Abone Ol

ABD'den şok iddia: TSK içinde Erdoğan ve Perinçek taraftarları çatışabilir

Aydınlık gazetesinin haberine göre: ABD’de Neo-Con’ların kara-propaganda merkezlerinden ‘Foreign Policy' TSK içinde sözde Erdoğan ve Perinçek yanlısı olan iki ayrı grubun çatışacağını öne sürdü.

ABD'den şok iddia: TSK içinde Erdoğan ve Perinçek taraftarları çatışabilir

15 Temmuz’daki Amerikancı darbe girişiminin 1. yıldönümünde, ABD’deki Neo-Con’ların kara-propaganda merkezlerinden biri olan ‘Foreign Policy’de, Leela Jacinto imzasıyla, ‘Türkiye’nin Darbe Sonrası Kıyımı ve Erdoğan’ın Özel Ordusu’ başlıklı skandal bir makale yayınladı.

Daha önce FETÖ elebaşı Gülen’i ‘yaşayan en büyük 100 entelektüel’ arasında gösteren dergi, bu defa da Gülen’in masumiyetinden dem vurdu; Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde sözde Erdoğan ve Perinçek yanlısı olan iki ayrı grubun çatışacağını öne sürdü.

Batılı istihbarat servisleri tarafından yürütülen Türkiye karşıtı kampanyayı yakından takip eden uzmanlara göre Pentagon’un özel savaş elemanı Michael Rubin, CIA bağlantılı Henry Barkey, FETÖ’cü çevreler ve bazı Türk gazeteciler tarafından da desteklenen bu iddianın hedefi; sayısız kumpas davası ve bir darbe girişimine tüm gücüyle direnen, Suriye’de ABD planlarını boşa çıkaran Türk ordusunu içeriden yıkmak.

AVRASYACILAR GERİ DÖNDÜ

Türkiye’de yükselen Avrasyacı eğilimin sorgulandığı makalede, CIA'nın kontrolündeki düşünce kuruluşlarının araştırmalarına sıklıkla atıf yaptığı eski TSK mensubu Metin Gürcan'ın bir analizine yer verildi. Buna göre, darbe girişimi sonrası yaşanan tasfiyelerle birlikte generallerin sayısında yüzde 38'e varan bir azalma yaşanırken, subay kadrolarında yüzde 8'lik bir kayıp gözlendiğinin altı çizildi; oluşan bu boşluğu ise ‘Avrasyacı’ olarak bilinen subayların doldurduğu iddia edildi.

Jacinto'ya göre, Rusya’nın Avrasya politikasını destekleyen bu yeni güç odağı, Türkiye’nin dış politika tercihlerinde de oldukça etkili. Bu bağlamda, Avrasyacı olduğu iddia edilen Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı komutasında düzenlenen Fırat Kalkanı Harekatı, söz konusu eğilimin güçlendiğini destekleyen önemli örneklerden biri.

HEDEF: İÇ CEPHEYİ BÖLMEK

Gazeteci Leela Jacinto makalesinde, daha önce Pentagon'un özel savaş elemanı Michael Rubin tarafından dile getirilen SADAT iddialarına da değiniyor. SADAT'ın kurucusu Adnan Tanrıverdi’nin Cumhurbaşkanı danışmanı yapılmasıyla paramiliter bir yapı kurulduğuna dair endişelerin arttığını iddia eden Jacinto bu konuda maddi bir iddia ortaya koyamıyor.

Jacinto iddiasının devamında, ordu içinde örgütlü olduğunu iddia ettiği 'Perinçek’in ‘sosyalist’ savaşçıları ile SADAT taraftarları arasında bir çatışmanın kapıda olduğuna yönelik bir başka iddia ortaya atıyor. Bu durum uzmanlar tarafından, ABD planlarına direnen cepheyi bölmeye yönelik maksatlı bir girişim olarak tarif ediliyor.

Makalede Avrasyacılar ile İslamcıların, ABD ve NATO karşıtı fikirlerde birleştiklerini ifade eden Jacinto adeta bir kehanette bulunurmuşçasına, TSK içinde var olduğuna inandığı bu iki grubun çatışabileceğini öne sürüyor.

Makalede Gülen'in darbe emrini verdiğine yönelik somut bir kanıt olmadığı özellikle vurgulanırken, Gülen'in masumiyeti Alman istihbarat teşkilatı BND'nin tepe ismi Bruno Kahl'ın ifadelerine dayandırılıyor.

75 YAŞINDA BİR AVUKAT OLAN PERİNÇEK…

Makalede Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’ten şu sözlerle bahsediliyor:

“Avrasyacıların yükselişi ve Türkiye'deki güç mücadelesinin Makyavelist doğası söz konusu olduğunda, Türk güvenlik aparatında, ağırlığının üzerinde yumruk atan dar, aşırı milliyetçi bir parti olan Vatan Partisi'nin Genel Başkanı Doğu Perinçek gibisi yoktur. Türk siyasi çevrelerinde, 'Perincek grubu' terimine, ağır dozda siyasi entrika ile birlikte çok sık rastlanıyor ki mitlerle gerçekleri ayırmak oldukça zor. Yeni başlayanlar için gerçekler: 75 yaşındaki bir avukat olan Perinçek, Türkiye'nin dışında muhtemelen en çok Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde ifade özgürlüğü davası kazanan bir Ermeni soykırımı inkarcısı olarak tanınıyor. Ermeni tarafındaki avukatlardan biri Amal Clooney'di ki bu durum davanın uluslararası medyada 15 saniye içinde şöhret kazanmasına yardımcı oldu.”