Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 10 Aralık 2019'da tutuklu iş insanı ve insan hakları aktivisti Osman Kavala için açıkladığı 'özgürlük' kararına Türkiye'nin yaptığı itirazı reddetti.
"Gezi olaylarını organize etmek suretiyle cebir ve şiddet kullanarak hükûmeti devirme ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ettiği" suçlamasıyla ilgili olan bu karar, daha sonra "casusluk" iddiasıyla tekrar tutuklanan Kavala'nın durumunda değişiklik yaratmayacak.
AİHM, geçen yıl 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nde açıkladığı kararla, Osman Kavala'nın Gezi Parkı süreci nedeniyle tutuklanması ve cezaevinde geçirdiği süreyle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) üç noktada ihlal edildiğine hükmetmişti. Mahkeme, birinci "ihlal" kararında, AİHS'nin "Özgürlük ve Güvenlik Hakkı" başlığını taşıyan 5. maddesinin ihlal edildiğini belirterek, "Kavala’nın Gezi olaylarını organize etmek suretiyle cebir ve şiddet kullanarak hükûmeti devirme ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ettiği yolunda ‘kuvvetli şüphe bulunmadığına" hükmetmişti.
AİHM, ikinci "ihlal" kararını, yine AİHS'nin 5. maddesine dayandırmış ve "Kavala’nın 16 ay iddianame olmaksızın tutuklu olarak alıkonması ve yargılamanın tutuklamadan 1 yıl 7 ay sonra başlaması"nı sözleşmein ihlali olarak değerlendirmişti.
AİHM'in dosyada Türkiye aleyhine verdiği üçüncü "ihlal" kararını da, “Anılan hak ve özgürlüklere bu Sözleşme hükümleri ile izin verilen kısıtlamalar öngörüldükleri amaç dışında uygulanamaz” düzenlemesini içeren AİHS'nin 18’inci maddesine dayanarak hükmetmişti.
Türkiye, üç aylık sürenin sonunda karara itiraz etti. Ancak AİHM'de üç yargıçtan oluşan panel, dosyayı Büyük Daire'ye götürmeye gerek görmeden itirazı reddederek kararı kesinleştirdi.
Bu karar sürecinin ardından Osman Kavala hakkında, 2 yıl 4 ay tutuklu kaldıktan sonra Gezi Parkı dosyasından tahliye kararı verildi. Ancak Kavala, henüz cezaevinden çıkarılmadan, bu kez "casusluk" iddiasıyla bir kez daha tutuklandı. Osman Kavala 924 gündür Silivri Cezaevi'nden tutuklu bulunuyor.