Liseden sınıf arkadaşından hamile kaldığı çocuğu 30 Ekim 2014 tarihinde gece yarısı anne ve babası uyurken evinde doğuran 19 yaşındaki İ.İ.İ., yargılandığı Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından "Yakın akrabayı olası kastla öldürme" suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Mahkeme, hükme ilişkin gerekçeli kararını da yazdı. Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 22 Nisan 2015 tarihli raporda bebeğin 30 Ekim 2014 gecesi canlı olarak doğduğu, ölümünün ise göbek bağının bağlanmamasından dolayı gelişen kan kaybı sonucu meydana gelmiş olduğu bİlgisine yer verildiği belirtilen gerekçeli kararda, sanığın yargılama aşamasındaki savunmasına da atıf yapıldı.
Gerekçeli kararda şu görüşlere yer verildi:
'AYNADAN BAKTIĞIMDA BEBEĞİN KAFASI GÖZÜKÜYORDU'
"Sanık, aşamalardaki savunmalarında 2012 yılında sınıf arkadaşı E.G. ile yakınlaştığını, 2013 sonbaharında ise onunla ilk cinsel deneyimini yaşadığını, 2014 yılı Nisan ayında da hamile kaldığını öğrendiğini söyledi. Maddi yetersizlikten dolayı bebeği aldıramadığını ifade etti. E.G. kendisiyle evlenmek istediğini, ancak okumak istediği için bunu kabul etmediğini söyledi. 29 Ekim akşamı 17.00 sıralarında sancısını başladığını, korktuğu için anne ve babasına durumu anlatmadığını beyan etti. 24.00 sıralarında sancısının iyicene arttığını, çocuğun geldiğini hissettiğini, tuvalette gittiğini, tuvalette çocuğu doğuramayacağını anladığı için odasına gittiğini, odasında aynaya baktığında çocuğun kafasının çıktığını gördüğünü söyledi.
'GÖBEK BAĞININ BAĞLANMASI GEREKTİĞİNİ BİLMİYORDUM'
Çocuğu bu şekilde doğurduktan sonra Kordon ile plasentayı kendisinin kopardığını, çocuğun yere düştüğünü, eline aldığında ise ağlamadığını, bir kere gözünü açtığını, kalbinin ise yavaş attığını, çocuğun göbek bağının bağlanması gerektiğini bilmediğinden çok kan kaybettiğini söyledi. Bebeği hırkaya sararak üzerini örttüğünü, bu aşamadan sonra çocuğun nefes alıp almadığını hissedemediğini, bu nedenle ölmüş olabileceğini düşündüğünü belirtti. Etraftaki kanı temizlediğini, kalın bir poşetin içine koyduğu çocuğun bedenini çocukluk battaniyesine sarıp çalışma masasının altındaki boşluğa bıraktığını, daha sonra odasına geçip uyuduğunu, annesinin Sabah 07.00'a uyandırmak için odasına geldiğini, dershaneye gitmeyeceğini söylediğini, anne ve babası işe gittikten sonra arkadaşı E.G.'yi aradığını, bir gün onun yardımını beklediğini ancak bu yardımın gelmemesi üzerine 1 Kasım 2014 günü Bahçelievler Belediyesi ve Karakolu'nu arayarak haber verdiğini söyledi. Ailesinin bu olayların hiçbirini fark etmediğini, olayların bu şekilde gerçekleşmesinin kendisinin bilgisizliği sonucu olduğunu söyledi."
'İHMALLİ DAVRANIŞ KOŞULLARI OLUŞMAMIŞTIR'
Sanığın, olay tarihinde rızasına dayalı cinsel birliktelik sonucu hamile kaldığı belirtilen gerekçeli kararda, canlı doğan bebekle arasındaki bağ olan kordonu kopardığı, bu davranışıyla hem kendisinin hem de bebeğin hayatını riske ettiğini bilmesi gerektiği ifade edildi. "Öldürme kastının varlığı kabul edilmese de" sözleri ile devam edilen gerekçeli kararda, "Eylemde kabul edilebilir düzeyde tek başına ve doğrudan öldürme kastının varlığı kabul edilmediği gibi, olası kastla öldürme suçunun kabulü gerektiği, bu şekilde doğum yapılmasından sonra göbek bağının, kordonunun sanık tarafından kesilmesiyle doğrudan neticeyi doğurabilecek bir davranış olmakla ihmal suretiyle ölüme sebebiyet verecek eyleminin yasal koşullarının da bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır" görüşüne yer verildi.
'OLASI KASTLA ADAM ÖLDÜRMEKTEN' 25 YIL CEZA ALDI
Mahkeme, oy birliği ile İ.İ.İ.'yi "Kasten yakın akrabayı öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırdı. Sanığın suçunu olası kast kapsamında değerlendiren mahkeme, böylece ağırlaştırılmış hapis cezasını müebbet hapis cezasına, iyi hal indirimi uygulayarak da müebbet hapis cezasını 25 yıl hapis cezasına indirdi.