akit yazarı Can, Koronavirüs son on beş gündür yoğun bir şekilde gündeme oturdu. Bir musibet bin nasihatten iyidir bazen. Bu musibetin ilk aklıma getirdiği kendinden emin, her işi tıkırında, rutin insan refleksine bir uyarı olması..." düşüncesini dile getirdi.
Can, "Rutin insan ölümü hatırlamamak için türlü eğlencelerle bir tür afyonlanma yaşar. Modernizm öyle sıkıcı bir hayat sunmuştur ki, bunu sadece kendi izin verdiği afyonlarla dayanılabilir hale getirebilirsiniz. Alışveriş merkezleri artık sadece kapitalistlere değil, faşistlere, ne oldum delisi İslamcılara bile fazlasıyla seçenek sunuyor.
Televizyon, bu afyonu layıkıyla tüketemeyen, uzaktan ağzının suyu akarak izleyen gariban ‘kezbanlara’ alternatif dönüşümün nasıl olması gerektiğine dair bilgi veren bir araca dönüştü. Kitle, bazı büyük yazarlar tarafından da zaten akıl sağlığı olmayan, yönlendirilmeye müsait, çocuksu kalabalık olarak tasvir edilir." ifadesini kullandı.
Can yazısında şunları kaydetti:
Şimdi bu kitle bir evrim geçiriyor ve artık ellerini dezenfekte ediyor, enfekte olmaktan korkuyor. Muhatabına beş metre uzaktan konuşuyor, öyle vıcık vıcık öpüşmeler falan bitti. Kemalist cepheden tanıdığım bir arkadaş cebinden dezenfektan çıkarıyor. ‘Peki ruhunu nasıl dezenfekte edeceksin’ diyorum. Neden diye soruyor, ‘hiiiç, sadece içimden geçti’ diyerek geçiştiriyorum.
Hayat, bir tehlike yoksa anlamını yitiriyor ve uyarıların ağır olması da bu virüsün tersinden bir iyileştirme olarak da okunabileceğini doğruluyor. Çin’de hava kirliliği yüzünden ölen binlerce prematüre çocuğun hayatını kurtarmış Koronavirüs. Türkiye’de de havanın temizlendiği söyleniyor. Nasıl ki necaset bize göre pislik, ama başka bir canlı türü için nimetse ve onunla karnını doyuruyorsa bu virüsü de öyle görelim.