Ankara’nın Altındağ ilçesinde, 18 yaşındaki Emirhan Yalçın’ın öldürülmesi, Ali Yasin Güler’in ise yaralanmasının ardından mahalle sakinleri, bölgede yaşayan Suriyelerin ev ve işyerlerine saldırmıştı. Bölgede yaşanan olayların ardından Alman Yeşiller Partisi’nin Avrupa Parlamentosu milletvekili Katrin Langensiepen, sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. “Ankara’da Suriyelilere saldırıldığını” savunan Langensiepen, “Türkiye çok sayıda Suriyeliyi aldı ama o zaman insanların güvenliğini de sağlamanız gerekiyor” ifadelerini kullandı. Bir kullanıcı ise Langensiepen’e “Türkiye’nin sorunu sizi ilgilendirmez” tepkisini gösterdi. Langensiepen ise bu tepkiye “Tabii ki, size parasını biz veriyoruz” yanıtını verdi. Langensiepen’in bu yorumu özellikle Türklerin tepkisini çekti.
Cumhuriyet’e konuşan eski TBMM Başkanvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkan Yardımcısı Uluç Gürkan, “Türkiye’nin genelde Suriye ve Afganistan, özelde ise bu ülkelerden gelen sığınmacılara ilişkin yanlış politikalarının onur kırıcı polemiklere neden olabildiğini” belirtti. Politika yanlışlarının bir an önce aşılması gerektiğini vurgulayan Gürkan, “Türkiye’de sayıları milyonları aşan mültecilerin bir beka meselesi haline geldiğinin altının çizilmesi ve anayasadaki ‘Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir’ hükmü ile öngörülen düzenlemelere mutlaka geçilmesi gerektiğini” kaydetti. Türkiye’nin, sığınmacılar konusunda, “harcanılanın onda birine bile yetmeyecek ölçüde yardım karşılığında Avrupa’nın güvenlik duvarı oluyor” konumuna düşmekten kurtulması gerektiğini aktaran Gürkan, sığınmacıların bağımsızlık sorunu haline geldiğini aktararak, “Eğer bu konudaki bir para pazarlığıyla Türkiye, bu insanları ülkede tutma noktasında kendini konumlandırırsa, bu tür baskılara da açık olmak durumda. Bu nedenle bu politikanın mutlaka değiştirilmesi ve AB’den zaten son derece yetersiz olan yardımın, hiçbir koşulda bu şekilde değerlendirilemeyecek bir anlama geleceğinin belgelendirilmesi gerekiyor” dedi.
‘SİZİN İÇİN DE OLACAK’
Bu yardımın, yalnızca insani yardım çerçevesinde sağlanacak katkı olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Gürkan, “Türkiye, yanlışlarından arınarak bu durumu bir pazarlık konusu yapmaktan çıkarıp, tümüyle insani yardım çizgisine sokmalı. Aksi takdirde sorunun barındırdığı sıkıntıları kendi başına sarmış olur” dedi. Gelen yardımın da sığınmacıların evlerine dönüş projelerinde kullanılması için düzenleme yapılması çağrısında bulunan Gürkan, “Bu çizgi tutturulamazsa başımız belada. Yani ‘Sizin adınıza, sizi korumak, sizin güvenliğinizi sağlamak adına tutuyoruz’ değil, geri göndermek için...‘Bizim için şimdi sıkıntı, sizin için de olacak’ diyerek, paralar geri dönüş projeleri için harcanmalı” ifadelerini kullandı.