TBMM Cezaevi Alt Komisyon Başkanı, AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner, “Bazı cezaevlerinde FETÖ’cülere imtiyazlı muamele ettiklerine dair duyumlar olduğunu” söyledi.
Metiner, “Bu alçaklara yapılan bu muamele iddialarının hâlâ oradaki bir kısım gardiyanlar marifetiyle onların nasıl krallar gibi yaşadığına dair, nasıl örgütsel faaliyetlerini sürdürdüklerine dair bir teki doğruysa bu bizi fena hâlde rahatsız eder” diye konuştu.
“Komisyon olarak cezaevindeki ‘FETÖ’cülere hiçbir ziyaret yapmadıklarını” söyleyen Metiner, “Bu Meclisi bile bombalayan, bombalamakta sakınca görmeyen o alçak güruhun siyasal propagandasına Meclis’in bir komisyonunun alet edilmesinden yana değilim ben” diye konuştu. Metiner, isteyen milletvekilinin partileri adına gidip ziyaret edebileceklerini ifade etti.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun yerinde inceledikleri cezaevlerine ilişkin hazırlanan raporlarla ilgili toplantısında konuşan AKP’li Mehmet Metiner’in açıklamaları şöyle:
MEHMET METİNER (İstanbul) Komisyon olarak cezaevlerine gittiğimizde hiç kimsenin bizi yanlış bir muameleye tabi tutmasına zaten izin veremeyiz. Seçilmiş iradeye karşı bürokratik iradenin ayak sürçmesini bile başka türlü şey yaparız. Ama Komisyon dışında partiden milletvekili arkadaşlar gittiğinde nasıl bir muameleyle karşılaştıkları tabii ki burada dile getirilebilir. O, sizi ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürümüzü ilgilendiren bir konu ama Komisyon olarak gittiğimiz hiçbir yerde bugüne kadar bir tek olumsuz duruma rastlamış değiliz.
Şimdi, Tarsus, Elâzığ ve dün de Ağrı’dan birtakım şikâyet mektupları gelmiştir, her biriyle ilgileniyoruz. Ben dün Ağrı Cezaevi Müdürünü aradım, cumhuriyet başsavcımızı aradım bu şikâyetlerle ilgili. Ama bu şikâyetlerin ardı arkası kesilmez elbette, işte “Şu dergi niye verilmiyor?” O, cezaevi idaresini ilgilendiren bir konu yani terörle, terörün propagandasıyla ilgili bir şe yse biz Cezaevi Komisyonu olarak “Niye bu dergiyi vermiyorsunuz?” şeklinde bir baskı uygulayamayız yani. Biz cezaevinin fiziki koşullarıyla, kötü muamele olup olmamasıyla alakalı olarak kurulmuşuz. Bunun dışında, yargısal işlemlerle ilgili veyahut da başkaca politik iddialarla ilgili rol üstlenmiş bir komisyon değiliz. Bu konuyu öncelikle belirtmek istiyorum.
Şimdi, bir konu daha var. Bu FETÖ’cüler konusunda, evet, bugüne kadar hiçbir ziyarette bulunmadık. Niye bulunmadık, bunun sebebi açık. Bu Meclisi bile bombalayan, bombalamakta sakınca görmeyen o alçak güruhun siyasal propagandasına Meclisin bir komisyonunun alet edilmesinden yana değilim ben. Ha, yani başka arkadaşlarımız gidip kendilerini ziyaret edebilirler, partileri adına gidip ziyaret edebilirler. Biz orada zaten cezaevi koşullarını incelemek için varız, kötü muamele var mı, işkence var mı. Şimdi, öyle bir tablo çizildi ki Sayın Başkan… Kusura bakmayın ama hepimizişkence, kötü muamele konusunda duyarlıyız, kimse bir diğerini bu konuda duyarsız olmakla suçlamasın lütfen. Bugüne kadar gezmiş olduğum hiçbir cezaevinde kötü muamele ve işkence iddialarıyla yüz yüze gelmedik.
