Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire, dört yıldır Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la ilgili, geçtiğimiz yıl yaptığı duruşmayla ilgili kararını açıkladı.
Büyük Daire, 2’ye karşı 15 oyla, Demirtaş’a yönelik ağır hak ihlalleri olduğuna hükmetti. Türkiye, ilk kez AİHM Büyük Daire tarafından, siyasi nedenlerle tutuklama kararı verildiği gerekçesiyle mahkûm oldu.
Türk yargıç Saadet Yüksel, karara muhalif kaldı. Büyük Daire, daha önce verilen AİHM kararından sonra yaşanan gelişmeleri özetleyerek, Demirtaş’ın derhal tahliye edilmesi gerektiğini de vurguladı.
Avukatları, Demirtaş’ın tahliyesi için yarın başvuru yapmaya hazırlanıyor. Yargının, bu karara karşı nasıl bir tutum izleyeceği merak konusu. Ankara ise AİHM’deki davanın Demirtaş’ın durumunu etkilemeyeceğini, burada görülen başlıklardan değil, ayrı bir suçtan tutuklu bulunduğunu savunuyor.
Ancak AİHM kararının bunu da kapsar nitelikte olması nedeniyle, tahliye dışındaki aksi bir karar, yeni bir hak ihlali sonucu doğurabilecek. Öte yandan AİHM, Demirtaş'ın farklı bir suçtan yeniden tutuklandığına yönelik görüşler için de cezaevinde tutulması ve siyasi faaliyetlerinden alıkonulmasıyla ilgilenildiği görüşünü taşıdığını bildirdi.
Bu görüş doğrultusunda, Demirtaş’ın artık ikinci tutuklama nedeniyle de cezaevinde tutulamayacağını savunuyor.
AİHM, 2018’de verdiği kararda, Türkiye’nin hak ihlali yaptığına hükmetmiş, Demirtaş’ın, siyasi nedenlerle cezaevinde tutulduğunu belirterek, ilk kez Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin konuya ilişkin 18. maddesinden mahkûm etmişti.
Karara rağmen, tahliye edilmeyen Demirtaş hakkında önce İstanbul’daki bir başka davasında verilen ceza onandı. Bu cezaya ilişkin infaz süresini tamamlayan Demirtaş, AİHM’ye taşıdığı ana dava dosyasında da var olan Kobani olayları nedeniyle açılan ayrı bir soruşturmadan yeniden tutuklandı. Ana davada ise bu tutuklama kararının hemen ardından tahliye kararı verildi.
AİHM Büyük Daire, bu gelişmeler yaşanırken, geçen yıl Eylül ayında, Türkiye’nin ve Demirtaş’ın, çıkan kararı temyiz etmesi üzerine duruşma gerçekleştirdi. AİHM Büyük Daire, bu duruşmaya ilişkin kararını bir yılı aşkın süre geçtikten sonra bugün açıkladı. 2’ye karşı 15 oyla, Türkiye’nin tezlerini reddeden ve Demirtaş’ın haklarının ihlal edildiğine hükmeden Büyük Daire, derhal tahliye edilmesi gerektiğini de vurguladı.
Türkiye, ilk kez AİHM Büyük Daire tarafından, siyasi nedenlerle tutuklama kararı verildiği gerekçesiyle AİHS’nin 18. maddesinden mahkûm oldu. Türk yargıç Saadet Yüksel, karara muhalif kaldı. Büyük Daire, daha önce verilen AİHM kararından sonra yaşanan gelişmeleri özetleyerek, Demirtaş’ın derhal tahliye edilmesi gerektiğini de vurguladı.
