Dilipak, "Danıştay’ın kararına da gerek kalmaz. Bu iş idari bir tasarrufla sonuçlandırılabilir ve bu işin sürüncemede kalmasının kimseye faydası yoktur. Onun için 15 günlük süreyi beklemeye de gerek yok. Davacı davasını çeker. İdare konuyu çözer, bir yanlış sonlandırılır, işler kaldığı yerden devam eder." görüşünü savundu.
Dilipak, "Bakın mahkemenin verdiği bir karar bir başka mahkeme kararı ile değiştirilir. İdari bir karar başka bir idari kararla sonuçlandırılır. Ben idarenin bu konuda yeni bir karar vermesini beklemiyorum, eski yanlış uygulamadan vazgeçersiniz, bu hem hukuki hem de idari anlamda bir sonuç doğurur.
'Fetih hakkı', 'kılıç hakkı' gibi birtakım tartışmalarla bu iş hayli örselendi. Bakın bugün ortaya koyacağınız karar daha sonrası için emsal teşkil edecektir. Vereceğiniz her karar, söyleyeceğiniz her söz yarın birileri tarafından, çok vahim sonuçlar doğuracak şekilde, aleyhimizde delil olarak kullanılabilir." ifadesini kullandı.
Yazının devamı için TIKLAYIN