Armağan Çağlayan’ın dün Radikal’de yayınlanan Prof. Dr. Celal Şengör röportajı geniş yankı buldu. Şengör’ün özellikle 80 darbesi sonrası Diyarbakır ve Mamak cezaevinde yaşananlara ilişkin “dışkı yedirmek işkence değildir” açıklaması tepki çekti.
Ahmet Hakan da bugünkü köşesinde, ‘Celâl Şengör Hoca'ya laf sokma denemeleri’ başlığıyla bir yazı kaleme aldı:
Armağan Çağlayan yazdı. "Dışkı yedirmek işkence değildir"
-Celâl Şengör demiş ki: Dışkı yedirmek işkence değil.
-Ben de diyorum ki: Eğer bir şahıs, mesela tıpkı Celâl Hoca gibi bir şahıs, eğer
istiyorsa... Ona dışkı yedirmek katiyen işkence sayılmaz. Hatta yedirdikten sonra
“afiyet olsun” bile denilerek bir zarafet bile gösterilebilir. Ama bir şahıs, eğer
istemiyorsa... Ona asker ve polis zoruyla dışkı yedirmeye kalkışmak yeryüzünün en
barbar, en iğrenç, en vahşi, en alçak işkencelerinden biri olur.
*
-Celâl Şengör demiş ki: Kenan Evren’in her yaptığı doğru idi.
-Ben de diyorum ki: Allah seni 12 Eylül’ün Diyarbakır Zindanı’na düşürsün e mi Celâl
Hoca... Allah sana eline bağlamayı alıp “Metris’lerden, Mamak’lardan sor beni” diye
türküler yaktırsın e mi Celâl Hoca... Allah seni banyo küvetinde kitaplarını yakmak
zorunda bıraksın e mi Celâl Hoca...
*
-Celâl Şengör demiş ki: 99 depremi ne güzel bir depremdi, ne yakışıklı bir depremdi.
-Ben de diyorum ki: Bir insan senin gibi kalpsiz, merhametsiz, insan sevmez ünlü bir
deprem profesörü olacağına... Dünyanın öküzün kellesinde döndüğüne inanan bir
zırcahil olsa çok daha makbuldür benim için. Nokta.
*
-Celâl Şengör demiş ki: Kemal Sunal küfrederek komiklik yapan bir zavallıydı.
-Ben de diyorum ki: Madem öyle... Madem küfrederek komiklik yapmak diye bir şey
var. Hadi o zaman Celâl Hoca! Çık sahneye ve küfret... Bak bakalım Kemal Sunal’a
kahkahalarla gülenlerden kaçı sana gülecek... Sen küfrederek bile komik olamayacak
kadar zavallısın be Hoca! Üstelik ne sen bunun farkındasın ne de İlber Hoca farkında.
-Celâl Şengör demiş ki: Eğitimsizler hiç oy kullanmasın. Cahil ve akılsız bir iş yaparsa
bu iş adam gibi olabilir mi?
-Ben de diyorum ki: Siyaset biliminden çakmayan, toplumu tanımayan, demokrasi
üzerine yazılmış ciltlerce kitaplardan hiçbirini doğru dürüst karıştırmamış, yıllar önce
aşılmış meseleleri sanki ilk kez kendi bulmuş gibi ortaya çıkan bir cahil, isterse
dünyanın en büyük, en prestijli ve en muteber deprem ordinaryüsü olsun... Aysun
Kayacı’dan bir tık öteye bile gidemez.
*
-Celâl Şengör demiş ki: Fatih, oğluna döndü ve “Ben bu Muhammed’in dediklerine
inanmıyorum” dedi.
-Ben de diyorum ki: Ey jeoloji biliminin dünyadaki en bilimsel üstadı Celâl Hoca!
Fatih’in oğluna böyle söylediğine dair “tarih” denilen bilimden bir tanecik kanıt
ortaya koymayacak mısın? Yoksa sen jeolojide bilimsel, tarihte sallamacı mısın?
*
NOT: Yukarıdaki açıklamaları Armağan Çağlayan’ın Radikal’deki Celâl Şengör
röportajından aldım.