İşte o yazı:
Cumhuriyet Bayramı'na bir gün kala.. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in istifa ettiği günün akşamüstü yürüyorum.
Ankara'nın kalbi sayılan Kızılay meydanının Yüksel sokak girişine yakın bir yerde...
Bir kadın yere oturmuş mavi çöp torbasının içinden çıkan ekmek, yiyecek artıklarını ayıklıyor.
Birkaç adım geçtikten sonra doğru mu gördüm diye zınk diye durdum. Maalesef doğru görmüşüm.
Geri döndüm. Akıllı telefonda video konusunda çok başarılı değilim. Bir de kadıncağızı utandırmak istemedim. Ürkekçe foto ve video çekmeye çalışırken bir yandan da konuştum.
Adı Fadime Güneş. Cebeci'de oturuyormuş. 70 yaşında olduğunu, kocasının evde yatalak olduğunu anlattı.
Çocukların yok mu diye sordum. İndirdi gözlerini ayrı onlar ayrıldılar dedi.
- Peki valilik veya belediyeye gitmedin mi ?
- Gittim biraz makarna verdiler...
- Teyze böyle olur mu, böyle taşın üstünde... Böyle çöpten toplamak. Hava da soğuk...
- Ne yapayım, dedi.
Bu konuşmalar sürerken elimde telefon, çekmeye çalışmam belli dikkat çekti. İki kadın yaklaştı.
Biri "Nerelisin" diye sordu. Eskişehir deyince, "A ben de oralıyım" dedi. Çantasından çıkardığı birkaç bozukluğu verdi.
"Dilenci misin misin yoksa" diye sordum. "Yok" dedi.
"Yardım etsinler, söyle" dedi sadece
Dilenci de olsa, olmasa da çöpten yemek yiyen bir yaşlı kadın çok içime dokundu. Öylece yürüyüp geçemedim.
Fotoğraf ve görüntü çok başarılı değil, ama umarım bu haber bir yerlere gider. Birilerinin kalbine dokunur.
Müşerref Seçkin