Yaşar Aydın, BirGün gazetesinde "Erdoğan sonrası ne olacak kavgası" başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Aydın yazısında, Cumhur İttifakı'nın bir sonraki seçimi kaybetmesi ihtimalinin AKP'yi harekete geçirdiğini anlattı.
"Erdoğan’ın mental ve fiziki yorgunluğu geleceğe dair hesabı olan isimleri arayışa itti." diyen Aydın, AKP Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül isimlerinin etkinliğinden bahsetti.
Yaşar Aydın'ın yazısı şöyle:
"Hem iktidar koalisyonunda hem de AKP içinde Erdoğan sonrası dönem konuşulmaya başladı. Hatta bazı isimlerden çeşitli adımlar da atılmaya başladı. Bu arayışın iki nedeni var.
1-Başkanlık Rejimi, her tarafı su alan gemi gibi: Halka büyük umutlarla sunulan Başkanlık Rejimi’nin gövdesinde daha ilk yılını tamamlamadan büyük gedikler açılmaya başlamıştı. 31 Mart yerel seçimi, ardından gelen pandemi süreci çok hızlandırdı. Bırakın sorun çözmeyi, yaşanan tüm olumsuzlukların nedeni olarak görülmeye başladı. AKP’lilerin büyük çoğunluğunun da kabul ettiği gibi başkanlık sistemiyle ilgili çatlağı onarmanın bir anlamı kalmadı. Gemi büyük ölçüde su aldı ve artık yürümesi hatta yüzeyde kalması imkânsız hale geldi. Bu sistemle devam edilemez. Dolayısıyla değişecek sistem de yeni aktörler isteyecektir.
2-Erdoğan’ın yaşadığı mental ve fiziki yorgunluk: Erdoğan sonrasına dair arayışların diğer nedeni de “Reis”in kendi durumuyla ilgili. Seçmen nezdinde sürekli AKP’den fazla krediye sahip olan Erdoğan, son altı aydır yapılan tüm kamuoyu yoklamalarında aşağıya doğru bir seyir içerisinde. Partililer için her dönem sorunu çözecek ve bir anlamda şapkadan tavşan çıkaracak isim olan Erdoğan’a dair algı artık eskisi kadar güçlü değil. Parti ve seçmen boyutunda da ciddi tereddütler baş gösterdi. Bu tereddütlerin asıl nedeni Erdoğan’ın mental ve fiziki yorgunluğunun saklanamayacak boyuta gelmesi. Günde birkaç programa katılan Erdoğan, bildik cümleleri hatta ritüelleri tekrarlayan -seçmenin kafasına çay poşeti atmak- hikâyesi bitmiş siyasetçi görüntüsü veriyor. Erdoğan’ın devlet ve parti içindeki tüm gücüne rağmen alttan alta “topal ördek” muamelesi gördüğü açık.
ERDOĞAN OLMADAN AKP MÜMKÜN MÜ?
AKP Genel Başkanı Erdoğan, parti içinde başlayan bu arayışın farkında. Bu yüzden de sık sık parti organlarını toplayıp süreci tersine çevirmek için birlik beraberlik konuşmaları yapıyor. Yaptığı konuşmaların hiçbir etkisi olmadığı, salondaki iki alkıştan sonra herkesin bildiğini okuduğunu da söylemek yanlış olmayacak.
Tüm bunlara rağmen partiyi kuran ve bir anlamda bugüne kadar taşıyan isim olmadan bırakın Cumhur İttifakı’nı, AKP ayakta kalabilir mi? Bu soruya kestirmeden bir cevap vermek mümkün değil ama şu kadarını söylemek mümkün: Hem AKP içinde hem de ittifak bünyesinde kendi siyasi ömrünü Erdoğan’ın siyasi ömrü ile sınırlı tutmak istemeyen oldukça fazla isim var. Her geçen gün de bu isimlere yenisi ekleniyor.
Bir yıl öncesine kadar Süleyman Soylu ve Berat Albayrak isimleri telaffuz edilirken artık Abdülhamit Gül’den Hulisi Akar’a kadar bir düzine isim sayılıyor. Kuşkusuz bu isimlerin tamamı bir lider ya da başkan alternatifi olarak sunulamaz. Bazı isimler bireysel etki gücüyle pozisyon ifade ederken(Soylu-Albayrak) bazıları da daha çok ekipleriyle anılıyor (Akar, Gül vb.).
“Erdoğansız mümkün değil” diyenlere hak vermekle birlikte bu meselenin artık AKP kulislerinde çok da gizli olmayan şekilde konuşulduğunu hatırlatmak isterim. Kulislerin bize söylediği bir başka ortaklaşmanın da Erdoğan’ın bir seçim daha yaşaması olduğudur. Herkes önümüzdeki seçime dair açık bir pozisyon almadan Erdoğan’ı yanına çekme uğraşında. Burada sadece küçük de olsa Süleyman Soylu’nun bir istisna olabileceğine dair not düşmek gerekir.
TEMEL MOTİVASYON İKTİDARDA KALMAK
İsimlerin ve ekiplerin temel motivasyonu iktidardan uzaklaşmamak. Bu yüzden önümüzdeki dönemin sadece ayrışmalar değil aynı zamanda yeni yan yana gelişlere de tanıklık edeceğini söyleyebiliriz. Hatta bugün birbirlerini sert eleştiren partiler ve isimler için bu söylenebilir. Süleyman Soylu ve Berat Albayrak kuşkusuz bir önceki periyottaki kadar güçlü değiller. Ama iki ismin de siyasetten ayrılmaya niyetleri yok. Bakanlık ve bürokratlar üzerinden güçlerini tahkim etmeye çalışıyorlar. Aldığımız bilgilere göre Albayrak önümüzdeki günlerde biraz daha görünür hale gelerek “veliaht rolüne” geri dönmeye hazırlanıyor. Parti içinde diğer ekiplerin sadece kendi içlerinde değil aynı zamanda parti dışında gruplarla da yakın temasta olduğu konuşuluyor. Özellikle Babacan’ın gözü kulağı bu ekiplerde.
İlk büyük yenilgiyle sihir bitti. Her tarafı dökülen, ekonomik ve siyasi buhran içinde bir ülke yaratan Erdoğan’ın daha fazla devam etmesi mümkün değil. Bizim kadar Erdoğan’ın en yakınındakiler de durumun farkında. Türkiye, Erdoğan’ın gitme ihtimalinin belirlemesiyle AKP’nin parçalarından oluşacak birden fazla parti ve birden fazla liderli yeni bir döneme hazırlanıyor. Bu sadece o cephede yaşananlar. Bir de diğer taraf var."