Avukatları, Demirtaş’ın tahliyesi için yarın başvuru yapmaya hazırlanıyor. Yargının, bu karara karşı nasıl bir tutum izleyeceği merak konusu. Ankara ise AİHM’deki davanın Demirtaş’ın durumunu etkilemeyeceğini, burada görülen başlıklardan değil, ayrı bir suçtan tutuklu bulunduğunu savunuyor. Ancak AİHM kararının bunu da kapsar nitelikte olması nedeniyle, tahliye dışındaki aksi bir karar, yeni bir hak ihlali sonucu doğurabilecek.
Türkiye ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin şu hükümlerini ihlal etmekten de mahkûm edildi:
10. maddedeki ifade özgürlüğü
5/1. ve 5/3. maddelerindeki özgürlük ve güvenlik hakkı
5/4. maddesindeki tutuklamanın gerekçeye dayanması ve makul sürede yargılanma hakkı
3/1. maddedeki seçme ve seçilme hakkı
AİHM ayrıca Türkiye’nin 3 bin 500 Euro maddi, 25 bin Euro manevi tazminat ve 31 bin 900 Euro masraf ödemesi yapmasına karar verdi.
İkinci tutuklama için de “siyasi” yorumu: Avukatları, Demirtaş’ın bu nedenle cezaevinde tutulamayacağı görüşünde
AİHM, Demirtaş’ın farklı bir suçtan yeniden tutuklandığına yönelik görüşler için de beş yıl önceki tutuklama kararında da 6-8 Ekim olayları olarak bilinen Kobani eylemlerinin gerekçe yapıldığına işaret etti. AİHM, tutuklamanın bu konulardaki şüphelerden çok Demirtaş’ın cezaevinde tutulması ve siyasi faaliyetlerinden alıkonulmasıyla ilgilenildiği görüşünü taşıdığını bildirdi. Avukatları, bu görüş doğrultusunda, Demirtaş’ın artık ikinci tutuklama nedeniyle de cezaevinde tutulamayacağını savunuyor.
Demirtaş'ın avukatları, AİHM'in kararının ardından yaptıkları basın açıklamasında şöyle dedi:
AİHM Büyük Dairesi, 22 Aralık 2020 tarihli kararıyla 4 Kasım 2016 tarihinde tutuklanan müvekkilimiz Sn. Selahattin Demirtaş'ın muhalif bir siyasetçi olarak siyasi amaçlarla ve hukuka aykırı bir şekilde tutuklandığına karar vermiş ve Demirtaş'ın derhal serbest bırakılmasını talep etmiştir.
Büyük Daire, dokunulmazlıkları kaldıran Anayasa değişikliğinin öngörülebilir olmadığını, Meclis kararı olmadan bir milletvekilinin tutuklanamayacağına dair hükmün bu davada uygulanmadığını, meclis içerisinde ve dışarısında yaptığı konuşmalar nedeniyle ifade özgürlüğünün ve milletvekili olarak faaliyet yürütememesi nedeniyle serbest seçim hakkının ihlal edildiğini tespit etmiştir.
Bilindiği üzere, AİHM, 20 Kasım 2018 tarihli ilk kararında Sn. Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması gerektiğine karar vermiş ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz" açıklamasının ardından bu karar uygulanmamıştır.
Büyük Daire, 20 Eylül 2019 tarihli ikinci tutuklamanın, Demirtaş'ın 4 Kasım 2016 tarihli ilk tutukluluğunun devamı niteliğinde olduğunu vurgulayarak hala bu nedenle tutuklu olan (ikinci tutukluluk) Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması gerektiğine hükmetmiştir.
Sadece Türkiye için değil Avrupa Konseyi üyesi tüm devletler açısından pek çok ilki barındıran ve AİHM tarihinin en ağır ihlal kararlarından biri olan bu karar doğrultusunda müvekkilimizin derhal serbest bırakılması ve beraat etmesi gerekmektedir. Hükümeti, AİHS'nin 46. maddesi uyarınca kesin ve bağlayıcı olan bu kararın gereklerini ivedilikle yerine getirmeye çağırıyoruz. Kapsamlı değerlendirmemizi ayrıca paylaşacağız."