Yeniçağ gazetesi yazarı Orhan Uğuroğlu ise konuyla ilgili olarak bugünkü köşesinde, "AKP kaybederse seçim iptal olur" başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Uğuroğlu, 31 Mart'taki yerel seçimlerde AKP'nin iki şaibe kurguladığını ileri sürerek, birinci şaibenin Binali Yıldırım’ın Meclis Başkanlığından istifa etmemesiyle, İkinci şaibenin ise YSK yapısı çerçevesinde planlandığını ifade etti.
"AKP İstanbul ve Ankara’yı kaybeder oyları yüzde 30-35 bandına düşerse gündeme acilen, 'YSK’nın anayasal uygunsuzluğu' gündeme getirilir" diyen Uğuroğlu, "'Yok artık, olur mu böyle şey, olmaz olmaz' demeyin. AKP ve Erdoğan ne Ankara, ne İstanbul ne de iktidarı kaybetmeyi göze alamaz" diye belirtti.
Uğuroğlu, "Binali Yıldırım’ın Anayasa’nın 94. Maddesini, AKP ve YSK’nın Anayasa’nın 67. Maddesini ihlal ederek yerel seçime peşinen şaibe katmalarını başka nasıl izah edebilirsiniz" diye de sordu.
Orhan Uğuroğlu'nun yazısı şu şekilde:
"Şaibelerle dolu olduğu açık seçik belli olan ve 31 Mart 2019’da yapılacak yerel seçimin kısmen ya da tamamen iptali için kurulan tezgâhı görmeye hazır mısınız?
Şaibe; hile, eksiklik, kusur, ayıp ve art düşünce demektir peşinen yazayım.
Genel olarak seçimlerden sonra seçim şaibelerinden bahsedilir ama AKP 16 yılda bunu da başardı ki 31 Mart’ta yapılacak Yerel Seçim yapılmadan iki önemli şaibe ile kurgulandı.
Birinci şaibe, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Binali Yıldırım’ın bu görevinden, dikkat edin milletvekilliğinden demiyorum Başkanlıktan istifa etmemesi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterilmesidir.
Binali Yıldırım bu yerel seçim için, 'siyasi faaliyet değil, Meclis Başkanlığından istifa etmem gerekmez' diyerek koltuktan kalkmayarak Anayasa’nın 94. Maddesini, seçim ve siyasi partiler yasalarını ihlal etmektedir.
Peki, Binali Beye tüm bağımsız hukukçular, 'Siyasi tarafsızlık gerektiren o koltuktan in Binali Bey' derken 'koltuğa bin, inme Binali Bey' diyen kim?
AKP Genel Başkanı olarak siyasi taraf olan Tayyip Bey mi?
Anayasa’ya göre tarafsızlık yemini eden Cumhurbaşkanı Erdoğan mı?
Ben size AKP ve Erdoğan’ın İstanbul tuzağını anlatayım.
Anayasa ve yasaların çiğnenmesi ile Binali Bey İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine katılır ve kazanırsa YSK mazbatasını verir ve göreve başlatır.
Erdoğan, 'Atı alan Üsküdar’ı geçti' der ve bu konuyu kapatır.
Binali Bey seçimi kaybeder, Ekrem İmamoğlu kazanırsa, 7 Haziran 2015 milletvekili seçimini Erdoğan’ın iptal etmesinde olduğu gibi bu kez de YSK İstanbul seçimini iptal ederek yeniletir…
Gerekçe olarak da Anayasa’nın 94. Maddesi hükmünün ihlal edildiği ve Binali Yıldırım’ın TBMM Başkanlığından istifa etmediği gösterilir.
Muhalefetin göremediği birinci şaibe ve siyasi tuzak budur.
YSK ŞAİBESİ VE TUZAĞI
İkinci şaibe ise Yüksek Seçim Kurulu (YSK) yapısı çerçevesinde planlanmaktadır.
TBMM Genel Kurulunda, YSK Başkanı da dahil olmak üzere toplam 6 üyenin Ocak 2019’da görev süresi doluyordu.
AKP 16 Nisan’da mühürsüz oyları geçerli sayan ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi konulu referanduma şaibe düşüren bu 6 üyenin hizmetinden o kadar memnun oldu ki mini torba yasa teklifiyle bu üyelerin görev sürelerini 1 yıl uzattı.
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Halk TV’de Fatih Ertürk’ün Türkiye Nereye programına katıldı ve 'Anayasanın 76. maddesi uyarınca seçim yasalarında yapılan değişikliklerin bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz' diye konuştu.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı görevinde siyasi partiler masasında yıllarca görev yapan Avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu ile aradım.
Eminağaoğlu da, 'Seçim yasalarında yapılan değişikliklerin bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanamayacağı şeklindeki anayasa hükmüne göregörev süresi dolan üyelerin yerine seçim yapılması için YSK, Yargıtay ve Danıştay’a başvurdum' dedi…
Tüm bu uyarılara rağmen Yargıtay ve Danıştay yeni YSK üyelerinin seçimini yapmazlar ve görev süresi dolan 6 üye göreve devam ederek yerel seçim yapılırsa ne olur?
1- AKP İstanbul ve Ankara’yı kazanır oyları yüzde 40’larda olursa yine atı alan Üsküdar’ı geçmiş olur.
2- AKP İstanbul ve Ankara’yı kaybeder oyları yüzde 30-35 bandına düşerse gündeme acilen, 'YSK’nın anayasal uygunsuzluğu' gündeme getirilir.
3- Anayasa Mahkemesi (AYM) devreye sokularak 'Anayasa ihlal edildi' kararı çıkartılır.
4- AYM kararı sonucunda 6 üyenin yerine Yargıtay ve Danıştay’dan yeni üyeler seçilerek 31 Mart yerel seçiminin tekrarlanması sağlanır.
5- O günlerde Türk Silahlı Kuvvetleri Fırat’ın Doğusuna askeri harekât sürdürüyor ise;
a. Yerel seçim savaş gerekçesi ile 1 yıl ertelenebilir.
b. Yeni üyelerin seçilmesi ile yeni seçim takvimi belirlenerek bu yıl yerel seçim tekrarlanabilir.
6- Hatta çıkan sonuca göre Cumhurbaşkanı istifa ederek milletvekili seçimi veyerel seçim 3’ü bir arada yenilenebilir.
Değerli okurlarım, 'yok artık, olur mu böyle şey, olmaz olmaz' demeyin.
AKP ve Erdoğan ne Ankara, ne İstanbul ne de iktidarı kaybetmeyi göze alamaz.
Bu gücü kaybetmemek için ister demokratik, ister antidemokratik her şeyi dener ki,
- Binali Yıldırım’ın Anayasa’nın 94. Maddesini
- AKP ve YSK’nın Anayasa’nın 67. Maddesini ihlal ederek yerel seçime peşinen şaibe katmalarını başka nasıl izah edebilirsiniz?
Muhalefetin göremediği ikinci şaibe ve siyasi tuzak da budur."