Milletvekilleri gruplar halinde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yaptıkları toplantılarda, yeni sistemle birlikte bakanlara ulaşamadıklarını, bölgeleriyle ilgili sorunlara çözüm bulamadıklarını söylemişti.
Cuma günü Erdoğan’ın açılış konuşmasının yaptığı AKP İl Başkanları Toplantısı’nda da il başkanları benzer sorunları gündeme getirdi.
“HÜKÜMET İLE OLAN İLİŞKİLERİNİN ESKİSİ GİBİ YÜRÜMÜYOR OLMASINDAN ŞİKAYET ETMİŞ”
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, toplantıda yaşananları “AK Parti İl başkanları: ‘Biz neyiz, sistemdeki yerimiz, statümüz ne?’” başlıklı yazısında aktardı.
Sarıkaya yazısında şu ifadeleri kullandı:
“AK Parti’de seçim sonrası ortaya çıkan sıkıntılara çözüm bulmak için gruplar halinde milletvekilleri dinlenmişti. Önceki gün de büyükşehir belediye başkanlarının da katılımı ile genişletilmiş il başkanları toplantısı yapıldı. Şunu belirtmeliyim ki milletvekillerinin aktardığı sıkıntının iki katı il başkanlarında mevcut.
Bunun temel kaynağını da bir yılını dolduran sistemin tam oturmamış olmasının yanı sıra, yeni sistemde il başkanlarının statülerinin belirlenmemesinin yarattığı sıkıntı yatıyor.
Nitekim toplantının ağırlıklı bölümünde de il başkanları yeni sistemle ‘itibar’ kaybına uğramanın hayıflanması içinde olmuş, makam ve statü tanımlanmasının yarattığı belirsizlikten yakınmış.
Bir de hükümet ile olan ilişkilerinin eskisi gibi yürümüyor olmasından şikayet etmiş.”
“BEN EN ARKADA YÜRÜYORUM DÖNÜP BİR DE KÜÇÜMSEYEREK BAKIYOR”
Sarıkaya, yazısını toplantıda yapılan konuşmaları aktararak sürdürdü:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basına açık konuşmasını yaptıktan sonra, Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un devam ettirdiği toplantıda ortaya çıkan durumu en iyi özetleyen bir il başkanının şu örneklemesi olmuş:
‘Seçim teşkilatın sırtında kazanılır... Hükümetimizi kurduktan sonra, Genel Müdür, Daire Başkanı olabilmek için onlarca kez kapımıza gelen, bizi ataması için her gün defalarca arayan kişiler, şimdi bayramda, resmi törenlerde benim 10 adam önümde duruyor. İşe girmesini, atamasını sağladığım kişi en önde, ben en arkada yürüyorum; dönüp bir de küçümseyerek bakıyor. Telefonumuza çıkmıyor, randevu vermiyor…’
Söz alanların hemen hepsi benzer öykü aktarmış… Sonunda da şu sorularına yanıt verilmesini istemiş:
‘Yeni sistemde biz neyiz? Statümüz nasıl tarif ediliyor? Teşkilat başkanı olarak hangi sıraya, nereye tekabül ediyoruz?’
“KİMSE BİZİ ZATEN KALE ALMIYOR”
Bu soruları bürokrasinin yeni sisteme geçiş sonrası kendilerini önemsemeyen davranışlarından örnekler takip etmiş, hatta isimler de verilmiş…
‘İl başkanı olarak üzerimizde bu kadar yük var, davul omzumuzda, tokmak başkasında’ yakınmasının devamı gelmiş:
‘Bölgemizde 64 yeni jeotermal saha ilanı edilip ihalesinin sonlandığını Resmi Gazete’den öğrendik. Çevreciler ayağa kalktı, kapımıza dayandı. Bu kez bize kaplıca amaçlı turizm yatırımı ve seracılık için yeni saha açıldığı söylendi. Bunu baştan bize bildiremez miydiniz? Bürokrasi ile tamamen koptuk, bağımız kesildi. Kimse de bizi zaten kale almıyor… İki milletvekili bir araya gelip Milli Eğitim Bakanlığı’na gidip 300 yeni okul yapımını koordine eden ve taşımalı eğitimi ortadan kaldıran başarılı İl Milli Eğitim Müdürü’nü değiştirebiliyor. Bütün il ayağa kalkıyor, veliler hesabını bana soruyor ama Teşkilat Başkanı olarak benim de hiçbir şeyden haberim yok, Ben de Resmi Gazete’den öğreniyorum. Hani tayin ve atamalarda Teşkilat Başkanlığının görüşü de alınacaktı? Bırakın görüş almayı, telefonumuza çıkılmıyor… Çıkan da talebimizi karşılamıyor…’”