Abone Ol

90'ların ölüm arabaları, Beyaz Toros nedir?

90′ lı yıllarda JİTEM üyelerinin devriye aracı olarak bilinen Beyaz Toros, Güneydoğu ve Doğu bölgelerinde bir çok Kürt vatandaşın korkulu rüyasıydı... O araca bindirilen insanlar, bir daha geri dönememişti.

90'ların ölüm arabaları, Beyaz Toros nedir?

Ekşi sözlük yazarları beyaz toros hakkında bakın neler söylüyor?

"Beyaz toros'un anımsattıkları maalesef ki, güneydoğu bölgelerimizde acı dolu anlardır. yöre halkının anlattıklarına göre, oralarda öldürülmesi düşünülen kimseler beyaz toroslarla evlerinden, işyerleinden alınırlar ve bir daha geri dönmezlermiş. failleri de asla bulunamazmış. bu sebeple, beyaz torosla götürülenler için bir daha dönemeyecek diye düşünülürmüş. o günden sonra, beyaz toros insanların hafızasında kötü adam rolüyle yer almaya başlamıştır.

bu anlattıklarım, 90'larda yaşanan faili meçhullerle ilgili olarak söylenegeldi. şimdilerde ise yeniden gündemde. diyarbakırda görülen faili meçhul cinayetlerin sorgulandığı cemal temizöz davasında sanıkların duruşma esnasında verdikleri ifadeler ve savcıya verilen mütalaalarda geçiyor meşhur beyaz toros." (lahana çorbası)

en son 2000'lerin başında gördüğüm ölüm arabası (tabi içinde jitemcilerin olduğu şekilde, yoksa hala var bu arabalardan). camları jitemcilerin ifşa olmaması için siyah bir bantla kaplı olurdu. bazılarında plaka olmazdı, bazılarının da 73 ile başlayan plakalar olurdu. bu arabaya binen gerçekten de kolay kolay bir daha dönmezdi. jitemciler halkı korkutmak, göz dağı vermek, bazen de kurbanı almak için sürekli çarşıda, mahallelerde bu araba ile rahat rahat turlardı. (garipadam)

70 80 90’lı yıllarda binlerce kişi faili meçhul bir şekilde infaz edilmiştir. Ölüm arabalarıydı beyaz Toroslar. JİTEM hiç kimseden, hiçbir şeyden çekinmediği içindir tanınmaktan da çekinmiyordu.

O yıllarda eve biraz geciksem yaşlı annem balkona çıkar, çevrede beyaz Toros var mı yok mu diye bakınırdı. Eğer bir sokaktan bir beyaz Toros iki kere geçmişse bu kesin “uğursuzluk” addedilirdi. Zira o sokakta artık kötü şeylerin gerçekleşme vakti gelmişti.(Ahmet AY)

Güneydoğu’daki faili meçhul cinayet ve olayların “kara kutusu” Albay Cemal Temizöz davasında, tanık ifadeleri tüyler ürpertirken, Beyaz Toros aracın “terminatör” gibi ölüm kustuğu iddia edildi.

DİYARBAKIR-Şırnak’ta 1993-95 yıllarında işlenen cinayetlerin sorumlusu olduğu iddiasıyla Cizre eski belediye Başkanı Kamil Atak ve PKK itirafçılarıyla birlikte tutuklu bulunan Albay Cemal Temiöz’ün yargılanmasına bugün devam edildi. Duruşma nedeniyle Diyarbakır Adliyesi çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Adliye binasına girmek isteyenler üst araması ve kimlik kontrolünden geçirildi. 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 17’nci duruşmada, tutuklu sanıklar Albay Temizöz, Kamil Atak, Tamer Atak, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ, Adem Yakin ve Kukel Atak hazır bulundu.

2 KİŞİ GÖTÜRDÜ, CESEDİ BULUNDU

Duruşma tanıkların dinlenmesiyle devam edildi. Bugünkü duruşmada, Cizre’deki işyerinden silahlı kişiler tarafından alınan ve daha sonra cesedi bulunan Ramazan Elçi cinayeti ile ilgili tanıklar dinlendi. Ramazan Elçi’nin gözaltına alındığı günü anlatan işyeri komşusu Abdullah Gök, Elçi’nin işyerinin önüne bir araba gelip durduğunu, içinden inen iki kişinin içeriye girdiğini belirterek, “İkisi de silahlıydı. Elçi’nin işyerine girdiler. Ramazan’ı alıp arabaya bindirip götürdüler. Ramazan birkaç gün sonra ölü bulundu. Taziye kurdular, taziyesine katıldım” dedi.

Yeşilin Kendi Anlattığı varsayılan olay
“Ben Abdullah Öcalan’ın yanına kadar gittim, orada onu öldürmek için tam 3 ay bekledim. 3 ay hainlerle yaşadım, yılan yedim böcek yedim. Artık sabrım kalmadı ve Jitem’den bana bu emri veren albayla irtibata geçtim “Neyi bekliyorum efendim, bu emir ne zaman gelecek?” dedim. Albay bana “Emir büyük yerden, öldürmeden geri geleceksin.” dedi. Duyduğum laflar karşısında fenalık geçirdim. Ben para için değil binlerce askeri öldüren soysuzların hesabını kesmek için bu görevi üstlendiğimi bildirdim Jitem’ci albay’a. Bana ömrün hapiste çürür dedi, sonra ona dedim ki “Birazdan apoyu öldüreceğim, sonra seni ve sana o emri veren makamdakileri.” Bunlar devletin bütün birimlerine sızmış. Apoyu öldüremedim, o gece dağ kadrosunda bir tane hain olduğunu öğrendim telsiz’den. Herkesi sorgulamaya başladılar, yakalanmam an meselesiydi. Apo’yu alıp götütürdüler kamptan. Gece olunca zar zor ayrıldım kamptan. Ve giderken şunu yazdım “Yeşil bir kere geldi, bir daha geldiğinde hiçbiriniz yaşamayacaksınız!” Türkiye’ye gelemedim, hain ettiler beni. En çok zoruma bu gitti, milletimin beni hain bilmesi.