Anadolu Ajansı, Merkez Bankası’nın verdiği 2 puanlık faiz indirimi kararını ekonomistlere sordu.
Haberde görüşlerine başvurulan 4 isim de söz konusu karara yönelik şaşkınlıklarını belirtti, olumsuz görüşlerini paylaştı.
‘TL AÇISINDAN OLUMSUZ OLDU’
AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi, piyasalarda TCMB'nin faiz kararına ilişkin medyan beklentinin 50 baz puanlık indirim yönünde olduğunu, maksimum indirim beklentisinin ise 100 baz puan düzeyinde bulunduğunu belirterek, "TCMB'nin politika faizini beklentilerin çok üzerinde indirmesi, TL açısından olumsuz bir gelişme oldu." dedi.
Kurulun, geçen toplantıda olduğu gibi enflasyondaki yükselişin arızi unsurlardan kaynaklandığı değerlendirilmesinde bulunduğunu aktaran Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"Politika faizi 200 baz puan düşerken, faiz koridorunun genişliği 600 baz puan olarak korundu. Öte yandan, karar sonrası mevcut faiz oranı ile gerçekleşen enflasyona göre hesaplanan politika reel faizi yüzde eksi 3'e düşerken, beklenen enflasyona göre hesaplanan reel faiz yüzde 1,8 seviyesine geriledi. Karar metninde yüklü faiz indirimi sonrası ilave indirimler için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığının belirtilmesi yılın son iki toplantısında toplam 50-100 baz puan aralığında daha indirim olabileceğini düşündürüyor.”
‘POLİTİKA HATASI’
Spinn Danışmanlık Kurucu Ortağı ve Ekonomist Özlem Derici Şengül de Merkez Bankası'nın beklentilerinin çok üzerinde bir indirim yaptığına değinerek, şu görüşleri paylaştı:
"Ben son iki faiz indirim kararını da politika hatası olarak değerlendiriyorum. Aslında Merkez Bankası da karar metninde hem küresel ölçekte hem de yurt içinde enflasyonist risklerin olduğuna değiniyor. Bizlerle örtüşmeyen kısım ise Merkez Bankası bu risklerin geçici olduğunu değerlendiriyor, ben ise geçici olsa dahi bu riske karşı önlem alınması gerektiğini düşünüyorum. O yüzden de Merkez Bankası'nın fiyat istikrarı anlamında temkinli olmayan bir adım attığını düşünüyorum.
Gelecek dönemde bu adımların iki türlü yansıması olacak. Biri kurdaki baskının devam etmesi olacak ki bu da enflasyonu besleyen bir unsur. İkinci olarak da uzun vadeli faizlerde artış söz konusu oldu. 10 yıllık faizler yükselirken, kısa vadeli faizler düştü. Kısa vadeli mevduat faizlerinde düşüşün devam etmesi dolarizasyonu körükleyecektir. Bu da enflasyonist bir etki yaratacak.”
‘ENFLASYON KISA VADEDE İLAVE YÜKSELECEK’
Virtus Glocal Yönetici Ortağı İnanç Sözer ise Merkez Bankası'nın bugünkü toplantısında para politikasında bir sistem değişikliği yapıldığı sinyalini verdiğini ifade etti.
Son dönemde TL'deki değer kaybına ve enflasyondaki yükselişe rağmen beklentilerin üzerinde yapılan faiz indiriminin, Türkiye'de yeniden proaktif bir şekilde "düşük faiz-yüksek kur" dönemine girildiğine işaret ettiğini belirten Sözer, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu durum enflasyonun kısa vadede ilave yükselişlerine yol açarken, cari işlemler açığının sürdürülebilir seviyeye indiğini pekiştirecektir. Merkez Bankası'nın ve ekonomi yönetiminin bugünkü karardan sonra yatırımcı algısındaki olası bir bozulmanın önüne geçmek için iletişim kanalını güçlendirmesi ve güven aşılayacak mesajlar vermesi hayatidir. Piyasa koşullarının nasıl reaksiyon vereceğinden bağımsız olarak, 18 Kasım'daki TCMB toplantısında da 100 baz puanlık ilave bir indirim bekliyorum. Bununla beraber artık yatırımcılara negatif reel faiz ödendiğinden dolar/TL'de yakın bir zamanda çift haneli seviyeleri görmek şaşırtıcı olmayacaktır. Bu noktada ihracatın ithalata bağımlılığı, özel sektörün dış borç stoku ve kamunun borcunda dövizin payının yüzde 57,5'e yükselmiş olması kritik risk faktörleri olarak yakından izlenmelidir."
‘BEKLENTİNİN ÜZERİNDE’
Albaraka Türk Başekonomisti ve Stratejik Planlama Müdürü Ömer Emeç, Merkez Bankası'nın, bugün piyasada son dönemde fiyatlanan beklentinin üzerinde sürpriz sayılabilecek bir miktarda önden yüklemeli olarak faiz oranlarında indirime gittiğini söyledi.
Piyasanın ilk tepkisi değerlendirildiğinde, bu gevşemenin gelecek dönemde enflasyon üzerinde ek bir baskı yaratma ihtimali olduğunu belirten Emeç, şunları kaydetti:
"Baktığımızda özellikle arz kaynaklı olarak ülkemizdeki dinamiklerden bağımsız olarak da emtia fiyatlarındaki dalgalanmadan kaynaklı bir fiyat baskısı devam ediyor. Bu durum bundan birkaç ay önceye kadar sıklıkla konuştuğumuz baz etkisiyle enflasyondaki düşüş senaryosunda hareket alanını daraltıyor. Kararın detaylarına baktığımızda, Merkez Bankası da bu duruma işaret ederek, yılın geri kalanında faiz indirimi için sınırlı bir alan kaldığını ifade ediyor. Biz de bu durumdan hareketle kuvvetle muhtemel yılın geri kalanında Merkez Bankası'nın faiz oranlarında ek bir indirim yapmayacağını, destekleyici küresel koşulların olması halinde önümüzdeki PPK toplantılarında sembolik indirimler yapılabileceğini düşünüyoruz."