇIRMAYA ÇALIŞTILAR
21.30: Düğün salonundan çıkarken kapının önünde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi’yi gördüm. Elinde telefon ile bir yeri aramaya çalışıyordu. ‘Genelkurmay’a ulaşamıyorum, siber saldırı mı var? Nedir?’ dedi. Sivil araçla orduevinden ayrıldık. Anayola çıkışa yaklaşık 30-40 metre kala yamaç olan yolda siyah renkli Mercedes Vito marka bir minibüs hızla yanımızdan geçerek, ani frenle önümüzde durdu. Arabadan inen sivil giyimli iki kişi oturduğum sağ arka kapıya yaklaşarak camdan, ‘Bizimle geleceksiniz’ dedi. Eşim kolundan yaralandı. Sağ arka kapıyı açıp inecek gibi yaptım, sağ ayağımla öndekine tekme atınca ikisi birden sendeledi. Geri viteste bekleyen şoförün hızlı hareketiyle kıskaçtan kurtulduk.
Çukurambar’a ulaştığımda Jandarma Genel Komutanı’nı, Genelkurmay 2. Başkanı’nı, Kara Kuvvetleri Komutanı’nı aradım ulaşamadım. Özel Kuvvetler Harekât Merkezi’ni aradım. Darbeci Albay Ümit Bak’ın telefonu alması üzerine bu yaptıkları hatadan vazgeçmelerini söyledim. Terzi’nin emirlerine uyacağını söyledi.
‘İNCİRLİK KRİTİK’ DEDİM
22.54: Adana Tümen Komutanı Tümgeneral Osman Erbaş’ı aradım, İncirlik’in kritik olduğunu, dikkat etmesi gerektiğini söyledim.
23.35: Selahattin / Irak bölgesinde görevli 3’üncü Özel Kuvvet Tugay Komutanı Tuğgeneral Halil Soysal’ı arayıp Silopi’ye intikal ederek darbeci Terzi’nin sorumluluğundaki Silopi Özel Kuvvetler Harekât Üssü’nde bulunan karargâhın komutasını alması ve birliklerde kontrolü sağlaması, darbeye karışanları tutuklaması emrini verdim. O da gereğini yaptı.
23.37: Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç tarafından arandım. Darbeye karşı her türlü yardıma hazır olduğumuzu söyledim.
MİT’TEN SİLAH İSTEDİM
MİT’ten K.E. ile konuştuk, ÖKK kışlasını darbecilerden temizlemek için gönderdikleri arkadaşlarının tabancadan başka silahlarının olmadığını belirterek, silah ve mühimmat talebinde bulundum. Her türlü yardımı yapabileceğini ifade etti. Koruma Astsubayı Makbul Uluğ’a, Ankara’ya intikal halinde olduğunu öğrendiğim Semih Terzi’yi telefon ile aramasını söyledim. Terzi’nin Uluğ’a ‘Konuşmalarını anlamıyorum ama konuşmaya devam et, anlat anlat’ tarzında alaycı cümlelerle cevap verdiğini öğrendim.
Gece birçok kez MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüştüm. Önceden tahmin ettikleri FETÖ’cü generallerin isimlerini paylaştım.
Genelkurmay Karargâhı’ndaki koruma personeli ile irtibata geçilip, darbecilerin etkisiz hale getirilmesi emrini verdim. Genelkurmay Başkanımızdan ‘uzlaşma yoluyla darbecilerin teslim alınmalarının sağlanması’ emrini aldım. 16 Temmuz’da Genelkurmay Başkanı, beni arayıp, Başbakanlık köşkünde olduğunu söyleyip yanına çağırdı. Çankaya Köşkü’ne giderek Genelkurmay Başkanı’nı oradan aldık.”
DARBEYİ ÖNLEYEN 8 GÖRÜŞME
00.55: “Özel Kuvvetler Komutanı makamında koruma nöbetçiliği görevi yapan Ömer Halisdemir ile Koruma Astsubayı Makbul Uluğ vasıtası ile irtibata geçerek Özel Kuvvetler Karargâhı içerisinde darbecilerin başı olan Albay Ümit Bak ve darbeci Yarbay Mehmet Ali Çelik’in ne yaptıklarını, takip etmesini ve fırsat bulursa etkisiz hale getirmesi talimatını verdim. Durumun takibi ile ilgili Ömer Halisdemir ile 8 defa görüştüm. Yaklaşık 3 yıldır Ömer Halisdemir bana koruma astsubayı olarak görev yapıyordu. Ömer Halisdemir güvendiğim bir askerdi. Son görüşmemizde ona ‘Semih Terzi’nin hain, darbeci olduğunu, vatanımız ve milletimiz adına onu vurması emrini verip, bunun sonunda şehadet olduğunu söyleyip, hakkını helal etmesini’ istedim. O da ‘sonuna kadar helal olsun baş üstüne komutanım’ dedi. Helalleştik.”
02.16: “Darbeci General Semih Terzi’nin Astsubay Ömer Halisdemir tarafından vurulduğunu ve helikopter ile GATA’ya götürüldüğünü öğrendim.”
DARBECİYE BÖYLE DEMİŞ: DİLEKÇENİ YAZ DEFOL GİT
“2015-2016 yıllarında Semih Terzi’nin görevden alınması için 2 defa teklifte bulundum, alınmadı. Terzi’ye olumsuz sicil ve olumsuz kanaat yazdım. 5 - 6 ay önce kendisine Silopi’de ‘dilekçeni yaz bu birlikten defol git’ dedim. Terzi’nin FETÖ’cü olduğunu tahmin ediyordum. 2013 ağustosundan beri TSK’daki FETÖ yapılanmasıyla ilgili mücadele vermeye başladık. Ancak teamüllere uymayan atamalarla karşı karşıya kaldık. Özel Kuvvetler’e yapılan kurmay albay atamaları bunun son örneğidir. Bu darbeyi emperyalist güçlerin uşağı FETÖ/PDY terör örgütüne ait TSK içerisindeki yapının gerçekleştirdiğine eminim.”