Duvar'dan Ogün Akkaya'nın haberine göre Türkiye’de güvenli, ücretsiz ve erişilebilir kürtaj hakkının engellemeyle karşılaştığı bilinen bir gerçek. Halbuki Türkiye’de isteğe bağlı kürtaj 1983 yılından bu yana yasal ve gebeliğin 10'uncu haftasına kadar uygulanabiliyor. Kamu hastanelerindeki doktorların keyfi tutumu ve toplumsal baskı, beraberinde kadınları sağlıklı olmayan kürtaj yollarını aramaya itiyor.
Türkiye’de "kürtaj hapı" olarak bilinen "RU486" ilacının kullanımı 9 Temmuz 2012 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından yasaklandı. Kullanıldığında düşüğe neden olan, ‘Misoprostol’ etken maddesi içeren “Cytotec Tablet” ve “Arthrotec Tablet” piyasadan çekilerek ruhsatlandırılmasına son verildi.
SAĞLIK BAKANLIĞI EKŞİ SÖZLÜK’TEKİ ‘KÜRTAJ HAPI’ YORUMUNU KALDIRTMIŞ
İktidarın kürtaja dönük politikasının bir örneğini de Ekşi Sözlük’te görmek mümkün. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2019 yılında, tıbbi düşük için de kullanılan Cytotec ilacı için Ekşi Sözlük’te açılan başlıktaki yorumun kaldırılması için başvuruda bulundu. Söz konusu başlıktaki kürtaj ilacına dair yorum mahkemenin kararı uyarınca silindi.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun başvurusuyla ilaca dair yorum Ekşi Sözlük'ten kaldırıldı.
Dünyada ise söz konusu kürtaj hapına ilişkin Türkiye’den farklı bir süreç işliyor. Bazı ülkelerde kadınlar medikal kürtaj haplarını eczanelerden alarak kendi kürtaj süreçlerini doktorlara danışarak evden yönetebiliyor. Örneğin İngiltere’de gebeliğin 10’uncu, İtalya’da ise 9’uncu haftasına kadar kadınlar hastaneye yatırılma gereği duymadan gebeliğin evde ilaçla erken dönemde sonlandırılması uygulamasından yararlanabiliyor.
Türkiye’de kürtaja ve tıbbi düşüğe erişimin kısıtlanması beraberinde kürtaj ilaçlarının internet üzerinden kaçak şekilde satılmasına neden oluyor. Özellikle sosyal medyada “düşük hapı” paylaşımlarıyla ilan açan satıcılar oldukça yaygın. Kullanıcılar tarafından iletişim kurulduğunda, düşüğe neden olduğu bilinen ilacın 800 lira ile bin TL arasında satıldığını belirten satıcılar, satış işlemlerini WhatsApp üzerinden gerçekleştiriyor.
Düşük hapları telefon numaraları paylaşılarak internet üzerinden satılıyor.
‘İLACI YURT DIŞINDAN TEMİN EDİYORUZ’
Kürtaj ilacını şehir dışına kargo ile gönderebileceklerini belirten bir satıcı, İstanbul içinde ise elden teslim yapabildiklerini belirtiyor. Satıcılar, ilk iş olarak gebeliğin kaç hafta olduğunu ve hangi ilde ikamet edildiğini soruyor. Satıcılar “İlacı satın alanlardan sorun yaşayanlar oldu mu?” sorusuna, “Endişelenecek bir şey yok. Hiçbir zararı yok” yanıtını verirken, “İlacı nereden temin ettiniz?” sorusunu ise “Yurt dışından” diyerek cevaplıyor. Satın alınan kürtaj hapının yan etki yapması durumunda ne yapılacağı gibi sorular üzerine ise satıcılar, “Doktora giderseniz bir şey sormaz. Bir şey demenize gerek yok” diyor.
‘ÜCRET DEĞİL BAĞIŞ ALIYORUZ’
Kendilerini “Kendini kanıtlamış tıp doktorları ve uzun süreli kürtaj aktivistleri ekibinin özel bir girişimi” olarak tanımlayan bir internet sitesi ise tıbbi düşük hapını reçeteli bir şekilde posta yoluyla yurt dışından gönderdiklerini belirtiyor. Bu “oluşum” ücret olarak 95 Euro bağış kabul ediyor. Maddi imkânsızlık karşısında ise kadın hakları yardımlaşma örgütlerinin destek fonu sağladığını iddia ediyor.
Ayrıca söz konusu sitede hap almak isteyen kişilere yönelik bir de test şeklinde sorular bulunuyor. Sitede cevaplanması istenen sorular “Kaç haftalık hamilesiniz?, Kararın hakkında ne düşünüyorsun? 60 dakika veya daha kısa sürede hastaneye veya ilk yardım merkezine gidebilir misiniz? Hiç ameliyat veya sezaryen geçirdiniz mi?” şeklinde yer alırken “İstenmeyen bir hamileliğiniz mi var?” sorusunun cevap kısmında ise “Evet kürtaja ihtiyacım var", Evet ama hamileliğe devam etmek ve bebeği evlatlık vermek istiyorum” ile “hayır” şıkları yer alıyor.
Türkiye’ye tıbbi kürtaj hapını Avrupa Birliği’ne uygun reçete ile gönderdiklerini iddia eden bu oluşumun adı bir şikayet oluşturma platformunda da geçiyor. Şikayette bulunan kişi, “Bu ilaçlar Türkiye’ye girmiyor. Çok profesyonel davranıp, ‘Parayı kargo ülkeye girdikten sonra ödeyin’ diyerek yanıltıyorlar. Gebelik şikayeti bulunan kadınların zarar görmemesi için mutlaka yayınlayın” diyerek anlatıyor.
‘KADINLAR KÜRTAJ HAKLARINA ULAŞAMADIKLARINDA KARABORSA VE GÜVENLİ OLMAYAN YÖNTEMLERİNİ KULLANIYOR’
Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği Savunuculuk Koordinatörü Berfu Şeker’e göre kürtaj haplarının karaborsaya düşmesinin bir nedeni de hükümetin uyguladığı kürtaj politikasından kaynaklanıyor. “AK Parti kürtaja karşı savaş açtı” diyen Şeker’e göre kürtaja erişim, ilacın yasaklanmasından sonra iyice kısıtlandı.
Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği Savunuculuk Koordinatörü Berfu Şeker
Devlet hastanelerinin çoğunun isteğe bağlı kürtaj hakkını kadınlara kullandırtmadığını belirten Şeker, “Kadınlar kürtaj haklarına ve aile planlaması hizmetlerine erişemedikleri için bu tür karaborsa ve güvenli olmayan kürtaj yöntemlerini, merdiven altı yöntemleri kullanıyor” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir an önce yasal hak olan kürtaj hakkının erişilebilir olması aynı zamanda da Dünya Sağlık Örgütü tarafından ruhsatlandırılmış, güvenli olduğu tescil edilmiş kürtaj haplarının da Türkiye’de yasal olması gerekiyor. Dünyada atılan adımlar, mevzuat değişikliği ve politik bakış açısı değişikliği ile Türkiye'de de uygulanabilir ama ‘En az üç çocuk doğurun’ diyen bir iktidarın tabi ki de kürtaj politikalarını engellemesi şaşırtıcı değil. Bu kadın haklarına, bedenine, cinselliğine ve özgürlüğüne bakış açısıdır. Kadınları daha çok çocuk doğurmaya teşvik eden bir politika uygulanıyor.”