Milliyet gazetesinin aktardığına göre, kararla ilgili değerlendirmede, genç kadının olaydan önce odanın kapısını içeriden kilitlediği, odada yalnızken daha önceden sakladığı Ünal’a ait silahı ateşleyerek intihar ettiği öne sürüldü.
Kararda, “Kadirova’yı intihara azmettiren, teşvik eden, intihar kararını kuvvetlendiren ve intihara yardım eden kişi ya da kişilerin bulunmadığı anlaşılmıştır. Olayda bir başkasına atfı kabil herhangi bir kast, kusur ya da ihmalin bulunmadığı değerlendirilmiştir” denildi.
Kadirova’nın ölümünden 11 gün sonra ifadesi alınan Şirin Ünal, yaşananlarla ilgili şunları söylemişti:
Kızım, Duygu ‘baba Nadira kapıyı kapattı, silah sesi geldi’ diye seslendi. O arada ben de hemen odaya koştum. Kapı kilitliydi. Omuzumla kapıyı açmaya çalıştım. Ancak başarılı olamadım. Kızıma 112 ve 155’i arayalım dedim. Bu esnada kızım Duygu ve diğer çalışan bodrum katından merdiven getirdi. Bu merdivenle kapıyı kırmaya çalıştık ancak merdiven kırıldı.
Sonra kızım Duygu daha büyük bir merdivenle bahçeden odanın balkonuna ulaşmaya çalıştı ancak balkon kapısının da kilitli olduğunu söyledi. Bu arada polis ve 112 sağlık ekipleri olay yerine geldi. Bu esnada polis ekiplerinin kapıyı açmak için kullanmış olduğu çekiç de kırıldı.
Görevlilerin yaptığı çalışmalar sonucu kapının kırılması sağlandı. Kapı kırıldıktan sonra içeriye girebilen görevliler Nadira’yı hastaneye götürdü. Evimde iki çalışanım vardı. Nadira da kızım gibi sevdiğim, koruduğum bir kişiydi.
Kadirova, bakıcı olarak çalıştığı Şirin Ünal'ın Ankara'daki evinde, 23 Eylül akşamı yaşamını yitirmişti. Ankara Emniyet Müdürlüğü, olayın 'silahla gerçekleştirilmiş bir intihar' olduğunu açıklamıştı.
Kadirova'nın yakın bir arkadaşı, olaydan önce genç kadının kendisine, milletvekili Ünal'ın tacizine uğradığını ve kendini öldürmeyi düşündüğünü söylediğini öne sürmüştü.