İşte Talat Atilla'nın köşesinde yer alan çok çarpıcı suikast iddiası;
"Her şey, bir süre önce eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün cuma namazı için Sarıyer Çamlıtepe Merkez Camii’ne giderken başlar.
Devletin tahsis ettiği ünlü bir markanın A8 modelini makam arabası olarak kullanan Gül...
Arabanın içinden gelen kötü kokudan rahatsız olur.
Aynı koku, koruma ekibinin de dikkatini çekince...
Birikmiş nemden kaynaklandığı düşünülerek arabanın içi saatlerce dezenfekte edilir...
Gül, arabaya her bindiğinde aynı koku artarak devam edince...
Bu sefer de aracın egzozu değiştirilir!
Gül’ü rahatsız eden, hatta bir miktar uyuşturan kötü koku tüm teşebbüslere rağmen yok edilemeyince...
Hadiseye Hayrunnisa Gül el koyar...
Abdullah Gül’ün çalışma ekibini toplayan Hayrunnisa Gül “Abdullah Bey arabadan her indiğinde sarhoş gibi oluyor. Araba hareket ettiğinde içeriye sanki zehirli gaz veriliyor. Eşimi öldürmek isteyenler olabilir! Abdullah Bey böyle şeyleri pek umursamaz. Bu yüzden beyefendiye söylemeden arabaya iyice baktırın! Nedir bu koku?” sözleriyle içindeki şüpheyi dile getirir...
Koruma ekibi, araç hareket halindeyken gelen sarhoş edici kokunun kaynağını öğrenmek için...
Her zamanki gibi Cumhurbaşkanlığı bürokrasisi tarafından yönlendirilen yere gitmek üzereyken...
Hayrunnisa Hanım, “Beyefendinin makam arabasını başka bir özel tamirciye götürün!” talimatı verir.
Uzun telefon trafiğinden sonra Gül’ün makam aracına güvenilir bir tamirci bulunur!
Ve nihayet Gül’ün makam aracından gelen...
Gül ekibinin deyimiyle, insanı “SARHOŞ” eden kötü kokunun esrarı çözülür!
Fail klima (bozuk klima) çıkar!
Bu arada Abdullah Gül’ün cebinden ödediği klimanın faturası, danışmanları tarafından geri ödenmesi için Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne gönderilir ama...
“Anlaşmalı olmadığımız bir yerde yapılan tamirat ücretlerini ödememiz mümkün değil!” yanıtı verilir.
Gül’ün makam aracındaki son durumu sorarsanız...
Klimayı değiştirdikten sonra içeriye girdiği düşünülen zehirli gaz (!) tamamen yok oldu!"