Komisyon üyesi arkadaşlarımız da, bize eşlik eden arkadaşlarımız da ellerini yüreklerine koyarak söylesinler. En politik, en aşırı terör örgütüne mensup insanlar bile sistematik bir işkence olduğunu söylemediler. Biz nasıl kalkıp burada 15 Temmuzdan sonra artan hak ihlallerinden, işkence iddialarından bahsediyoruz ya? Bu çok doğru bir yaklaşım değil. Eğer biz bir tek işkence, kötü muamele örneğini tespit etmiş olsaydık, hiç kuşkunuz olmasın, bu iddiayı gündeme taşıyan arkadaşlarımızdan daha duyarlı bir şekilde bunun takipçisi olurduk, gereğini de yapardık. Çünkü oraya -suçlu olarak, suçsuz olarak; tutuklu olarak, hükümlü olarak- giren herkes devlete emanettir. Bunu Ayşe Hanım da biliyorlar. Cezaevi müdürümüzle, savcılarımızla yapmış olduğumuzbütün görüşmelerde burada olan bütün vatandaşlarımızın emanet olduğunu, suçları ne olursa olsun hiç kimseye kötü muamele ve işkence yapılmasına i zin vermeyeceğimizi, iktidar partisi milletvekili olduğumuz için Hükûmet olarak da izin vermeyeceğimizi söylüyoruz, uyarıyoruz. Kendileri de tanıklık ediyorlar. Burada başka türlü konuşmanın manası yok.
MEHMET METİNER (İstanbul) – Terör örgütlerinin koğuşlarına giriyoruz, onlar sistematik işkence iddialarından bahsetmiyorlar ama buraya geliyoruz, 15 Temmuzdan sonra cezaevlerinde artan işkencelerden söz ediliyor, hak ihlallerinden söz ediliyor. Çok ilginç yani bunu Komisyon Başkanıolarak tasvip etmem mümkün değil.
Son söz olarak şunu söyleyeyim: Bu Tarsus, Elâzığ, Ağrı, her neyse yani… Şimdi, oradan mektup gönderenlerin ne yapıp ettiklerini de kimse söylemiyor tabii. Mektup yazıp gönderiyor, o mektupta belirtilen sözler doğrultusunda biz, cezaevi idaresini, Hükûmeti, her şeyi yargılıyoruz. Ama gerçekte mektup gönderenlerin yapıp ettikleri nedir? Şimdi, bu konuda eğerKomisyonumuza yeni bir görev yüklüyorsanız Sayın Başkanım, hay hay, bu konuda bir değişiklik yapalım. Çünkü OHAL kararnameleri var, cezaevi idarelerini bağlayan birtakım yönetmelikler var, mevzuatlar var, önümüze koyuyorlar; tutuklu ve hükümlülerin birtakım talepleri var, eylem koyuyorlar, açlık grevi yapıyorlar, kendi bulundukları alanlarda cezaevi idaresinin neredeyse hiçbir işlerine karışmaması gerektiğini söylüyorlar. Mesela son söz olarak şunu söyleyeyim: Kameralarla gözetlendiklerini iddia ediyorlar Ağrı Cezaevinden gelen mektupta. Öyle bir şey yok. Gidip göreceğiz, öyle bir şeyin olmadığını da göreceğiz, tespit de edeceğiz. Eminim bundan, pek çok cezaevini bizzat ziyaret etmiş birisi olarak söylüyorum. Bu iddialar politik saiklerle, nedenlerle yapılabilir. Bir teki haklı olsa bile bunun gereğini yapalım ama cezaevinden gelen her şikâyeti de mutlak doğruymuş gibi kabul etmek ve bunun üzerine bir siyaset inşa etmek de doğru değil. Bunu da insan hakları savunuculuğu açısından bir sorun olarak telakki ediyorum.
Çok teşekkür ediyorum.
Ha, FETÖ’cüler konusunda ben asla… Yani kimse kusura bakmasın.
BAŞKAN – Neylerle ilgili?
MEHMET METİNER (İstanbul) – FETÖ’cüleri ziyaret konusunda. İlgili arkadaşlarımız partileri adına gidip şey yapabilirler. Biz cezaevinde su var mıdır -sıcak su, soğuk su- kötü muamele var mıdır, bunlarla ilgiliyiz.
FETÖ’cülere uzatacağınız her mikrofon burada bence iki eli… Burada cezaevi yönetimini eleştiriyorum, tam tersine, FETÖ’cülere bazı yerlerde imtiyazlı muamele ettiklerine dair duyumlar var. Bu, bizi son derece rahatsız ediyor. Bu alçaklara yapılan bu muamele iddialarının -hâlâ oradaki bir kısım gardiyanlar marifetiyle onların nasıl krallar gibi yaşadığına dair, nasıl örgütsel faaliyetlerini sürdürdüklerine dair- bir teki doğruysa bu bizi fena hâlde rahatsız eder. Ceza ve Tevkifevleri ilgilenecekse bu iddialarla ilgilensin, aksi takdirde… FETÖ’cülerin propagandasına çanak tutacak bir komisyon olmadığımızı da belirtmek isterim.
Hülya Karabağlı/t24