Cumhuriyetin 96. yılı tüm yurtta dün itibaren başlayan etkinliklerle coşku içerisinde kutlanırken, iktidara yakınlığı ile bilinen Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, "96 yaşında mıyız, 91 mi? Yoksa?.." başlıklı yazısında cumhuriyeti ve anayasanın değiştirilemez olan ilk dört maddesini hedef aldı.
Karahasanoğlu yazısının son bölümünde, AKP öncesindeki dönemler için, skandal bir ifade kullanarak "despot cumhuriyet" derken, cumhuriyet idaresinin halkı "maraba" yerine koyduğunu ve anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ilk dört maddesinin de, "dayatma" olduğunu söyledi.
İşte Karahasanoğlu'nun yazısının ilgili bölümü;
Ve bize tanıtım yapılıyor, “96 yıllık Cumhuriyet!”
Bari darbe dönemlerini çıkarın, cumhuriyetin yaşından.
1 yıl 1960 darbesinden.
3 yıl 1980 darbesinden.
1 yıl da 28 Şubat darbesinden.
Ve, “Cumhuriyet 91 yaşında” deyin..
Ha, şimdiden söyleyeyim de..
Bana, sonrasında “Mızıkçılık yaptın” demeyin..
Ben “91 yaşında”ya da itiraz ediyorum..
Siz, başörtü yasağını bu ülkede yıllarca acımasızca uyguladı iseniz..
Halkın parası ile yapılan imam hatip okullarının kapısına kilit vurdu iseniz..
Cumhuriyetten nasıl bahsedersiniz?
Milletin tepesine oturtulan Anayasa Mahkemesi, “Başörtü kullanmak, cumhuriyet düşmanlığıdır” diye kararlar verdi ise..
Asker tehdidi altında, imam hatip ortaokullarını kapatmak için 8 yıl kesintisiz eğitime geçmiş iseniz..
“Bu işin 5+3 olması mümkün. Derdiniz gerçekten çocukların 8 yıl eğitim görmesinin zorunluluğu ise..” denildiği halde..
“Siz çocukların okumasına karşı mısınız” diye söylem geliştirip, çaktırmadan, kesintisiz eğitim adı altında, imam hatiplerin orta kısımlarını kapatırsanız..
Bunu yapmak için, meşru hükümeti devirip, yerine zoraki kurulmuş bir hükümete sopa gösterirseniz..
Bunun adı, nasıl cumhuriyet olabilir ki?
Dolayısı ile.
Sadece şekli açıdan darbe yıllarına değil..
Mana itibariyle darbecilerin hükümlerinin geçtiği yılları da, cumhuriyetin yaşından çıkarmamız lazım..
Şimdi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, vermiş başörtülü bir kızın eline Nutuk’u..
“İstediğim eğitimi alıyor, özgürce okuyorum: Bizim adımız cumhuriyet” dedirtmiş..
Oysa daha 6 yıl önce, o kız, o örtüsü ile üniversitenin kapısından kovuluyordu.
Hem de, Mansur Yavaş’ın şimdi aday olduğu CHP’lilerin baskıları ile.
CHP’li milletvekillerinin tehditleri ile.
Cumhuriyet, evet..
Ama düne kadar uygulanan despot cumhuriyet değil..
Halkı “maraba” yerine koyan cumhuriyet değil..
“Değiştirilmez, değiştirilmesi teklif dahi olunamaz” kuralları ile halka dayatılan cumhuriyet değil..
Halkın, gerçekten söz sahibi olduğu bir Cumhuriyet!