Orakoğlu, “Milyonlarca İmam Hatipli’ye hakaret eden şarkıcı Gülşen ajan olabilir mi?” başlıklı yazısında “ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçundan tutuklanan şarkıcı ‘Gülşen’e sahip çıkan hadsiz ve küstah açıklaması karşısında kendi kendime olabilir mi sorusunu sorarak köşe yazıma bu başlığı attım” diye yazdı.
Amerika’nın milyonlarca imam hatipliye yapılan hakaret ve aşağılamayı göz ardı ederek şarkıcı Gülşen’in sözlerini ‘İfade Özgürlüğü’ kılıfı içinde değerlendirdiğini ve Türk yargısının tutuklama kararını ‘Adli taciz biçimlerinden biri’ olarak ifade ettiğini yazan Orakoğlu, “Ayrıca 'Türkiye’yi ifade özgürlüğüne saygı duymaya ve güvence almaya çağırıyoruz' açıklaması Amerika’nın Türkiye’nin yargısı ve içişlerine açık bir müdahale anlamındadır” dedi.
Orakoğlu, yazına şöyle devam etti: “Sanat dünyası içinde son aylarda Fazlı Say, Sezen Aksu, Şahan Gökbahar, Cem Yılmaz Tarkan, Sedef Kabaş ve son olarak Gülşen’in mevcut iktidar ve devlet büyükleri aleyhinde tenkit sınırlarını aşan hakaretamiz açıklamaları Türkiye gibi darbe ve teröre hedef olan bir ülkede kabul edilemez sanırım. Diğer taraftan Türkiye’deki yasal veya illegal derin yapılarca veya yabancı ülke gizli servisleri tarafından ajanlaştırılmış ünlüler, gazeteciler ve tüm mesleklerden insanlar olması kuvvetle muhtemeldir. Şüphesiz ki bu ilişkiler çok gizli kripto kategorisindedir. Kolay kolay ortaya çıkmaz veya çıkarılamazlarsa da istihbarat birimlerimizin şarkıcı Gülşen olayının arka perdesini tüm yönleri ile araştırmaları ülke güvenliği ve barışı açısından elzemdir.”
Orakloğlu, “Amerika’nın şarkıcı Gülşen’e verdiği tam destek hayli manidar!!!” dedi.